gün ışığı yüzüne vurduğunda gözlerini aralayan güzel kız. ormandan gelen cıvıltıları işitti ve huzurla yerinde doğruldu.yanında uyuyan arkadaşı Jennieyi uyandırmadan hırkasını üzerine geçirdi ve çadırdan dışarıya çıktı.
bu gün çok heyecanlıydı çünkü bu gün junkooka onu sevdiğini itiraf edecekti.
güzel Kız akşam yakılan ateşin sönen küllerini baktı ve bir tabure alıp oturdu.
Acaba junkook ne yapıyordu? güzel kız hiç durmadan onu düşünüyordu ve her junkook dendiğinde aklına o tavşan dişleri ile kocaman gülümsemesi gözünde canlandıveriyordu.içini ısıtan o gülümseme her şeye bedeldi güzel kız için.her zaman kendisi bir çizgikarakter olduğu için junkookun onu sevmiyeceğinden korkuyordu. hala korkuyor fakat artık dayanamıyordu.
yanında hissettiği kıpırdanmayla itkildi güzel kız. yanına oturan arkadaşı Jennieydi. jennie sıcak gülümsemesiyle "günaydın" dediğinde güzel kız da karşılık verdi ve sanki arkadaşının gülümsemesi bulaşıcıymışçasına gülümsedi.
"bu gün junkooka açılacak mısın?"
Başını aşağı yukarısallayarak onayladı güzel kız. junkook onun ilk aşkıydı ve kaybetmeyi göze alamazdı. yinede açılmaktan zarar gelmez diye düşünüyordu güzel kız.
~
genç oğlan ve güzel kız yediklerini eritmek amacıyla ormanda yürüyüşe çıkmışlardı ve güzel kız sevgisini itiraf etmek için an kolluyordu.
genç oğlan ise suratı beş karış başı eğik bir şekilde yürüyordu.
genç oğlan ve güzel kız uçurumun kenarındaki ağacın dibine oturdu ve uçurumun aşağısında olan akarsunun şırıltısını dinlemeye başladılar.
genç kızın yüzünde adeta çiçekler açıyordu biraz sonra sevdiği adama açılacaktı.
genç oğlan ayağa kalktı ve uçurumun aşağısına baktı ve yanına gelen güzel kıza kısa bir bakış atıp ağzını araladı.
"seni ilk çizdiğim zaman kendi tasarımım ve ortaya güzel şeyler çıkacağını umarak çizdim.ve çıktı da.bir afet çıktı ortaya ama ben bu afetin özelliklerini yazarken..."
gözünden akan yaşı gizlemeye çalıştı genç oğlan.boğazındaki yumruyu acıyla yuttu ve ona dönüp
" senin aşık olabilme özelliğini yazmayı akıl edemedim.senden özür dilerim roseanne. belkide şu an bencilce düşünüp kendi saçmalıkları yüzünden yok olucaksin ama buna değer. seni seviyorum roseanne park."
genç oğlan kızı bileğinden tutup uçuruma itti ve arkasından bakakaldı.
gözlerini kapattı ve ağlamaya başladı. gözlerini araladığında kendi odasındayadı. olanlara anlam veremeyen genç oğlan telefonundan tarihe baktı. roseanne yi ilk çizdiği tarihe gelmişti yani geçmişe.junkook acele ederek bir kağıt çıkardı ve roseanne yi tekrar çizmeye başladı. gözyaşları kağıdın üzerine tek tek dökülürken roseanne yi çizdi ve özelliklerinin aynısını geçirdi üstüne de aşk özelliğini ekledi.
~
saatler geçti akrep ile yelkovan birbirini kovaladı.hala ortalıkta ne roseanne vardı ne de ona dair bir iz. junkook gözyaşlarına bopulmuştu ve koltukta bacaklarını kendine çekmiş ve kollarını etrafına sararak ileri geri sallanıyordu.
roseanne yi bekliyordu. ama o gelmiyordu.
Yinede onu beklemeye devam etti genç oğlan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love? (rosekook)
عاطفيةonu kendine aşık edemediğini sandın fakat o sana sırık sıklam aşıkken onu öldürdün.