Bölüm 1 : Rezilliklerin Prensesi

131 2 0
                                    

Bölüm Şarkısı:Dave Barnes-Little Lies

Şarkıyı medyaya koymak isterdim ama hatalı link diyor.Ama yinede şarkıyı dinlemenizi tavsiye ederim.Şimdiden iyi okumalar:)))

Bütün gece uyuyamamış yarını düşünüp durmuştum.İşe alındım diye mutluydum ama başaramazsam her şeyimi kaybedecektim.Düşünmesi bile korkunçtu.Evimi alsınlar eşyalarımı alsınlar ama Rüzgarı bana bıraksınlar.

Anlattığım gibi şirkette birden yükselip birden yok oluyorsun.Beceremezsen elindeki her şeyi kaybediyorsun.Aileni bile onlar alıp kendileri için eğitip kullanıyolar.Çok riskli bir işti ama başka çağrem yoktu.Bugün sözleşmeyi imzalıycam ve binevi kendimi onlara teslim edicektim.

Bu düşceler ile yataktan kalktım.Lavaboya doğru yöneldim.Karnımda garip bir his vardı.Heycandan mı korkudan mı onu bende çözemedim açıkçası.

Elimi yüzümü yıkadım ve düşüncelerimi lavoboda bırakıp çıktım.Rüzgar'ın beni böyle görmesini istemediğim için yüzüme yapma,içten,buruk,anlamsız bir gülümseme takındım.Biliyorum çok fazla şey anlatıyo bu gülümseme aynı geçmişim gibi.Evet kesinlikle geçmişim gülümsememde saklıydı.

Rüzgar'ın tatlı sesi ile kendime gelmiştim bugün pazardı ve evdeydi.Daha 12 yaşındaydı onu evde yanlız bırakmak hiç istemiyodum ama o  buna alışmıştı. Hatta eskiden ona bakacak birini bulamayınca işe bile getiriyodum.Hayatımın en zorlu anlarını atlatmıştım.Yanlızlığa bürenmiş korku dolu geceleri ,gizlice akıtılan göz yaşları,asla becermediğim anne mesleğini,umarım hepsini geride bırakacaktım.Şimdi rahatlama zamanıydı.Kararlılığımın,sabrımın meyvasını alma zamanıydı.

Bunu içinde işimi en iyi şekilde yapmalıydım.Başka şansım yok şans kapıyı bir kez çalar kaçırırsam küser bir daha gelmez bunu sizde biliyorsunuzdur.

Saat daha 8:30'tu iş 10' da başlıycaktı.Buda daha çok vaktim var demekti.Hemen kollarımı sıvayıp kahvaltı hazırlamaya başladım.

İki yumurta,omlet için yeterliydi herlade.Yumurta çok yapmazdım.Genelde zeytin,peynir,ekmek gidiyorduk işte.Omuz silktim ve yumurtaları tavaya kırıp pişmelerini bekledim.Bir yandan da Rüzgara bakıyordum.Carton Network'te Gamboll izlilordu.Gülümseyerek kafa salladım.O çizgi filmi bende çok seviyordum.

'Büyü artık Mehir'diye çıkıştı birden iç sesim.Ona da güldüm.Çocuk olmak çok güzel diye karşılık verdim içimdeki sese.Ve bende içimdeki çocuğu öldürmek istemiyorum.

Yarım saatir yapmakta olduğum sanat eseri omletim olmuş masaya kahvaltılıkları diziyordum.İşim bittiğinde yeni demlenmiş çayı bardaklara döktükten sonra hala çizgi film izleyen Rüzgar'ı kahvaltıya çağırdım.Gelmeye pek niyeti yoktu.

'Rüzgar hadi kahvaltıya' diye cırladım ikinci kez.

Oflayarak mutfağa geldi ve yemeğini yemeğe başladı.Onunla birlikte bende tabi.

Sesizce yenilen yemeğin ardından saate baktım.Saat 9:30 du.Hiii diye ağzımdan çıkan kelimelerin ardından.Hemen alt üst konbimi yapıp bir tane olan topuklu ayakkabımı ayağıma geçirdikten sonra Rüzgar'ı iyice tembihledim.Bir şey unutmuşmuyum diye aklımda kısa bir hatırlama filmi izledikten sonra koşarak otobüs durağına yetiştim.

####

Otobüs yolculuğum ardından şirketin yolunu tuttum.Şirkete yaklaştıkça kulağıma gelen basketbol topu sesi adımlarımı tetikledi ve hızlanmasına sebep oldu.

Şirketin bahçesine giriş yaptığım gibi basket oynayan üç çocuk gördüm.Gerçektende saçmalık burası şirket.Bunlar çalışanlar olamazdı heralde diye geçirdim içimden ve beni ilgilendirmediği aklıma gelerek ilerlemeye başladım.

Siyah KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin