Villain Deku

Ölümün Eşiğindeki Kahraman

İzuku ise aklındaki onlarca, belki de yüzlerce düşünce ile All Might'a doğru ilerlemeye başladı. Kollarını ve bacaklarını hissetmiyor, hareket ederken zorlanıyordu. Omuriliğinden başlayacak acıyı ise hissetmesi o kadar da şaşırtıcı olmayacaktı.

   Ölüme gider gibiydi İzuku ama bunun farkında bile değildi. All Might'ı tek başına yenemeyeceğini zaten biliyordu, boşuna yıllarca All Might'ın hayranlığını yapmamıştı. O sadece planın bir parçasında yer alacaktı. Tabii o, bu minik parçanın önemini tam olarak bilemezdi. Sadece ejderlerini kullanarak uçarcasına All Might'a ilerlemeye başladı. Nereye çekmesi gerektiğini ve ne yapması gerektiğini gâyet iyi bir şekilde ezbere biliyordu. Tek sıkıntı ise birbirlerini görünce nasıl tepki verecekleriydi. Çünkü düşünmek istemediği tek şey buydu. Heyecanlı, stresli ve de düşünceliydi İzuku ama bunları boşvermeye çalıştı. Nefesini düzenleyebildiği kadarıyla düzenledi. Sonrasında ise dikkat çekmek amaçlı bağırdı:

- Hey All Might, neden gülümsemiyorsun?! Yoksa kendine olan şu güvenini mi parçaladık, ha?!

Bir villain sesi duyduğunu düşünerek İzuku'ya doğru döndü All Might, İzuku'yu orada görünce ise bir şok yaşamış ve olduğu yerde kala kalmıştı. Yaklaşık olarak sadece iki saniye içerisinde onlarca hatta belki de yüzlerce düşünce beynine akın etmişti ve ne yapması gerektiğinden emin olamamıştı. İzuku ise ejderlerinden biri ile ona doğru olacak bir saldırıda bulunmuştu ama All Might bundan her zamankinden yavaş bir şekilde de olsa kurtulmuştu. Sadece anlayamadığı ve de emin olmayı istediği için sordu All Might:

- M..Midoriya-shounen, bu gerçekten sen misin?

All Might'ın yüzüne bakamadan konuştu İzuku:

- Demek eski soy ismimi hatırlıyorsun ha, ben sadece İzuku'yum All Might. Beceriksiz anlamına gelen "Deku" ya da herhangi birini temsil eden "Midoriya" değilim!

Tekrar All Might'ın yüzüne bakamadan bir saldırı daha yaptı ama All Might yine saldırarak engellemek yerine sadece saldırıdan kaçındı. All Might ne yapması gerektiğini bilemiyordu, bir zamanlar o da özgünlüksüzdü ve onu anlamaya çalışabiliyordu. Gerçi şu an ülkedeki bir numaralı süper kahraman olduğu ve süper bir özgünlüğü olduğu için ne kadar onu anlayabilirdi o kısım tartışmaya açık bir konuydu. Üzgündü All Might, İzuku'yu yanlış olduğunu düşündüğü tarafta gördüğü ve de belki de onun sırrını söylemiş olma ihtimali olduğu için. Pişmandı All Might, İzuku ile az da olsa biraz daha konuşmadığı için. Kuşkuluydu All Might, bir zamanlar bu çocuk özgünlüksüz olduğu ve de şu an bir özgünlükle karşısında durduğu için. Gerçekten düşündüğü en olmasını istemeyeceği şey mi olmuştu yoksa? Şu an ne yapmalıydı onu bile kestiremiyordu. Daha önce Midoriya İnko, oğlunun yani İzuku'nun odasını polislere ve All Might'a açmıştı ve kesinlikle bir All Might fanıydı. Şu an ise karşısında ona saldıran bir İzuku vardı. Onu durdurması gerektiğini biliyordu All Might ama ona karşı güç kullanmak istemiyordu, çünkü belki de her ne kadar aptalca gözükse de kendisi yüzünden bir suçlu olmayı seçmişti. 

