0.5

1.4K 74 224
                                    

Türkiye düşünceli gözlerle, ona bakan okyanus renkli gözlere baktı.
Türkiye'nin ekonomik durumu iyi değildi. Ama belki NATO'ya katılırsa iyileşebilirdi.

Zaten kabul etmezse bunun aptalca olabileceğini düşündü. Elindeki fırsatı kaçırmak istemiyordu. Kafasını aşağı yukarı salladı. "Geliyorum."

ABD gülümsedi. "Güzel. Sana bu konu hakkında bilgi vereceğim, tamam mı?"
"Tamam."
"Şimdi evine git, biraz dinlen. Seni akşama doğru çağıracağım."
"Peki, peki. Görüşürüz."
"Görüşürüz."

Türkiye dışarı doğru ilerlerken Sovyet hâlâ onlara sessizce bakıyordu. Sovyet'in içindeki o büyük pişmanlık, yine kendini hissettirmişti. Sevdiği kadının ona soğuk davranmasını kaldıramıyordu kalbi.

'Keşke hiç yapmasaydım' Diye içinden geçirdi Sovyet. Zaten Türkiye'nin izin vermeme ihtimalinin olduğunu demişti Çin. Keşke o ihtimali göz önünde bulundurup yapmasaydı...

Bir yandan da kendi kendine 'ya izin verseydi?' Diye düşünüyordu. İzin verme ihtimali de vardı.

İşte aklındaki sorun da burda başlıyordu. İyi mi yaptı, yoksa kötü mü? Kararsız kalmıştı, kafası karışıktı.

Türkiye arabasına binip evine doğru sürerken onun da Sovyet'ten farkı yoktu. Sovyet'i aklından çıkarmıyordu. Farklı olarak ABD'de aklındaydı. Acaba onun teklifini kabul ederek doğru mu yapmıştı?

Nedensizce ABD'ye hâlâ güvenemiyordu. Onun tekliflerini çok çabuk kabul ettiğini düşünüyordu.
Ama bir yandan da iyi yaptığını düşünüyordu. Belki kabul etmeseydi Sovyet onu daha çok sıkıştıracaktı.

O sırada Sovyet'in evinin önünden geçtiğini farketti. Yine o aklına gelmişti.

Sovyet ne kadar kendisine kötü bir şey yapsa da, onu sevmekten vazgeçemeyecekti.

Seviyordu onu. Kabul etmişti. Onu ilk görüşünden beri seviyordu. Onun o yapılı vücudu, bazen insana çok "masum" gelen o bakışı, gülümsemesi, zekası ondan hoşlanmasına neden olan şeylerden sadece bazılarıydı.

Tamam, belki o kadar fazla masum olmayabilirdi. Ama tatlı bakışları Türkiye'ye çok masum geliyordu.

Bunları düşünürken ona olan aşkının hâlâ tükenmediğini farkettiğinde istemsizce gülümsedi.

İçinden bir ses diyordu ki, Sovyet'te onu seviyordu!

Bu sese ne kadar çok inanmak istesede, bunun sadece bir ses olduğunu unutmak istemiyordu. Yani, kendine boş umut vermek istemiyordu.

Ardından eve geldiğini anlayınca arabayı durdurdu, dışarı çıktı ve arabasının kapısını kilitledikten sonra evine doğru ilerledi.

[Amerika'nın Gözünden]

Sırıtmadan edemiyordum, bunun nedeni ise Türkiye'nin o saflığı ve Sovyet'in verdiği aptalca kararlar yüzünden. Sovyet elinden büyük bir fırsatı kaçırmıştı. Bunu kendisi benden daha iyi biliyordu.

Aslında Türkiye'yi ilk gördüğüm zaman onu yanıma almanın bu kadar kolay olacağını düşünmüyordum. Ama cidden çok basit oldu. Bu da elime geçen ayrı bir fırsattı.

Türkiye'nin durumunu şöyle bir kontrol etmiştim. Ekonomik durumu iyi değil, halkı işsiz, siyaset sorunları çok vardı. Kısacası durumu hiç iyi değildi.

Ama elinde olan zenginlikler de bayağı vardı. Yer altı, yer üstü kaynakları, köprüleri, konumu ve bir çok şey onu iyi bir ülke yapmaya yeter.

~°Sonsuza dek°~ (Sovyet x Türkiye) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin