Marinette, yüzünün okşanmasının sıcaklığını hissetmiş ve o elleri kendine çekmişdi.
Gözlerini açdığında , bulanık görüşünün netleşmesini beklerken yavaşça kırpıştırır.
Etrafına bakındlğlnda, bir çayırda olduğunu fark etmişdi.Etrafındaki taze çimenlerin ve çiçeklerin kokusunun tadını derin derin içine çekti. Buna bayılıyordu işde.
Yüzüne uzun bir yele gibi yayılmış kuzguni saçından bir tutam aldı.
Kilitlerde çiçekler olduğunu fark etmişdi,oraya nasıl geldiklerini merak ediyordu açıkçası.
Etrafa bakındı.
"Vay canına çok güzel" diye zar zor kendi kendine fısıldadı.
"Evet, öylesin"
sağ tarafından bir erkeğe ait tanıdık, yürek burkan yumuşak bir ses geldiğini durmuşdu.
Kafasını sesin geldiği tarafa çevirdiğinde kim olduğunu görünce gözleri kocaman açıldı.
"A-adrien? Senin burada ne işin var?.. bekle, ben burada ne yapıyorum?"
Genc erkek bol beyaz bir korsan gömleği ve dar pantolon giymişdi.
Saçları, sanki o da yeni uyanmış gibi, daha önce hiç görmediği kadar dağınıktı. Güneş saçlarını altın renginde gösteriyor ve cildi bal gibi açık altın karamel renginde parlıyordu.
Gözleri, ruhunu delen parlak zümrütler gibiydi.
Öne eğilip yumuşak inci rengi tenini okşamadan ve güneşte mavi parlayan koyu renkli bir bukleyi parmaklarının arasında döndürmeden önce ona hafifçe gülümsedi.
Bu onun için akılsızca bir hareketdi ama onun için midesindeki kelebeklerin (ya da akumalar desem daha doğru) uçuşmasına neden oluyordu.
"Seni kurtardığımı hatırlamıyor musun Prenses Marinette?"
'Prenses Marinette mi? Neden bana öyle diyor?' Marinette düşündü.
Kulağa garip bir şekilde resmi geliyordu.
Daha önce Chat tarafından bir takma ad olarak prenses olarak anılmıştı ama Adrien ona her zaman Mari derdi...
Neden şimdi Prenses ve Marinette desin ki?
"Krallık güvenli hale gelir gelmez sizi geri götüreceğime söz veriyorum, majesteleri."
Güven verici bir şekilde gülümsedi ama onun kafası gittikçe daha fazla karışıyordu.
Majestelerimi??
"Rahatınız için yapabileceğim bir şey var mı? Dışarıda uyumaya alışık olmadığınızı biliyorum."
Hala ne olduğunu anlamaya çalışırken başını salladı. Aşağıdan kendine baktığında daha da şaşırdı. Çünkü bir elbise giydiğini fark etdi ve elbise pembe,göğsü fazla abartılı ve açıktı.
Gerçek bir prensese benziyordu..
"Kendinizi güvende hissetmenizi asla istemem leydim ama tam bir centilmen olacağıma söz veriyorum."
"Ya olmanı istemezsem?"
Sözler, onları durduramadan ağzından çıkmışdı.
İkisi de onun sözlerinden eşit derecede şok olmuş görünüyor.
Geri adım atmaya çalışamadan, yırtıcı bir kedi benzeri bir şekilde ona doğru sürünerek sırıtı genç erkek.
"Size karşı centilmence davranmamı istediğinizi mi ima ediyorsunuz prenses?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+18 School Sleepover:Adrinette [Tamamlandı]
Non-FictionAdrien yavaşça eğildi, böylece dudakları onun kulağını değiyordu Kulağını emdi. "Sen artık benimsin anladın mı?" Vurgulamak için aletini daha çok bastırdı. Kadın inledi ve başını salladı. "Ne kadar iyi bir kız," diye mırıldandı, bu da onun omurg...