Yeosang başındaki ve gözlerinde ki ağrı ile gözlerini araladı.Gördüğü bembeyaz bir boyunla yutkundu.Yavaş bir şekilde geriye çekildi.Gözleri kendisiyle aynı yatakta yatan bu çocuğun çıplak gögsünde gezindi.En son neler oldu hatırlamıyordu.Bakışlarını yüzüne çıkardığında göz bebekleri buluşmuştu.
"W-woo..."
"Günaydın Yeosang."
"Günaydın...da şey se-sen neden çıplaksın."
Diğer çocuk ortama hoş kahkahasını bıraktı. Yüzü kızarmış sarışın çocuğa baktı.
"Bu kadar utanmanı anlamadım güzelim.Dün gece yaptıkların hiç de masum değildi."
"B-ben dün gece n-ne yaptım ki?"
"Ne yapmadın ki?"
"N-ne yani b-ben..."
"Evet Yeosang."
"A-ama hiçbir yerim acımıyor...Emin misin yaptığımıza?"
"Hayır hayır."
Kocaman bir kahkaha patlattı.
"Senin aklından neler geçiyor Yeosang?"
"Sen...sen onu kastetmedin mi?"
"Hayır güzelim ben hiç o anlamda demedim. Tabii sen farklı yöne çektin ama o fikir de güzelmiş."
Sarışın olan kaşlarıni çattı.
"Yah!Sapık mısın?"
"Yani gece 3 defa beni öpen ve az kalsın daha ileriye gidecek olan ben değildim güzelim."
Yeosang aklına gelen o anlarla tekrae kızardı.
"B-bir kere daha öper miydin beni?"
"Neden öpmeyeyim ki?"
Kelimeler ağzından çıktıktan sonra başını biraz eğip kırmızılaşmış ve aralık duran dudaklara kendu dudaklarıni bastırdı.Iki et parçasıda hareket etmiyordu.Bir süre sonra ayrılmıştı dudaklar.
"Pandalar..."
Pandalar dedi.
"Pandaların nesli tükeniyor."
Sikeyim.Biz az önce öpüşmüştük ve bana dediğine bak.Ne yapayım ben pandaları!Onlarla mı çiftleşeyim anlamadım.
"Güzelim olan üç gramlık aklında gitti..."
"Ya hayır sadece heyecanlandım."
Siyah saçlı olan kolunu sarışının ince beline dolayıp kucağına aldı.
"Bir kere daha öpmemi ister misin?"
Sarışın genç dudaklarını öne çıkarıp başını yukarı aşağı hareket ettirerek onayladı.
Pembe dokular tekrar birleştiğinde odaya dalan uzun genç afalladı.Siyah saçlının kucağında gördüğü Yeosang ile şaşırmıştı.
"Lan siz sevgili misiniz?"
Kapı sesini duyan ikili hemen ayrıldığında Yeosang içinden bu anı bozan Yunhoya sövüyordu.
"Y-yok ne sevgilisi?"
"Peki madem öyle o zaman niye kucak kucağa öpüşüyordunuz?"
"Ş-şey..."
"Ney?"
"YA YUNHO-AH!"
Uzun olan güldü.
"Tamam tamam ne yapıyorsanız yapın kahvaltı hazır onu söylemeye geldim."
Kapıyı kapatıp giden gencin arkasından bakakalan ikili tekrardan birbirlerine odaklanmıştı bu hareketten sonra.
"Yeosang."
"Efendim Wooyoung?"
"Sabah uyanınca çok güzel oluyormuşsun."
"N-ne?"
Kızaran yanakları ile gözlerini kaçırdı.Siyah saçlı gencin kucağından kalkıp odasında ki banyoya ilerledi.
"Ben elimi yüzümü yıkarken sen de üzerini giy sonra da sen elini yüzünü yıkarsın."
Diğerinin başıyla onayladığını görünce banyoya girip kapıyı kapattı.Sarışın olan işlerini hallederken diğeri üzerini giymisti bile. Sarışın genç banyodan çıkıp diğer çocukta göz gezdirdi.
