LeeMarkLee hey çikolata çocuk... bugün mükemmeldin, aramızda bir aydan kısa süredir bulunmana rağmen~
Asıl ben teşekkür etmeliyim. Kimseyle iletişimim olmamasına rağmen gelip beni desteklediniz özellikle de siz...
LeeMarkLee ne demek canım~ sende bizdensin artık arkadaşımı desteklemem gayet normal demi yanii
Evet haklısınız~ Tekrar teşekkürler.
LeeMarkLee ah bu arada okul çıkışında konferans salonunda bekler misin beni seninle birşey konuşmam gerek
Ne konuşacağız ki?
LeeMarkLee orası bana kalsın okay??? şimdi konferansa geri dön ve bizi güzelce temsil et olur mu🍫🍫🍫
Peki.
+×+×+×+×+×+×
Yaklaşık bir saattir sınıf başkanını bekliyordu Donghyuck daha eve gidip ders çalışacak sonra da pazara gidip annesine yardım edecekti. Biraz daha bekleyelim, gelmezse gideriz dedi kendi kendine. Aniden açılan kapıya döndü. Sınıf başkanı gelmişti, gülümseyerek içeri girdi. "Merhaba çikolata~ Bugün çok iyiydin gerçekten daha önce kimse bu kadar iyi konuşma yapmamıştı~" İki elinin baş parmağını hızlıca sallayıp kocaman gülümsedi ve hızlı adımlarla yanına oturdu.
"Bunlar bugünkü konular.. bunlar da geçen haftakiler senin için çözümlerini güzelce yazdım buradan bakabilirsin anlamadığın olursa mesaj atman yeter onun dışında... Başka bir şey yok. Hoca senin için süreyi uzattı o yüzden acele etmene gerek yok. Hadi çıkalım yoksa okulu üstümüze kapatacaklar."Başkan'ı takip etmeye başladı. Binadan çıktıklarında kolunu omzuna atarak konuştu başkan. "Bana Minhyung diyebilirsin. Sadece tanıdıklarım bunu bilir ve söyler sakın kimseye söyleme." İşaret parmağını dudağına götürüp 'sessiz ol' işareti yaptı. Otobüs durağına kadar birlikte yürüyüp sohbet ettiler.. daha doğrusu Başkan konuştu O da dinledi.
"Yarın görüşürüz çikolata çocuk~ Bugün iyi iş çıkardın güzelce dinlen tamam mı?" Saçlarını karıştırıp otobüse bindi Başkan. Hyuck sadece arkasından bakmıştı.
+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x+x
"Hyuck bugün seni Mark ile gördüm. Hayırdır ne iş?" Jeno'ya ters bakış atıp elindeki fasulye çuvalını depoya bıraktı. "Sadece ödevleri verdi ve konuşarak kafamı şişirdi... Ben konuşmadım bile.. ben neyse de şu Jaemin midir nedir peşinden hiç ayrılmıyor asıl sen bunu düşün" Gözlüğünü geriye itekleyip annesinin yanına döndü. "Anne, şu çenesi düşük şeyi neden işe aldın? Konuşarak kafa şişiriyor sadece~" Annesi paketleri ikisine verip götürmelerini istedi "Bana yardım etmek istemiyorsanız yakışıklı prensim beyaz çikolata Taeyongumu ve arkadaşlarını çağırırım onların gıkı çıkmaz." Jeno hızlıca cevap veri ve kafasına şaplak yedi. "Unuttunuz mu sınava hazırlanıyorlar~ O yüzden bize muhtaçsınız Canım Bayan Lee~ Biz olmasak işiniz zor. Bir de bizi beğenmiyorsunuz..."
"Bana bak Lee Jeno! Annenden seni dövmek için aldım biliyorsun değil mi? Sallanmadan gidip gelin de yemek yiyin hadi~"Dükkanlara teslimatları bitirdikten sonra dükkana geri dönmek için yola koyuldular. Jeno varana kadar kafasını şişirmişti ve konu Jaemin'di.
"Dong çocuk sürekli beni sıkıştırıp duruyor, yemeğimi alıyor çikolatamı yiyor. Hatta geçen gün beni tuvalette sıkıştırdı." Durdu Hyuck. "Nasıl yani?" " Bak şimdi. Ben güzelce tuvaletimi yaptım tamam mı, tam çıkacaktım ki bir baktım karşımda beni kabine itekledi kapıyı da kapattı. Sonra ben oturdum bana soru sordu..." "Ne dedi?"
"Kaslı olmana rağmen neden bebek gibisin kırılgan ve alıngansın, neden benden kaçıyorsun ve konuşmuyorsun bir de şey dedi..." Montunu dudaklarını kapatacak kadar çekti Jeno. "Dudakların çok güzel. Seni öpmek istiyorum dedi.. bak hemen kızma tamam mı itekledim o kadar ama yine de öptü işte." Derince nefes alıp Jeno'ya baktı. "Sende öptün tabi... Bana öyle bakma. Yapmadım de yapmadım de. Yapmış olamazsın seni pislik beni nasıl aldatırsın?" Dükkana vardıklarında tanıdık yüzler sayesinde yere çivilenmişti.
"Aman Tanrım Dudak Manyağı!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
