"nasıl olmuşum hyuka?"
"güzel işte hyung"
beomgyu 100. defa aynada kendine baktı ve arkadaşına döndü.
bu gün uzun aradan sonra yeonjun'un yanına gidecekti ve çok heyecanlıydı. "2 3 saate gelirim ben yemeğini yemeyi unutma" yüzüne samimi bir gülümseme yerleştirip arkadaşının yanağını öptü. "görüşürz hyung"
***
derince bir nefes alıp yeonjunun odasına girdi beomgyu. şanslıydı ki bu sefer yalnızdı ve kitap okuyordu. "yeonjunie?" yeonjun okduğu kitaptan kafasını kaldırdı. "ah merhaba beomgyu"
"uzun zamandır görüşmüyorduk mesajlarımı da bakmadığın için merak ettim ve ah açsındır diye kek yaptım sana neli seversin bilemedim ama çilekli-"
"hey beomgyu nefes almayı denemelisin. yoksa hastane de yanımda kalmaya mı çalışıyorsun?" beomgyu hızlıca nefeslerini verdi ve hızla itiraf etmeye çalıştı "ne hayır hayır ben-" yeonjun seslice kıkırdayıp beomgyu'nun elini tutmuştu "kekler için teşekkürler hastane yemekleri gerçekten çok kötü" beomgyu yanakları kızarırken keklerin kutusunu yeonjuna verdi "ne demek junie~ ama ben yokken sana kim getiriyor"
"soobin"
"ah şu uzun boylu olan iyi birine benziyor"
"evet! o gerçekten çok iyi biri hep bana yardım ediyor" kafasını eğip yanaklarının kızarıklığını saklamaya çalıştı yeonjun. "o güzel biri" beomgyu suratına sahte bir gülümseme takınmak zorunda kaldı. "anladım şey kekleri yemek ister misin ah!" çantasından çıkardıığı çikolatalı sütü yeonjuna verdi "dediğim gibi neli seversin bilmediğim için birini aldım. Al kuru kuru yeme" yeonjun yüzüne bir gülümseme taktı ve beomgyunun elinden sütü aldı. "teşekkürler beomgyu" beomgyu önemli değil anlamında kafasını sallarken yeonjunun telefonu çalmaya başladı. "ah soobin arıyor!" beomgyu yavaşça kafasını eğdiğinde yeonjun telefonu açmıştı.
"soobinie?"
"..."
"ah beomgyu ile beraber kek yiyorduk"
"..."
"tabii ki gelebilirsin çok sevinirim!"
"..."
"görüşürüz~"
"soobin buraya gelecekmiş sakıncası yok değil mi?"
"ah tabii ki hayır ben gidiyordum zaten" beomgyu yavaşça olduğu yerde ayaklanırken yeonjun kafasını salladı "görüşürüz beomgyu"
"görüşürz junie"
beomgyu yavaşça hastane odasından çıkarken telefonunu eline aldı ve tek güveneği olan kai'yi aradı.
"efendim hyung?"
"kai... ben çok kötüyüm yanına gelebilir miyim?"
"ah tabii ki sorun mu var?"
"gelince anlatırım sağol görüşürz"
bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattı beomgyu
***
"ne yani hyung başkasından mı hoşlanıyorsun?" küçük göz yaşları içinde konuşurken büyük olan sustu.
"hyung cevap ver!"
"git beomgyu"
***
türkçe dersinde bölüm atmayı seviyorum.
medya: bu hikayeye benziyor