NOT: Düzenlenmiş bölümdür ve diğer bölümlerde de düzenlemeler olacaktır!
☀️🌙
İnsan kendi kaderini kendi belirler ve bir insana hayatının dönüm noktası dedirtecek hikaye bir insanın yabancısı olduğu bir yere taşınmasıyla ya da yerlisi olduğu yere dönmesiyle başlar.
Kaderimin nerede devam edeceğini belirleyeceğim iki yolum vardı ve bu yollardan birisi hayatımın dönüm noktası olarak adlandıracağıma inandığım yoldu.
Hayatıma, ya İstanbul'da kalarak büyükannemle anılarımın olduğu evde yalnız başıma devam edecektim ya da babamın yanına benim için lanetli olduğuna inandığım şehre dönecektim. Ve ben hayatımın dönüm noktası olarak adlandıracağıma inandığım yolu seçerek yıllardır gelmemek için direttiğim, benim için lanetli olduğuna inandığım, yerlisi olduğum şehre dönmüştüm.
Ve hikayem an itibariyle başladı.
☀️🌙
Uçağın inişe geçeceğine dair anons verilirken gergince yerimde doğrularak derin bir nefes aldığımda ciğerlerime bir kez daha dolan kül ve deniz kokusu -evet böyle tanımlamıştım, biri ateş biri suydu ve bu koku her kime aitse bunları, birbirini yok eden elementleri bir araya getirmeyi başarmıştı- beni rahatlatırken bakışlarımı cama çevirip gözlerimi gecenin karanlığında ateşböceği gibi parlayan yıldızlarda gezdirirken nefesimi usulca verdim ve bunu birkaç kez tekrar ettim. Midemden yukarı gelen sıvıyı hissettiğimde dudaklarımı birbirine bastırarak cama biraz daha yanaşıp gözlerimi aşağı çevirmemeye çalışarak gökyüzünde gezdirirken titrek bir nefes aldım.
'Yükseklikten korkuyorsan gökyüzüne bakmamalısın, korkunu harlar' uğuldayan kulaklarımda yankılanan derin sesle bir an kaskatı kesilip sol omzumun üstünden arkaya baktım ama onu yine göremedim. Bu derin sesin sahibi arkamda oturan kül ve deniz kokusunun sahibiydi.
'Gökyüzüne bakmak beni rahatlatır'
'Gökyüzü seni rahatlatıyor ama yükseklikten korkuyorsun' bunun kulağa ne kadar saçma geldiği ses tonundan ve imasından belli oluyordu.
Kaşlarım çatılırken 'Evet' dedim, sesim sert çıkmıştı ya da ben uğuldayan kulaklarımda seslerimizi zor ayırt edebildiğim için öyle gelmişti.
'Yükseklikten korkuyorsan neden uçağa bindin?' güzel soru!
'Korkunu yenmek için korkunun üzerine gitmek gerek' bana yanaştığını aldığı soluğun yakınlığından ve ciğerlerime dolan yoğun kül ve deniz kokusundan anladım. Büyükannem parfümördü ve ben yüzlerce koku duymuştum ama onunki gibisini asla duymamıştım. Kokusu ateş gibi sıcak aynı zamanda soğuk deniz gibiydi, sıcak ve rahatlatıcı hissettiriyordu. Kokusu su ve ateşin kavuşması gibiydi, kokusu birbirini yok eden elemenlerin kavuşması gibiydi, kokusu imkansızlığın kavuşması gibiydi. Kokusu hakkında yüzlerce yorum yapabilirdim çünkü kokusu muhteşem ötesiydi!
'Bu yaptığın kendine eziyet değil mi?'
'Ömür boyu korkmaktansa bir kaç seferliğine katlanmak daha cazip' daha da yaklaştığını hissederken garip bir şekilde tüm vücudum gerildi 'İndik' gözlerimi cama çevirdiğimde gerçekten inmiş olduğumuzu gördüm. Konuştuğum her kimse dikkatimi dağıtmayı başarararak korkumu aklımdan çıkarmıştı ve ben ilk defa kusmadan uçak yolculuğu geçirmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş ve Ay
FantasyGüneş sevmediği , kendisine uğursuz geldiğine inandığı o şehre dönmek zorunda kalır ve Aybars ile tanışır. Güneş Aybars ile tanıştıktan sonra bazı gariplikler fark eder hiç öğrenmemesi gereken şeyleri öğrenir ve hayatı değişir. -Güneş ve Ay bir gün...