"notları verdiğin için teşekkürler İrene""önemli değil junkook."
dün biraz rahatsız olduğum için okula gelememiştim. ireneden notları aldım ve sırt çantamın içine koyup okuldan çıktım.
bu akşam bay kim in sergisine gidecektim ve eve gidip bir an önce duş alıp hazırlanmam gerekiyordu.
~
siyah takım elbisemi giydim ve arabama binip serginin yapılacağı mekana doğru sürmeye başladım.
arabanın anahtarını görevliye verdim ve mekanın içine girdim.
girişte birkaç resim vardı ve üstleri örtüyle örtülüydü.
herkesin olduğu yere ilerledim ve bay kimi konuşma yaparken gördüm.
"öncelikle geldiğiniz için teşekkür ederim. az sonra sergimiz başlayacaktır.örtüler kalksın!"
diye bağırdığında resimlerin üzerindeki örtüler tek tek kaldırıldı ve herkez resimlere bakmaya başladı.
çok kişi yoktu 20 kişi falan vardı diğerleri kutlama alanında olsagerek.
resimleri tek tek gezerken karşıma bir resim çıktı resim hoşuma gitmişti ve uzun süre resime baktım.
"ressam bu resimde,kıyamet veyahut fırtınalar bile kopsa ayakta kalmayı başaran bir karekteri yansıtmış."
yanımda duyduğum kalın ve güzel sesle irkildim.
"sanırım sizi korkuttum üzgünüm."
"sorun değil."diyerek gülümsedim.
kadın elini uzattı ve" ben, kang eun hee"
uzattığı eli tutarak"bende, jeon jung kook memnun oldum efendim. "
gülümseyerek başını salladı.
45 yaşlarında uzun ve güzel bir bayndı eun hee.
" junkook acaba bana eşlik edebilir misin? "
" tabi efendim seve seve"
gülümsedi ve beraber resimlere bakmaya devam ettik.
sonuncu resime de baktık ve eun hee bana dönüp etrafına baktı.ne olduğunu anlamayacak bende etrafa baktım, kimse yoktu.elimde hissettiğim ele şaşkınca baktım.
"jungkook bu fırçayı al ve bir kağıda kendi karekterini çiz. bu karekterini özelliklerini yanına yaz ama sakın eksik bişey yapma pişman olursun."
kaşlarımı çatarak eun hee nin verdiği fırçayı ceketimi iç cebine koydum.
gülümsedi ve yanımdan ayrıldı.
~
siyah eşofmanımı giydim ve üzerime bişey giymeden yatağıma uzandım.eun hee nin dediklerini düşündüm ve neden bana bir fırça verdiğimi anlamaya çalıştım. fakat bir anlam veremiyordum.
telefonumu elime aldım ve alarmım kurup yastığımın altına koydum.
daha sonra hemen uyumuştum.
~
kafeteryaya oturdum ve kendim için aldığım kahvemden bir yudum aldım.
yanımdaki sandalyelerin çekilmesiyle başımı masaya oturan suga,namjoon ve kimine kısaca bir bakış attım.jimin omzumu patpatlayarak
"naber kanka?" diye sordu ona gülümsemeyle yetindi ve aklımdan hala çıkmayan eun hee nin söylediklerini düşünmeye devam ettim.
"nedir seni böyle düşündüren?"
diyen sugaya baktım ve dün geceyi anlatmaya başladım."junkook bence kadını dinle"
"hayır dinleme saçmalamış işte"
"hayır dinle!"
"yeter! susun,"
jimin ve suga İn kavgasını yarıda bölen namjoon hyunga gülümsedim.
"junkook bence dene denemekten zarar gelmez" diyen namjoon hyunga başımı salladım ve kahvemden bir yudum daha aldım.
~
kitabımı kapattım ve oturduğum sandalyede başımı arkaya attım.
ders çalışmaktan beynim yanmıştı artık.bakışlarım masamın üzerindeki fırçayla kaydığında fırçayı elime aldım ve birşeyler çizmeye başladım.
güzel bir kız suratı çizdim ve kağıda kısaca baktım."adı: park chaeyoung.
yaşı:23
boyu:1.68
kilosu:46
sarışın,kibar,saygılı, biraz utangaç, sevecen,ince bir bele sahip, tatlı..."özelliklerini yazdım ve kağıda bakmaya başladım.
yatağıma uzandım ve tavanı izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love? (rosekook)
Romanceonu kendine aşık edemediğini sandın fakat o sana sırık sıklam aşıkken onu öldürdün.