13

1.1K 124 37
                                    



Büyükbabamın ilaçlarını da verdikten sonra uyuması için odasının yanan lambasını söndürdüm ve sessizce kapıyı örterek onu yalnız bıraktım.

Eskiden annem büyükbabam ve ben aynı evde birlikte kalırdık fakat altı sene önce annem hayatını kaybetmişti ve o günden sonra da beni büyükbabam büyük bir ilgiyle bir dediğimi ikiletmeden büyütmüştü. O harika biriydi, her zaman onu örnek alarak büyümüştüm.

O, eski bir Cellistti.

Onu bazen salonun bir köşesinde, duvara yaslı bir şekilde duran çellosuna bakarken ağlıyor olduğunu görürdüm.

Hala da onu örnek alıyordum fakat o çok yaşlanmış, beni geçtim kendine bile bakamayacak durumdaydı. Yaşlılıktan olsa gerek ki arada sırada beni bile hatırlayamıyor, annem sanıyor bana onun ismiyle hitap ediyordu.

Masanın üzerinde duran matematik test kitabındaki ilk soruyla bakışırken kapı zilinin çalmasıyla oturduğum sandalyede sıçradım.

Daha fazla zile basıp büyükbabamı uyandırmalarını istemediğim için koşar adımlarla kapıya ulaşmış ve gelen kargocuyla bir kaç saniye bakışmıştım.

"Yanlış ev, biz bir şey sipariş etmedik." deyip kapıyı üzerine örtecekken beni yalanlamış bu eve gönderildiğini söylemişti, sonrasında birkaç kâğıt imzalayıp kapıyı örtmüştüm.

O sırada siyah hırkamın cebindeki telefonumun titrediğini hissetmiştim. Hemen elime alıp Taehyung ile biraz konuşmuştum, bu paket onun hediyesiydi.

Ben kendi doğum günümü unutmuşken onun hatırlamasına hayret etmeyi sonraya bırakıp, büyük bir mutlulukla yatağımın üzerine sıçramış ve paketin kapağını açmıştım.

Gördüğüm görüntü bir o kadar beni mutlu ederken bir o kadar da üzmüştü.

Tatlıyı çok fazla düşkündüm fakat hastalığım yüzünden şekerli şeyler yemem katiyen yasaktı...

Uzun zaman sonra aldığım ilk hediyeyi, en değer verdiğim kişi haline dönüşen Taehyung'un hatırına az da olsa tadına bakacaktım.

Derin bir nefes alarak paketin içerisindeki çatala uzandım ve yavaşça karşımda duran çikolatalı pastayı yemeye başladım.

Zaten bu sıralar şekerimin düşüklüğünden kaynaklı oldukça halsizdim biraz daha yemem sorun olmazdı, dengelenirdi.

İçimden kendi kendime gaz verirken yirmi kişilik büyük pastayı bitirmiş, kurabiyeleri hızla ağzıma tıkıştırarak yemeye çalışıyordum.

Vücudumdan terlerin fışkırdığını hissediyordum.

Görebildiğim kadar tenimin benek benek olmasını umursamadan, kendimi durduramadan yediğim kalıp çikolatayı ağzıma tıktım.

Elimdeki diğer kelebek desenli kurabiyeyi ağzıma atacakken gelen kalp çarpıntısıyla elimdeki kurabiye yere düşmüş ve elim kalbime gitmişti.

Nefes alamadığımı hissettiğimde durumun ciddiyetinin farkına varabilmiş, tek elim kalbimin üzerine bastırırken derin derin nefesler alıyor, diğer elimle ise ambulansı ararken Taehyung'a mesaj yazmaya çalışıyordum.

Jendeuke: İyi değilim.
(17.10)

Jendeuke: Lütefn
(17.10)

Jendeuke: Yaradıw et
(17.11)

Yaklaşık yirmi saniyenin ardından telefonu açmışlardı. "Lütfen, evime ambulans gönderin acil nefe-"

O an gözlerim bulanık görmekten kararmaya başlamıştı ve bütün bilimcimi kaybetmiştim.

Oy verinn 🎻

𝙗𝙪𝙧𝙮 𝙢𝙚 𝙞𝙣 𝙮𝙤𝙪𝙧 𝙝𝙚𝙖𝙧𝙩, Taennie Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin