Sulama fıskiyesi üstümüzü sırılsıklam ederken bahçe de delicesine dans ediyorduk. Uzun süredir herkesten ve hatta kendimden bile sakladığım kahkaham mahallenin her yerini sarıp kucaklarken karşımdaki adamın gerçekliğini sorguluyordum.
Sanrılarla geçirdiğim onca yılın, hayal mi gerçek mi emin olamadığım onlarca güzel veya kötü anılarımın içinde gerçek olmasını dilediğim tek kişiydi.
Omuzlarından sıkı sıkı tutunduğum ellerimi içine koskoca dünyamın sığdığı avuçlarına alıp benimle birlikte dönmeye başladığında dizlerimin hemen altına kadar uzanan siyah pileli eteğim uçuşuyordu.
Derman da benimle birlikte gülmeye başladığında bakışlarım dudaklarına indi. Gür kahkahası benim gülüşlerime sarılırken, sesler sanki yavaş yavaş benliğini kaybeden ve parçalanan ruhumun içine karışıyor ve her zerresini onarıp yeniliyordu. Bu adam beni tekrar yaşatıyordu.
İçimdeki dürtüyü ve sesleri durduramadan ona soru sorarken buldum kendimi;
"Sen gerçek misin?"
Sorumun üzerine gülümsemesi yerli yerinde duruyordu. Bunu ona ilk soruşum değildi. Belki on belki yüz belki de beş yüz defa sormuştum bunu ona.
Dönmeyi bıraktı ve ellerimden birini bırakıp kafama koydu. Baş parmağı ile şakağımı okşarken "Ben gerçeğim. Hem de senin bu aklında var olan, hatırladığın ya da unuttuğun ve gerçekliğini sorguladığın her şeyden daha gerçeğim."
∼
Ve eveet ben geldim. Yeni kurgumun tanıtımı ile karşınızdayım. Bu serüven nasıl gidecek bakalım. Bir sonra ki bölümde görüşürüz :)
![](https://img.wattpad.com/cover/256471144-288-k666980.jpg)