Işık

23.9K 1.5K 36
                                    

Pazartesi okula gidene kadar ağlamıştım odamda. Öyle ki sınıf öğretmenimiz Leyla Hanım pazartesi günü çok ilgilendi benimle.

Son derste pencereden dışarı bakıyordum.. Kar durmuştu. Okulun bahçesinde parlak bir ışık topu gördüğüme eminim. Karnımı tutarak izin istedim, zaten ilk dersten beri kötü göründüğüm için kimse itiraz etmedi. Okulun revirine doğru gidecektim. Ama son anda aklıma karların üstünde gördüğüm ışık topu geldi. Ona gitmek zorundaydım, belki de umutsuzluktan delirmek üzereydim ve önce revire gitmem daha doğruydu. Hayır, ne olursa olsun o ışığın gerçek olup olmadığını bulmalıydım.

Daha kararlı adımlarla bahçe kapısına yöneldim. Demir kapıyı hep kilitlerlerdi biz dersteyken ama ben giderken rüzgardan herhalde , savrulmuştu geriye doğru. Ve işte bahçenin tam ortasında duruyordu... Ona doğru gidecekken, hiç tahmin etmediğim bir şey oldu, ışık topu son hızla bana doğrı geldi ve karnıma çarptı. Okul kapısının önünde yığılmış olmalıyım, çünkü son hatırladığım şey bana doğru gelen bir ışıktı.

Gözümü açtığımda bir evin salonundaydım. Yaşlı bir kadın oturmuş televizyon izliyordu. "Çok özür dilerim" dedim; ancak sesimi duymamıştı. Arkamdan "Selam Anne!" diye bir ses duydum, o an kadın bana döndü, benim gözlerime ne kadar benziyordu gözleri.. Bunu düşünür düşünmez arkamı döndüm, kadının yüzünü andıran ama gözleri ela genç bir adam gelip kadının tansiyonunu ölçtü. İğne yaptı ve " ben yine gelirim anne, acil bir hasta için çağırdılar, gitmem gerek" dedi ve annesini öperek odadan uzaklaştı. Sonra her şey karardı. O an gökyüzünde, uzayın karanlığında süzüldüğüme yemin edebilirdim. Sonra onu gördüm, karanlığın içinde kapkara gözleri nasıl olduysa daha da koyulaştırıyordu her şeyi, bir kuyunun içine düşüyormuşum gibi... Bana elini uzattı, gülümsedi ve kayboldu. Bir anda yok oldu.

Yanımdaki sesleri duyabiliyordum.

"Ateşi çok yüksekti doktor bey, birden okul kapısının önünde yığılmış kalmış, karnını tutarak çıkmış sınıftan."

Birinin bana dokunduğunu hissediyordum. Gözlerimi açamıyordum ama bunun rüyamda gördüğüm adam olduğuna emindim, o doktor olan.. Nasılsa dokunduğu anda anlamıştım.

"Hastaneye götürmemiz gerek" dedi adam. O'ydu işte sesinden emin olmuştum artık. Yarım saat sonra birileri beni sedyeye taşıyordu, oradan ambulansa, hastaneye ve ben hala gözlerimi açamıyordum. Sonunda o küreyi gördüm, karnımın içinden çıkıp yükseldi ve uzaklaştı , işte o an gözlerimi açmışım.

"Merhaba Küçük Hanım, ben Doktor Serhat."

Gülümsedim, iyi hissediyordum. Sanki güven dolu bir sıcaklık yayıyordu bu doktor. Bana bakıp dalmıştı. Gözlerime bakıyordu çok dikkatli bir şekilde.

"Ne oldu bana?"

"Birazcık yorgun düşmüşsün o kadar. Şimdi ben gideceğim, fakat yarın yine geleceğim. Sen de bir kaç gün misafirim olacaksın. Anlaştık mı?"

Kafamı salladım. Bir an seslenip annesini sormak istedim, gerçek miydi gördüklerim? Neden görmüştüm onu ve annesini ve o kara gözlü adamı? Gözlerini düşündükçe hem için ürperiyor hem de içimde hala keşfetmediğim çok derinlerimde bir yangın çıkıyordu.

Kutsal Doğum - tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin