THE FAME

Ep.3

"Bir tek kardelenler sağ kalmış."

"Serada mı?"

"Hayır arka bahçede. Seradaki her şey çöp olmuş neredeyse."

"Kardelenin hikayesini biliyor musun?" Dedi Chris, elindeki çayı içen Anna'ya. Ardından içkisinden bir yudum aldı.

"Hayır."

"Joel anlatmadı mı hiç?"

"Hayır."

Anna hikayeyi anlatmasını beklerken Chris arkasına yaslanıp gazetesini okumaya başladı.

"E anlatmayacak mısın?"

"Neyi?"

"Hikayeyi mi?"

"Evet."

"Hm. Belki vakti gelince."

"Niye şimdi söylüyorsun o zaman?"

"Meraklan diye."

Anna ters bir bakış attığında Chris gülüp gazetesine döndü.

"Neden gazeteni sabah okumuyorsun?"

"Güne kötü şeylerle başlamak istemiyorum."

"Hep kötü haberler olmuyor ya."

"Doğru ama benim aklımda daha çok kötüler kalıyor."

Onlar sessizce kendi işlerine döndüklerinde oturma odasının kapısı açıldı.

"Bayan Anderson." Maria küçük kız kardeşinin elini tutmuş kapıda dikiliyordu.

"Hanımlar siz uyumamış mıydınız?"

"Uyuduk Bayan Anderson. Ama Lily'nin sesiyle uyandım."

"Ne oldu Lily?"

"Bir ses duydum."

Chris yakın gözlüğünün üzerinden küçük kıza baktı.

"Ne sesi?"

"Islık sesi gibi. Maria yaptı sandım ama odasına gittiğimde uyuyordu."

Anna, Chris'e baktı.

"Ben gidip bir bakayım."

"Ben de geleyim. Zaten yatacaktım."

Gözlüğünü çıkarttı. Ayağa kalkıp gazetesini katladı. Gazeteyi koltukaltına koyduğunda Anna da yerinden kalkmıştı.

Dörtlü beraberce üst kata çıkarken Lily, Chris'in elini tuttu. Chris korkan küçük kıza güven vermek istercesine elini sıkı tuttu.

Lily'nin odasına geldiklerinde Anna yatağın altına baktı. Dolaba ve etrafa baktığında Chris Lily'nin elini bırakıp camları kontrol etti.

"Dışardan geliyor olmasın. Rüzgar sesidir belki."

Chris cevap beklercesine Lily'e baktı.

"Rüzgar ıslık çalar mı Chris?"

"Güçlü eserse çalar."

"Bilmiyorum belki."

"Seslenirsin diye kapımı aralık bıracağım sen de aralık bırak olur mu Lily."

"Olur Bayan Anderson."

Anna, Lily'i yatırdıktan sonra Chrisle odadan çıktı. Maria da odasına gitmiş kapısını ne olur ne olmaz diye aralık bırakmıştı.