01.09

710 36 29
                                    

-Bu bölümde rosaliees'de geçmektedir.

Telefonumu komodinin üstüne koyup lavaboya gittim. Aynadan kendime baktığımda çökmüştüm, göz altlarım morarmış ve şişmişti, dudaklarım kuruluktan çatlamıştı saçlarım ise birbirine girmişti.

Üstümdeki kıyafetleri çıkartıp soğuk suyun altına girdim. Suyun damlaları her vücuduma değdiğinde titriyordum ama kendime gelmemi sağlıyordu.

Duştan çıkıp odama gittim. Dolabımdan siyah şort, bol sweatshirt çıkartıp hızlıca giydim. Saçlarımı tarayıp salık bıraktım. Spor ayakkabılarımı da giyip komodinin üzerine bıraktığım telefonunumu aldım, airpodsumu telefonuma bağlayıp kulağıma taktım. Kendimden nefret ederek, en sevdiğim şarkı olan 'why'd you only call me when you're high' açıp son ses yaparak evden çıktım. Boş sokaklarda dolaşırken göz yaşlarım fark etmeden yanağımdan süzülüyordu. Yolumu değiştirip en yakın bara girdim, airpodsumu ve telefonumu sweatimin cebine koydum ve kendimi müziğin akışına bıraktım.

Barmenden bir viski isteyip hızlıca kafama diktim, ardı ardına viskileri kafama dikiyordum ve ayakta duramaz hale gelmiştim. Müziğin ritmine uygun dans ederken belime dolanan kollarla arkamı döndüm, tanımadığım bir adamdı. Umursamadan ellerimi boynuna doladım adam elini yavaşça kalçama indirirken rahatsız olmuştum, adamdan uzaklaşırken kolumdan tutup beni kendine daha çok yaklaştırmıştı.

Adamı ittirip,"Bırak beni!" diye bağırmıştım. Gözlerimi kapatıp açtığımda adam yerde yatıyordu ve burnunu tutuyordu. Kolumdan tutulmasıyla dışarda bulunmam bir olmuştu ışınlanma bulundu da benim mi haberim yoktu?

Kafamı bar kısmına çevirdiğim de Alex'in grup arkadaşları Matt, Jamie ve bir kaçı vardı. Kolumu tutan kişiye baktığımda bu Alex'di. Kolumu hızlıca çekip Alex'i ittirmiştim. Alex'in yüzüne baktığımda çene haltları gerilmişti, dişlerini sıkarak,"Bin şu arabaya Mads." dedi. Alayca gülerek,"Git başımdan Alex!" dedim. Telefonum çalıyordu hızlıca cebimden çıkartıp, kimin aradığına bakmadan açıp,"Ne var?!" dedim. Arayan Madison'dı. Madison,"Hey! Sakin ol biraz, ne bu sinir? Hem nerdesin sen! Kapıda kaldım!?" dedi. Oflayarak,"Sen nerdesin ki?" dedim. Madison,"Sence kızıl? Senin evinin önündeyim!" dedi. Elimi saçlarımın arasına geçirip,"Tamam sen bekle, 20 dakikaya oradayım." diyerek telefonu hızlıca kapattım.

Alex'in arabasına binerken, Alex'in sırıttığını görmüştüm ve bu sırıtış dişlerimi sıkmama sebep olmuştu. Arabanın camını açıp,"Geliyor musun gerizekalı!" dedim. Alex şoför koltuğuna geçtiğin de arabayı çalıştırdı. Alex tekrar dişlerini sıkarak,"Eğer ben gelmeseydim o adamın sana ne yapacağını biliyor muydun?" dedi. Gözlerimi devirerek,"Kendimi koruyabilirdim Alex ve hala sarhoşum!" dedi. Alex ciddi misin bakışlarını bana atarken,"Sarhoş olduğuna emin misin? Ayrıca kendini tabii ki koruyabilirsin buna laf etmedim zaten!" dedi.

Tekrar gözlerimi devirerek,"Neyse ne! Sadece sus ve şu arabayı evime sür." dedim. Alex gülümseyerek,"Nasıl isterseniz lady" dedi. Kafamı cama yaslayarak gözlerimi kapattım.

Arabanın durmasıyla gözlerimi geri açtım, ne ara gelmiştik? Arabadan indiğim de Madison merdivene oturmuştu, beni görmesiyle ayağa kalkıp,"Sonunda sürtük!" dedi. Alex de arabadan indiğin de Madison gözlerini pörtletip bir bana bir de Alex'e bakıyordu. Madison,"Gerçekten sürtüksün kızıl." dedi. Alex,"Selam Madison." dedi. Madison Alex'e öldürücekmiş gibi bakarak,"Selam Alex." dedi.

Alex'e dönüp,"Her şey için sağ ol Turner" dedim. Alex bana gülümseyerek arabaya bindi ve saniyeler içersinde uzaklaştı. Anahtarla kapıyı açıp Madison'ın geçmesi için geriye çekildiğim de Madison beni içeriye ittirip,"Her şeyi anlatıyorsun!" diyerek kendisi de içeriye girdi ve kapıyı kapattı.

𝘞𝘩𝘺'𝘥 𝘠𝘰𝘶 𝘖𝘯𝘭𝘺 𝘊𝘢𝘭𝘭 𝘔𝘦 𝘞𝘩𝘦𝘯 𝘠𝘰𝘶'𝘳𝘦 𝘏𝘪𝘨𝘩Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin