Sarmaş dolaş yatan bize bakan anneme ne diyeceğimi bilemezken, Bakugou'yu yana doğru ittirdim ve ayağa kalktım. Annem hiçbir şey demeden sadece bana bakıyordu. Ama gözlerinde "bunu nasıl yaparsın" bakışı vardı. Annemin yanına geldim ve onunla beraber dışarı çıktım:
"anne. Bak şimdi her şeyi anlatıcam. Anlatmadan yargılama" annem ellerini göğsünde birleştirdi ve kafa salladı:
"dinliyorum İzuku"
"gece bir kabus gördüm ve uyandım"
"sonra gittin çocuğun yanına mı yattın?"
"ya anne bir dur.. 1-2 saat uyumaya çalıştım acayip ağladım korktum. Bakugou'yla da yatmayacaktım ağlamama uyandı. Sonra ben teklif ettim ama aramızda yastık vardı. Gece tuhaf yatınca da yastık gitmiş aramızdan. Anne yani bir erkeğin yanında uyudum diye öyle olmak zorunda değilim.. "
" oğlum bak. Tamam belki sen öyle hissetmiyorsun. Belki o çocuk senden hallenecek. Elaleme yalan yanlış şeyler anlatıcak"
"anne kendi oturduğu şehirde elalem bizi ne yapsın.. Bizi tanımıyorlar bile.."
"olabilir oğlum. Sen tedbirli olursan başına bir şey gelmez. Bak bir daha olmasın tamam mı?"
"hahhh... Tamam anne.."
"hadi kaldır arkadaşını.. Kahvaltı hazır.." annem mutfağa girince odaya girdim ve çoktan kalkmış olan Bakugou'ya baktım:
"duydun mu?"
"evet"
"kusura bakma"
"dert değil.." beraber odayı topladıktan sonra aşağı indik. Mutfağa girince Bakugou, anneme kocaman gülümsedi:
"günaydın İnko-san" annemde ona aynı şekilde gülümsedi:
"günaydın oğlum. Hadi bakalım oturun" bu kadın ne kadar iki yüzlü diye düşünürken yerime oturdum. Kahvaltı ederken annem Bakugou'ya baktı:
"sen kendi şehrinde kiminle kalıyorsun?"
"annemle kalıyorum"
"baban?"
"babamla annem ayrı. Babam başka bir yerde yaşıyor"
"hmm.. Yani, anlaşamadılar mı?" Bakugou ne desem diye düşünüyordu. Doğru, onun annesi kadınlardan hoşlanıyor ama bunu anneme söylese büyük ihtimal Bakugou'yla olan ilişkimi bitirmemi isteyecek. Bakugou anneme baktı:
"söylemesem alınmazsınız değil mi?"
"hayır tatlım asla. Söylemek zorunda değilsin" kahvaltı yaptıktan sonra annem dışarı çıktı. Bizde fırsattan istifade manga bölümü yaptık
***
Akşam Bakugou' yla beraber odama geçtik ve ikimizde yatağa yattık:
"bu sefer uyumicam burda.. Yatmadab önce inerim.."
"evet.. Bu sefer ben bile dayak yiyebilirim annenden.." ikimizde dediği şeye güldük. Gülmeyi kesip birbirimize bakmaya başlarken Bakugou biraz bana yaklaştı:
"öpüşelim mi?" hafif yutkundum ve dudaklarımı yaladım. Olumlu anlamda kafamı sallayınca ikimizde birbirimize yaklaştık ve yavaş yavaş öpüşmeye başladık. Sürekli ayrıldığımızdan dolayı çıkan öpüşme sesi beni heyecanlandırıyordu. (y/n sesi kulağımda) öpüşmemizi biraz daha derinleştirince hafifçe inledim. Bakugou'da hafif hırıltılar çıkarmaya başlarken elini yanağıma koydu. Sonra bedenini bana yapıştırdı. Bacağıyla penisimi dürtmesi irkilmeme sebep oldu. Biraz daha öpüşmenin ardından birbirimizden ayrıldık. Terlemeye başlayan Bakugou'ya baktım:
"üzgünüm ama daha ileriye gidemem.."
"biliyorum. O yüzden yerine geçsen iyi olur.." kafamı salladım ve yerime geçtim. Battaniyeyi üstüme çekince ışığı kapattım:
"iyi geceler Bakugou.." Bakugou cevap vermeyince doğrulup ona baktım:
"cevap yok mu?"
"ha. Sana lakap düşünüyordum.."
"lakap mı?"
"kimsenin anlamını bilmeyeceği ve sadece benim kullanabileceğim bir lakap..."
"mm... Sana Kacchan diyebilirim"
"o ne lan?"
"şirinsin. O yüzden - chan ekini Katsuki ismiyle birleştirdim. Kacchan"
"ama adım Katsuki"
"katchan demek zor olur.."
"o zaman bende sana Deku diyeceğim"
"o ne demek?"
"saf gerizekalı"
"heee?! Ben niye gerizekalı oluyorum?"
"gerizekalı kısmını değil daha çok saf kısmını"
"sence ben saf mıyım??"
"ya anlamını boşver işte. Deku iyi.."
"eh.. Tamam o zanan.." yerime yattım. Bakugou'da bana cevap verdi:
"iyi geceler.." ikimiz de uyuduk.
Evet bu bölümü de bitirdiğm. Keyifli okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Walking Libidos -BakuDeku-
FanfictionJaponya'nın önde gelen çizgi roman yazarlarından iki kişi, birbirlerinden, tüm ülkeden ve yakınlarından gizli, yaoi manga çiziyorlardı. Ancak birbirlerinden habersiz olmaları pekte uzun sürmedi. Her ikisi de, son zamanlarda çokça beğenilen yaoi mang...