En son buluşmalarının üzerinden bir kaç gün geçmişti.Gün içerisinde sürekli mesajlaşıyorlardı.Wooyoung onunla flört ediyor,Yeosang ise utansa da çok profesyonel bir biçimde karşılık veriyordu.
Bugün de Wooyoung ile buluşacaklardı ama Wooyoung çok önemli bir şey konuşacaklarını söylemişti.
Yeosang kıyafet dolabından pembe gömleğini çıkarıp giydi.Dar beyaz kotunu da giyip aynaya baktı.Dün saçını siyaha boyamıştı ve Wooyoung çok beğendiğini söylemişti.Son olarak beyaz şapkasını da taktı.Bir kaç fıs parfüm de sıkmıştı.
Wooyoung ise her zamanki tarzından ödün vermemişti.Sade ama çekici kıyafetlerinin yanı sıra beyaz bandanası ve siyah uzun saçları ile fazlasıyla havalı duruyordu.
Wooyoung evden çıkıp motoruna bindi. Yeosangı evinden alıp ayarladığı yere gidecekti.Bugün ona hislerinden bahsedecek yani ona açılacaktı.Wooyoung reddedilme korkusu yaşamayan bir insandı ama konu Yeosanga gelince eli ayağı birbirine karışıyordu.
Motoruna bindiği gibi önceden gittiği o eve sürdü.
Sonunda Yeosangın evine vardığında Yeosanga mesaj attı.Yeosang kendini aynada son kez kontrol edip koşarak aşağıya indi. Pembe spor ayakkabısını giyip evden çıktı. Motorun üzerinde onu bekleyen karizmanın hası genci gördüğünde bir anlığına nefesi kesilmiş ve kalbi teklemişti.Kendini çabucak toparlayıp yüzündeki samimi,içten ve kocaman gülümseme ile diğer gencin yanına gitti."Vay canına çok mükemmel görünüyorsunuz."
"Teşekkürler güzelim hadi atla geç kalmayalım."
Yeosang motorun arkasına bindiğinde, Wooyoung Yeosangın şapkasını çıkarıp kaskı taktı.
"Emniyet önemlidir."
"Hmhm~"
Yeosang tatlı ellerini önündeki kendinden daha yapılı çocuğun beline doladı sıkıca.
Wooyoung motoru çalıştırıp han nehrine sürdü.