"Yoksa onunla mı tanıştı?" diye düşündü All Might, eğer öyleyse All for One'nin haddini kesinlikle aştığını düşünmeye başlamıştı. Daha sonrasında ise İzuku'nun gözlerine baktı; fazla düşünceli, fazla endişeli, fazla kendinden emin değil gibi gözüküyordu. Belki de onunla konuşmayı deneyebileceğini ve onu olduğunu düşündüğü karanlıktan kurtarabileceğini düşündü All Might. Böylece İzuku ona tekrar ejderlerinden biriyle saldırınca bu sefer ejderden tekrar kaçınmak yerine ejderi elleriyle tuttu ve konuştu:

- Neden bunu yapıyorsun İzuku-shounen? Annen de senin için sen kaybolunca çok endişelendi, herkes senin için çok endişelendi ve seni hiç bir yerde bulamadığımız için öldüğünü sandılar! Ne yapıyorsun İzuku-shounen, bunu gerçekten istiyor musun?

- Kuralları değiştirmek istiyorum ve bunu sizin gibi kahraman olarak yapamayacağım gâyet belliydi. Özgünlüksüzler ezilir ve özgünlüğü olan yüceltilir, bu sistem gerçekten ve de gerçekten aptalca! Sanki ben seçtim nasıl doğmak istediğimi! Sanki eziğin teki olmayı ben istedim!

İstediği cevapları alamıyordu All Might. Sadece dişlerini sıkmakla yetindi. Özgünlüksüz bir gencin ne tarz sıkıntıları olabileceğini biliyordu. O sırada bir anda All Might'ın tuttuğu ejderi yok etti ve tekrardan sırtından ejderin çıkmasını sağladı İzuku, onu biraz daha meydana doğru çekecekti. Tekrar All Might'a uzun menzilli savuşturabileceği bir saldırı yapıp meydana doğru ilerledi. All Might'ın oyalama bahanesiyle getirdiği tüm kötüleri hakladığından emindi, bu yüzden de peşinden geleceğini biliyordu. Tomura'yı ve Nomu'yu görünce bağırdı İzuku:

- Tomura, hazır ol! Kurogiri nerede bilmiyorum bu yüzden Nomu'ya emir ver!

"Sonunda" diye düşündü Tomura, sonunda All Might'tan başlayarak her şeyi yok edebileceğini düşündü. Gözlerinin içindeki koyu kırmızılar kıpır kıpırdı, avuç içi ve boynu heyecan ve de stresten kaşınmaya başlamıştı. Dişlerini göstererek gülümsedi Tomura ve Nomu'ya All Might'ı gösterdi:

- Nomu, yok et.

  All Might ise Aizawa'nın cansız gibi duran bedenine baktı, Nomu denilen yaratığın ise ona doğru geldiğini görünce işlerin artık daha ciddi olacağını anladı All Might. Artık harekete geçmeliydi. Nomu saldırıya geçince ise Nomu'nun da kendisi kadar güçlü olduğunu fark etti. Bu yaratık neyin nesiydi ki zaten?

- Hey İzu! Burada hâlâ yaşayan biri var, ne yapman gerektiğini biliyorsun değil mi?

Tomura'nın bunu demesi ve İzuku'nun Aizawa'ya doğru hareket etmesiyle All Might'ın anlık olarak dikkati İzuku'ya kaydı ve Nomu'dan bir yumruk yemiş oldu. "Aizawa'yı öldürmez, öldürmemeli..." diye düşündü All Might. Yine de Nomu onu rahat bırakmadığı için hiç bir şey yapamıyordu. Çok az bir zamanı kalmıştı,  elindeki tüm gücüyle Nomu'nun işini bitirmesi gerektiğini düşündü ve bir anda daha sert ve daha hızlı olan bir yumruk yarışına girdi Nomu ile. O sırada ise İzuku neredeyse Aizawa Shota'nın yanına varmıştı ki All Might ve Nomu'nun yumruk şovundaki darbelerden çıkan güçlü rüzgar ile tıpkı Tomura ve Aizawa Shota gibi bir kaç metre geriye doğru yuvarlandı ve daha fazla yuvarlanmamak için kendisini ejderleri ile olduğu yere sabitledi. Tabii Tomura ve Aizawa Shota için durum aynı değildi. Tomura bir yere sertçe çarpmıştı ama durumu kötü sayılmazdı. Aizawa Shota ise ölümün eşiğinde gibiydi. Oysa daha yapmayı düşündüğü çok şey vardı, pes etmek istemiyordu.