"hey hyung yine daldın"
beomgyu kafasını kaldırıp ona seslenen ve gözünün önünde elini sallayan kai'ye baktı. "üzgünüm kai bir şey düşünüyordum."
"ne kadar düşünüyorsan, bu seni 15. kez uyarışım ve projenin yarısını bile yapamadık hyung" beomgyu pişamanlıkla gözlerini büyüttü ve kai'nin elini tuttu. "özür dilerim kai. sanırım bu gün pek iyi değilim. sonra devam edelim mi?"
"tamam hyung ama... nedeni ne yani bu dalgınlığın sebebi?" beomgyu istemsizce sırıtmıştı onu düşününce. "birisi var... ona olan duygularımdan kaçmamaya başladım sadece." kai gözlerini büyütmüştü. hyungu... başkasından mı hoşlanıyordu. "neden bana söylemedin hyung? arkadaşız sanıyordum."beomgyu kıkırdayıp küçüğün kafasını okşadı. "sen hala benim minik turtamsın" deyip hafif bir kahkaha attığında kai sadece zoraki gülümseyip ayağa kalkmıştı. "beni o kişiyle tanıştıracak mısın?"
"ah harika bir fikir tanışmanızı isterim süpriz yapmaya ne dersin ona?"
kai sadece kafasını salladığında beomgyu sevinçle ellerini çırpıp eşyalarını toplamak için kalkmıştı.
****
yeonjun
kapının hafif tıklanmasıyla kafamı telefonumdan çektim. bu gün bir tane daha ziyaretçi beklemiyordum.
ama kapıdan giren beomgyu ve tanımadığım kişiyle mutlu olmuştum. beomgyu beni mutlu ediyordu.
"selam jjunie~"
beomgyu yine bana en güzel gülümsemesini sunup beni de gülümsetirken yanında ki çocuk huzursuz gözüküyordu. "selam beomgyu. bu kim? arkadaşın mı?" hızlıca kafasını sallayıp çocuğu kolundan çekmişti. "bu kai. en yakın arkadaşım. seninle tanışmak istediğini söyledi bende getirdim."
beomgyunun arkadaşıysa iyi biridir.
"merhaba kai"
"merhaba eeee beomgyu hyung adını söylemedin ki bana" hafifçe kıkırdadım. "adım yeonjun kai."
"tamam yeonjun hyung"
"umarım iyi anlaşırsınız yeonjunie. çünü ben hyuka'yı çok seviyorum" deyip ondan uzun olan kai ye sarılmıştı.
yakın olmaları hoşuma gitmemişti.
***
"hyung neden o çocuğa vurdun?"
"sana yakın olmalarından nefret ediyorum çünkü beomgyu"
***
yavaşça kai den ayrıldı ve hastane yatağında oturan benim üzerime eğildi. "şimdi lavaboya gidiyorum. sizde biraz daha sohbet edin." tamam anlamında kafamı salladığımda sırıtmış ve kendini tekrar yükseltip kainin koluna iki kere vurduktan sonra odadan çıkmıştı.
tamam asıl garip ortam şimdi başlayacaktı.
"nerden tanışıyorsunuz beomgyu ile yeonjun?"
ani sorusuna şaşırsam da hızla cevap verdim. "odaları karıştırdığında tanıştık onla..."
"hımm... anladım" ellerini yavaşça hastane yatağının demirliklerine koydu. "beomgyudan uzak dur."
"ne?"
"onun aklını çelmene izin vermeyeceğim." deyip kolumu sıktı ve lanet olsun acıyordu. "o benim... anladın mı? aklını karıştırmayı bırak!" kolumu ondan çektim. "aklını karıştırmıyorum zaten! siktir!"
"karıştırmasan iyi edersin yeonjun..." yavaşça geri çekildi.
"hyung."
***
alın hoşlandığınız kişiye gönderirsiz <31
ben gönderemiyorum siz gönderin :(