Sert ve soğuk bakışlarımı yarım sattir baktığım aynadan kardeşim Rüzgara çevirdim.Derin bir nefes alarak oturduğum yerden kalktım.Rüzgar'a doğru yaklaşarak iyi olucaz diye mırıldandım.İyi olmak zorundaydık.Tekrar derin nefes aldım ve başına küçük bir öpücük bıraktım. Çantamı alıp kapıya yöneldim.Çakma adidaslarımı ayağıma geçirdiğim gibi evden çıktım.
Hava çok soğuk diyildi.Rüzgar vardı ama ılıktı.Tenime deymesi beni rahatlatıyordu.Özgür hissettiriyordu.O an kollarımı açıp bir kuş gibi rüzgarı daha da tenimde hissetmek istedim.Bilisiniz işte iyi olan şeyin fazlasını istemek gibi.
Adımlarımı arttırarak otobüs durağının orda durdum.Başım ağrıyordu hemde fazlasıyla.Aklımdaki gerksiz düşünceler çok fazla yer kaplıyordu.Gerksizdi ama fazlaydı.
İnsanlar beni nasıl görüyor?Güçlü, savunmasız,sürtük...
Yüzümü istemsizce buruşturdum bu kesinlikle olamazdı ben sürtük degildim.
Peki acı berbarinde savunmasızlık mı getiriyodu bu yüzden her şeye rağmen dik mi durmalıydım?
Yaşadığım onca şeye rağmen hayata gülümsemelimiydim?Acıyı kabullenip suskun kız mı olmalıydım?Ya da Acıyı içimde saklayıp mutlu Mehir mi olmalıydım?
Kısacası ben "Siyah Kutu' mu olmalıydım?
Otobüsün tekerlek sesiyle kendime geldim.Daha demin dediklerimi gülerek geçiştirdim.Hayata yaptığım gibi gülerek geçiştirdim.Kafamı sallayark otobüsteki yerimi aldım.Bugün gerçektende çok önemli bir gündü.En azından benim için.
İş başvurusuna gidiyorum.Bir şirkette.İstanbul şirkette iyi olursan birden yükselip kötü olursanda silineceğin bir şirket.Ferhat İstanbul'dan geliyordu adı.Sanırım yeterince açıklayıcı oldu.
Heycanlandığımda hep saçmalardım şu an da olduğu gibi.Ama bugün buna taviz veremezdim.Elimi çantama yönelttim ve iş başvurusu yapma nedenimi yazdığım küçük kağıdı alarak okumaya başladım.Kağıda iyice odaklanmıştım.Onca yaşadıklarımı nasıl sığdırabilmiştim hala şaşkındım.Bunalmıştım.Korkuyordum.Kafamı camdan dışarıya doğru çevirdim.Dışarsı güzeldi,insanlar mutluydu ya da öyle gözüküyorlardı.Benim gibi.İşte sırf bunun için hala hayata gülmeye çalışıyordum.Sadece ben zorluk çekmiyordum.Zaten hayata küsmüşlerede kızıyordum.Hayatımızı biz şekillendirirdik.Neden onu suçluyorduk ki?Onca olanlara karşı hala mutlu olmak benim elimdeydi.Yeniden doğmak,tekrardan ilk nefesini almak hepsi bana bağlıydı.İşe kabul edilmem lazımdı.
Otobüsün fren yapmasıyla irkilerek kendime geldim.İnmeden önce parayı verek şirkete yöneldim.Daha doğrusu beynim geri dön yapma uyarıları veriyordu ama bacaklarım dinlemiyordu.Deyimin tam tersini yaşıyodum ayaklarım değil beynim çekcekti olumsuz sonucu.
Şirkete yaklaştığım gibi bahçesinde duran basket sahsını görünce yüzümü saçma bir hale getirerek baktım.Şirkette basket sahası.Daha önce hiç duymamıştım.Ama bi yandan iyidi lisede basket oynardım.Baya da iyiydim.Boş zamanımı burda geçirirdim heralde.Tabi seçilirsem.
İş bavurusu aklıma geldiği gibi koşarak şirketten içeri girdim.İçerisi soğuktu.Kolarımla istemsizce vücudumu sardım ve sekreterin yanına hızlı adımlarla ilerledim.
'Şey ben iş başvurusu için gelmiştim nerde yapılıyor acaba'
Sekreter uzun bir of çektikten sonra bana bakmadan'18. kat' dedi ve varlığım yokmuş gibi işine devam etti.Uyuz diye geçirdim içimden.Böyle insanları nerden buluyorlardı anlamıyordum.Kafa sallayarak asansöre doğru koşturdum hatta depar attım diyebilirim.
Asansör camdan dı ve bu beni korkutmuştu.Yükseklik korkum yoktu ama 18 kata yukardan bakmak mide bulandırıyordordu.
Asansörün kapısı açıldığı gibi uzun koridor ile karşılaştım.Ahh her şeyi ben mi yapmalıydım!!!Yavaşça koridorda ilerlemeye başladım.Bir sürü oda vardı hepsi de bölüm bölüm ayrılmıştı."İş Başvuruları" yazısını görmemle yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim.Umarım her şey istediğim gibi olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Kutu
Teen Fiction'Benim için basket topu dünyayı temsil ediyo ve ben o dünyada senin oyun kurucun koçun ve...' 'Kes sesini Pamir senin yüzünden işimden olucam git başımdan.' Kafamı kaldırıp ona baktığımda yine aynı şekilede seri bakıyodu.Bu bakış beni korkutuyor muy...