XIV

2.9K 294 190
                                    

İlk üç bölümden sonraki en tasasız bölüme hoş geldiniz sevgili vatandaşlar. 

Ade gururla sunar...


Çok heyecanlıyım. Biraz da gerginim çünkü dört gündür bunu planlıyordum ve bir terslik olsun istemiyordum. Hualing'in yardımlarıyla çok güzel bir yer bulmuştum. Köyün temel su ihtiyacını karşılayan bir göl vardı yakınlarda, oldukça geniş bir araziydi. Etrafı dağlarla örülü yemyeşil bir yerdeydi ve suyu cam gibi berrak ve temizdi. Gölün varlığından haberdar olmayan yoktu ancak Hualing'in bana gösterdiği yer çok başkaydı. Gölün karşı kıyısında, ormanın iç tarafında eski bir tapınak vardı. Çoğu kişinin hafızalarından silinmiş, yıkık dökük, küçük bir harabeydi. Tapınağa ulaşabilmek için geçilen yolun üstünde de taş bir köprü vardı. İşte orası, mükemmel bir yerdi. Köprünün ortasında kule şeklinde bir tür çardak vardı ve köprünün yüzeyleri sarmaşıklar ve Çin Wisteria'larıyla sarılmıştı. Altından akan nehrin suları gölün etrafını çeviren dağların tepesinden akıp geliyor ve şarıl şarıl sesler çıkararak göle akıyordu.

Bu sabah erkenden gidip satın aldığım mumları dizmiştim köprünün duvarlarına. Geçen hafta Jeongguk'a evlenme teklif etmeye karar verdiğimde hemen iki mektup yazıp birini anneme, birini de ağabeyime göndermiştim. Açıkçası tek amacım haber vermek değildi, ikisinden de fikir istemiştim çünkü aklıma hiçbir şey gelmemişti. Gerçekten, heyecandan ve gerginlikten fikir üretme yetimi kaybetmiş gibiydim ve saatlerce düşünsem de aklıma gelen tek şey onu yüzlerce çiçeğin arasında boğmaktı. Çiçekler güzeldi ama daha özel bir şey istiyordum. Jeongguk çok daha iyisini hak ediyordu. Ne kadar vaktimiz kaldı bilmiyordum, artık bunu düşünmeyecektim de. Ne kadar vaktimiz olduğu o kadar da önemli değildi, ben bu süreyi güzel değerlendirecektim. Jeongguk'u mutlu edecek, istediği her şeyi yapacak ve ona elimden gelen her şeyi verecektim. Eğer isterse kendimi de verirdim, beni son damlama kadar sömürebilirdi. Artık hiçbir olumsuz şeyi düşünmeyecek ve tüm enerjimi sadece sevgilime ve kendime ayıracaktım. Evet tüm o korkunç düşünceleri kafamdan atmak zor olmuştu ama nihayet fark etmiştim, bu şekilde ikimizi de sadece üzüyordum ve biz mutlu olmayı hak ediyorduk.

Sabah o köprüdeki hazırlıklarım biter bitmez kasabaya geri dönmüştüm, birkaç işim daha kalmıştı. Seokjin hyungum istediğim hazırlıkları yapabileyim diye bana yüklü bir miktar para göndermiş, bu parayı yıllardır benim düğünüm için biriktirdiğini söylemişti. Mektubunu okurken gözyaşlarına boğulmadığımı söylemek büyük yalan olur. Şimdi de gönderdiği paranın bir kısmıyla pazara inmiştim. Jeongguk için birkaç şey alacaktım. Öncelikle üç gün önceden sipariş ettiğim elbiseleri almak için terziye girdim. Bu gün giymesi için ona özel bir elbise diktirmiştim çünkü Jeongguk normalde rahat pantolonlarını ve ince hanboklarını tercih etse de özel günlerde uzun ve süslü elbiseler giymeyi seviyordu. Buradaki elbiseleri fazla beğenmediği için özellikle Qing Hanedanlığı'nda giyilen hanfulara benzer elbiseler diktirmiştim. Bir de tabii düğünümüz için ikimize de özel kıyafetler hazırlatmıştım ama onları bu gün almayacaktım çünkü işleri daha bitmemişti.

Elbette tek sürprizim bu değildi. Qing Hanedanlığı'nda biri evlenme teklif edeceği zaman kendi elleriyle eşi için bir takı yapardı. Bu genelde ya saç tokaları ya da küpeler olurdu, bazen de bir yüzük. Ben de Jeongguk için bir takı yapmıştım. Aslında tüm bu olaylar olmadan önce başlamıştım tasarlamaya ama deltayla yaşananlardan sonra birkaç değişiklik de yapmıştım. Tüm bu atlattığımız şeyler Jeongguk'un bendeki yerini daha iyi anlamamı sağlamış ve tasarımıma da yön vermişti.

"İyi günler Bay Kim. Nasılsınız bu gün?" Terzi çırağı olan genç omegaydı seslenen. Saçlarını uzun tek bir örgü şeklinde bağlamış, ucuna elbisesiyle aynı kumaştan bir kurdele bağlamıştı. Giydiği hanbok pudra mavisi ve lila renklerindeydi, sevimli görünüyordu. "Teşekkür ederim Seomin-ah, harikayım bu gün. Sen nasılsın?" Konuşurken bile heyecanımı kontrol edemeyip yüksek sesle gülerek konuştuğumdan olsa gerek, genç kız kıkırdayarak cevapladı beni. "Ben de iyiyim Bay Kim, çok heyecanlısınız bu gün sanırım?"

Tote Vita - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin