Hala neler olduğunu anlamaya çalışıp ikisine bakarken aşşağıdan gelen bir sesle dikkatim oraya döndü.
"Yukarıda birileri var!"
Rüyanın ağzından çıkan küfür ile hızla gelip kolumda tuttu ve sürükleyerek erenin yanına götürdü.
Eren bize iyice yaklaşıp konuşmaya başladı.
- Kahretsin bu aptal yüzünden farkedildik. Şimdi napıcaz Rüya? Okula giremeyiz acil bişey düşün. Rüya!
Erenin sondaki bağırışı ile Rüya irkildi. Bu sırada alttaki çocukların dikkati yavaşça bize dönüyordu.Rüya hemen ayağa kalktı ve "Kalkın!" diye bağırdı. Bu sefer Eren kolumdan tuttu ve ayağa kaldırdı. Dengede durmaya çalışırken hala şoktaydım. Rüya çatıda okul duvarının olduğu yer geldi. Ve bize eliyle takip edin işareti yaptı. Ona doğru giderken Rüya bir saniye bile düşünmeden okul duvarına atladı. Fazla yüksekti ama bunu çok rahat yapmıştı. Eren atlamadan önce
"Bunu neden yanımıza alıyoruz?" diye sordu. Rüya "Çünkü bizi gördü şimdi kapa çeneni ve şunu da alıp atla insanlar bu tarafa geliyor" dedi ve Eren bir saniye bile beklemeden kolumdan tutup aşşağı atladı. Ağzımdan çıkan küçük çığlıklar ayaklarımın bastığı duvarda dengemi kaybettim ve tam düşerken Rüya diğer kolumdan tuttu ve geri çekti.
- Dikkatli olsana!
Hiçbir tepki veremedim. Eren ve Rüya önce bize doğru gelen kalabalığa sonra da birbirlerine baktılar. Aynı anda kafaları ile onaylayıp duvardan aşşağı atladılar. Ben hala duvarın üstünde onlara bakarken Rüya bacağından tutup beni aşşağı çekti.
Yaklaşık yarım saattir koşuyorduk ve nefesim tükenmişti. Ağzımı açıp birşey söylemeye bile vaktim olmamıştı. Hepimiz susmuş koşuyorduk. En sonunda bir sokakta durduk. Eren kafası ile etrafa bakıp aradığını bulmuş gibi durdu. Koşarak cebinden çıkardığı bir anahtarla sokağın başındaki bir arabayı açtı ve bindi. Rüya da yine kolumdan tutup erenin yanına gitti. Rüya ön koltuğa binmiş beni de arka koltuğa bırakmıştı. Kapıları kapatır kapatmaz eren arabayı çalıştırdı ve hızla sokaktan çıktık.Bizi takip ettiklerini sanmıyordum ama kafalarında soru işareti bıraktığımıza emindim. Buna rağmen çok hızlı gidiyorduk. Saat 18.00 civarıydı bu yüzden hava hafiften kararmıştı. Boş yolda hızla gidiyorduk. Sessizliği bozan Eren oldu.
- Ne yapacağız Rüya?
Rüya derin bir nefes verdi.
- Bilmiyorum Eren önce eve gitmeliyiz. Ondan sonra Baş gelip birşey düşünür.Baş da kimdi? Bu sefer bakışlar bana döndü. Eren Rüyaya dönüp tekrar sordu.
- Peki bunu ne yapacağız?
Bu dedikleri bendim...
- O da bizimle gelicek. Bırakmayız bizi gördü. Aşşağıdakiler de onu gördü. Artık bizimle...Kahretsin nasıl bir belaya bulaştım ben?
Bu sefer konuşan ben oldum ;
- Ne olduğunu anlatacak mısınız artık? Rüya orda olanları yapan sendin, gördüm! Nasıl? Ben anlayamıyorum.Eren ve Rüya birbirlerine baktılar. Rüya bana döndü ve konuşmaya başladı.
-Bak Anka, herşeyi anlatırım ama söz vermen lazım. Bildiklerini hiçbir yerde hiçkimseye söylememen lazım. Ve bir şey daha var. Bizden ayrılmamalısın. Bunu sadece sana anlatıcaz çünkü herşeyi gördün. Ama bundan sonra bizimle olman lazım. Normal hayatını bırakman bile gerekecek. Şimdi söz ver? Herşeyin üstüne...Bir süre düşündüm. Gerçekten dönüşü olmayan bir yoldu. Dönüp normal hayatıma baktım. Kaybedecek neyim vardı. Yaşlı babannem ve kaldığımız gecekondu gibi küçük ve dökük bir evden başka neyim vardı? Arkadaşlarım mı? Hayır hiç arkadaşım yoktu. Düşününce sahip olduğum ve kaybetmekten korkacağım hiçbir şey yoktu. Rüyayı kafamla onayladım. Ve zor da olsa "Söz, herşeyin üstüne" dedim. Rüya bir süre gözlerime bakıp kesinliğimden emin olmaya çalıştı. Gözlerimdeki eminliği görünce de kafasını sallayıp anlatmaya başladı.
- Anka orda gördüğün şey doğru. Ben böyleyim. Yani doğuştan gelen bir şey bu. Sonradan farkettim böyle olduğumu. Normal insanlardan farklıyım. Ve tek değilim. Kalabalığız. Çok kalabalık. Hepimiz farklıyız. Hepinizin kendine özel farklılıkları var. Bu farklılıklar dediğim şeylere özel güç demeyi sevmiyoruz. Onlar farklılık, özel güç değil. Ben bunu farkettimde yanımda Eren vardı. Ve o da farklılıklarının olduğunu söyleyip beni oraya götürdü. Diğerlerinin olduğu yere... Orası bir mahalle sayılır. Normal bir mahalle gibi duruyor. Ama evlerin hepsinde farklılar var.
Böyle işte Anka. Böyleyiz biz. İnanması zor, ama böyleyiz.Gözlerimi açmış hipnoz olmuş gibi Rüyaya bakıyordum. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Gerçek olması beni korkutuyordu. Ama gözlerimle görmüştüm. Rüya bumu yapabilmişti. Doğruydu. Doğruları sindirmek zor olmuştu. Çok zor...
Sessiz geçen dakikaların ardından cesaretimi toplayıp tekrar sordum.
- Okulda yaptığın şey nedendi? Neden onları bayılttın?Rüya tekrar bana döndü. Erene baktı. Eren de göz ucuyla bir bana bir de Rüyaya bakıyordu. Sonra tekrar konuşmaya başladı.
- Onları bayıltmadım Anka. Onları öldürdüm...Ve önüne döndü. Geçirdiğim şok ile bir süre affaladım. Onları öldürmüştü... Neden?!
Sondaki nedeni dışımdan ve bağırarak söylemiştim. Bana dönmeden cevap verdi.
- Bunu zamanı gelince öğreneceksin Anka. Şimdi sessiz ol yorucu bir gündü.Eli radyoya gitti ve çalan worldstar money şarkısının sesini açtı. Derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. Eren hala sessizce arabayı sürüyordu. Bir yere bastı ve arabanın üstünü açtı. Rüyanın iyice keyfinin yerine geldiği belliydi. Şarkının kısa bir kesitine eşlik bile etmişti. Eren de juzurlu görünüyordu. Dikiz aynasında bana bakarak
" Herşey yeni başlıyor Anka. Sonun başlangıcı bu..." dedi ve bakışlarım onda döndüğünde tebessüm ettiğini gördüm.Normal hayatımın o an bittiğini farkettim. O tebessüme bırakmıştım tüm hayatımı. Sonlandırmıştım herşeyi. Ama Eren’in de dediği gibi bu sonun başlangıcıydı bu. Nedensiz bir huzur vardı içimde. Bir yere ait olmuş gibi hissediyordum. Sanki 17 yıldır hep buraya aitmişim gibi ama yeni bulmuşum gibi. Belki yanlışı bir histi. Ama anlık huzurun tadını çıkartmak istedim. Arkama yaslandım. Saçlarımı savurmasına izin verdim rüzgarın. Derin bir nefes verdim.
Hayatımı mahvediyordum ve huzurluydum...
Oy vermeyi unutmayın
Umarım beğenirsiniz😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLILIKLAR
FantasyÖzgür bir ruhu ne kadar tutsak edebilirsiniz? Yada uçmak isteyen bir kuşun kanatlarına ne kadar engel olabilirsiniz? Ben o özgür ruh, o uçmak için çırpınan kuşum işte. Ve siz farklılar... Beni bu tutsaktan kurtaranlarsınız. Yıllarımı çürüttüğüm köhn...