"Sakın ben seslenene kadar çıkma ordan tamam mı?"
Siyah saçlı genç buna bir anlam veremese de tekrar sessizce başıyla onayladı.O da banyoya girince sarışın olan hemen dolabının önüne geçti.Evin içerisindeyken şort giymeyi seviyordu.Dolabından beyaz şortunu çıkarıp giydi.Üzerine de mor sweatini giydikten sonra aynaya baktı.
"Çıkabilirsin Wooyoung!"
Banyo kapısını açıp çıktı diğer genç.Görüş açısına giren beyaz ince bacaklarla yutkundu. Bu kadar beyaz ve incelermiydi?Fark etmediği için içinden kendine küfür etti.Gözlerini karşısındakinin bacaklarından alamazken sarışın olan siyah saçlı olanın bakışlarını görmüştü,yanakları kızarırken konuşmaya başladı.
"Hadi inelim kahvaltıyı bitirirler yoksa sonra bize felan kalmaz."
Hızla konuşup odadan çıktı.Wooyoungda adımlarını hızlandırıp peşinden ilerledi.
Ikili mutfağa girdiğinda onları beklemeyen arkadaşlarına baktı sarışın olan."Ya siz nasıl bir şeysiniz ya!Misafirimiz var gerizekalılar ve canim ommam."
Sarışın olan şirin bir şekilde gülümseyip sağdaki sandalyeyi çekti ve elini uzattı.
"Sen otur Wooyoung bennde hemen sandalye alıp geliyorum."
Siyah saçlı genç kendisine gösterilen sandalyeye oturdu ve önünde duran tabağa baktı sonrasında sağında duran çatalı alıp Yeosangı beklemeye başladı.Içeriye zar zor taşıdığı sandalye ile giren sarışının üzerine yemeye başladı.Sarışın olan da sandalyesini siyah saçlının karşısına yerleştirip oturdu. Ardından o da yemeye başladı.
Arada bir kahverengi ve bal rengi irisler çarpışsa da diğerlerinin konuşmalarıni dinlemiyor sadece birbirleri ile kaçak bir şekilde bakışıyorlardı.Yunho ise hiçbir şey bilmiyormuş gibiydi.Çok iyi rol yapıyordu.Kahvaltı bitmiş Wooyoung ise evine gitmek için kapıya ilerlemişti.Sarışın olan arkadaşını geçirmek için peşinden ilerledi.Siyah saçli olan ayakkabısını giyip ayağa kalktığında Bir elini kapıya koymuş onu izleyen sarışınla göz göze geldi.
"Umarım eğlenmişsindir Youngie~"
Sarışın olan konuştuğunda siyah saçlı içten bir gülümseme sundu karşısındakine.
"Çok eğlendim Sang.Çok teşekkür ederim."
"Rica ederim...Şey tekrarlamak istersen söylemen yeterli."
"Eğer boş bir zamanım olursa ben de tekrarlamak isterim.Ailen çok iyiler ve kafa insanlar.Hepsine tekrar teşekkürlerimi ilet."
"Oh tabii ki...Şey."
"Ney?"
Siyah saçlı genç söyleyecek başka neyi olduğunu düşünürken sarışın olanın dudaklarına bir öpücük kondurmasıyla gözlerini kırptı.Diğeri utanarak başını eğdi.
"Görüşürüz Youngie~"
Sarışın olan bir yandan utanırken bir yandan yüzünde ki minik gülümseme ile kapıyı kapattı.
Kapının kapanması ile olanları fark eden Wooyoung sırıttı.Telefonunu çıkarıp kakaotalka girdi.Yeosangla olan sohbete girip parmaklarını klavyede gezdirdi.Wooyoungie~💖:
Öpücük(ler) için
Teşekkürler :)Gelecektekikocişim:
Oh-😳
Rc drm💖Gülerek telefonu cebine attı ve park ettiği siyah motoruna ilerledi.Motoruna bindikten sonra siyah aracı evine sürdü.