TESELLİ

104 13 1
                                    

08 Ocak 2015 04:01

Doktor iki gün daha gözetim altında kalmam gerektiğini söylediği için bu gece de hastanede kaldım...

Saat sabaha karşı 04:01 sularında hastane odasında bir çığlık ile uyandım. Odam karanlıktı ve çığlıklar devam ediyordu. Dışarıdan feryat sesleri geliyordu,gerçekten ürkmüştüm. Yatagımın kenarında duran telefonumu aldım ve anneme mesaj attım

''Anne Nerdesin?''

Yataktan kalktım ve hastane terliklerimi ayağıma geçirdim. Telefonumun ışığı ile yavaş yavaş kapıya dogru yürümeye başladım. Kapıya yaklaştığımda,dışarı çıkmak yerine ilk olarak kulağımı kapıya dayadım ve dinlemeye başladım. Sadece ağlama seslerini duyabiliyordum. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Etrafıma baktığımda kimse yoktu,koridorun sonuna doğru yürümeye başladım. Boş koridorlarda yankılanan çığlıklar ve feryat dolu ağlama sesleri gerçekten tüylerimi ürpertiyordu. Belliki ses aşağıdan geliyordu. Mervidenlerden yavaş yavaş aşağıya indiğimde karşımda bir kalabalık ile karşılaştım. Ses oradan geliyordu,herkes ağlıyordu. Aralarında dün pamir ile konuşurken yanımıza gelen bayan da vardı,hatta en çok da o ağlıyor,çığlıklar atıyordu. Aman tanrım! O kadın Pamir'in sevgilisinin annesi değilmiydi? Yoksa-yoksa öldümü? kendi kendime konuşurken kalabalığın arasına karışmış yüzü ağlamaktan kıpkırmızı olan Pamiri fark ettim,eli kanıyordu ve onu o şekilde görünce gerçekten kötü hissettim. Pamir kafasını kaldırdığında göz göz geldik. Bana baktı ve gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı. Merdivenlerden ine bildiğimce hızlı inip yanına gittim,ayağa kalkıp boynuma atladı. O kadar çok canı yanıyordu ki kolları ile bedenimi sıkıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

''Çok üzgünüm''

dedim gözümden akan yaşlara engel olamadan.

Tek bir kelime edecek gücü yoktu,o kadar canı yanıyordu ki söylediklerimi duyduğundan bile şüpheliyim. Eminim onu birdaha göremeyeceği düşüncesi onu yiyip bitiriyordur. Yaklaşık 6 dakika sarılıp ağladık beraber. Geri çekildim ve şöyle söyledim;

''Güçlü olmalısın,onun için güçlü olmalısın pamir. Sakın kendini bırakma.''

Yüzüme bakıyordu ve dişlerini sıkıyordu.

''Tamammı?''

dedim yüksek ama yumuşak bir ses ile

Bir tepki veremeyecek kadar kötüydü.. İçimi acıtıyordu..

07:57

Yaklaşık 3 saattir birlikte kafeterya'da oturuyoruz. Her ne kadar boş olsa da onu teselli etmeye çalışıyordum.

''Nasıl yapacağım? nasıl başarıcam onsuz yaşamayı? nasıl sileceğim anılarımızı?''

diye söyleniyordu pamir.

Kafasını iki avucumla kavradım ve;

''Bana bak,hiçbirşeyi unutmak zorunda değilsin,sadece buna alışmalısın. Bununla yaşamayı öğrenmelisin''

dedim. Birdakika bunu nasıl söylerim? salak vera SALAK VERA!

Tek kaşını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı yüzünde sert bir ifade vardı anlamsızca bakıyordu yüzüme ve dudaklarını araladı;

''Sen beni anlayamazsın,beni kimse anlayamaz! Seni tanımıyorum bile ve bana burada akıl veriyorsun bu çok aptalca''

Gerçekten kendimi aşağılanmış gibi hissettim ama aldırış etmedim. Acı çekiyor ve bunları birine karşı söylemesi çok normal,ben de aynı durumda olsam bende bu şekilde davranırdım gibi geliyor bana.

''Pamir,sakinleşmelisin. Sana yardım etmeye çalışıyorum,biliyorum çok acı çekiyorsun ama ben senin yerinde olsa-''

lafımı bitirmeme izin vermeden araya girdi pamir.

''Ama benim yerimde değilsin! Çektiğim acıyı sen bilmiyorsun. Sen de kansersin vera. Eğer burada ölen sen olsaydın ve sevgilin benim yerimde olsaydı ben onu teselli etmeye çalışmazdım,kendi haline bırakırdım''

dedi ve ayağa kalkıp gitti.

Neden bilmiyorum ama içime oturan bir öküzün kemiklı kıçının tam kalbime baskı yaptığını hissediyordum...

Gözümden akan yaşları durduramadım ve o giderken tek kelime edemedim. Aslında çok haklıydı,beni daha neredeyse 1 gündür tanıyor ve onu teselli etmeye çalışıyorum..

Ne kadar aptalca değilmi?

ESPERANDOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin