21.bölüm: Ana yüreği dırırırım..

740 47 4
                                    

Gecikme için üzgünüm. İnanın ki başım zonkluyor. Bu bölümü bile zor yazabildim. Kendimi çok yorgun hissediyorum. Ama ancak şimdi tamamlayabildim bölümü. Umarım beğenirsiniz.

Fazla açıklama yapamayacağım çünkü duyurumda hepsini açıklamıştım. Ciddiye alırsanız sevinirim. Çünkü gerçekten bu hafta kesişn kararımı verebilirim.. Umarım beni anlıyorsunuzdur.

Multimedya'da OLMAZ BÖYLE ŞEY için yaptığım bir çalışmam var^^ Ben çok beğendim ve paylaşmak istedim.

İyi okumalaaaaar.

------

-Zeynep'ten:

Dediğim gibi bu gece Kerem'in şevkatli kollarına sarılarak uyandım. Ne kadar inanmasamda şuan onun yanındayım işte. Her şeye rahmen 'biz' olduk. Bu bile benim için çok büyük bir şans.

Sabah güneş'in ışıkları yüzüme vurduğunda uyandım. Yatakta doğrulurken Kerem'in yanınma küçük bir bebek gibi uyuduğunu gördüm. İnsan uyurken bile bu kadar mukemmel olmak zorunda mı? İnsan mı yedin vicdansızın oğlu!

Onu uyandırmamaya çalışarak yaaktan kalkmaya çalışşamda Kerem koluyla beni engelledi ve kendine çekti. Yandık şimdiden böyleyse. Tekrardan kalkmaya çalışıyorum ama beni gene engelliyor. En sonunda dayanamayıp onu dürterek güzel uykusunu bölüyorum.

''Brad.'' Diyorum saçlarını okşayarak. ''Hadi uyan.''

O da beni dinlerdi sanki. Yan taraftaki sehpanın sahatine baktığımda 11:24 olduğunu görüyorum ve ağzımdan çok azıcık bir çığlık çıkıyor ama bu bile Kerem'i uyandırmama yetiyor. Vay. Bundan sonra Kerem'i uyandırmak için çığlık atıcam.

''Noldu güzelim?'' dedi Kerem uykulu uykulu gözlerle bana bakarken.

''Geç kaldım Kerem! Eve çok geç kaldım.''

''Ne var bunda?''

Siz erkekler ne bilirsiniz ki. Biz kızlar mümkün olduğunca eve geç kalmamak, ailesinin dediği saatte evde olmamız lazım. İstersen 80 yaşında ol annene ve babana göre çocuğuz. Küçük yaramaz bir kız çocuğuyuz.

Kerem anlamsız anlamsız suratıma bakmaya devam ederken bende vakit kaybetmeden karşıdaki mantomu giyiyorum ve telefonumu, çantamı alıyorum.

''Ben gidiyorum sevgilim.'' Yanına geliyorum ve yanağına bir öpücük konduruyorum. ''Sonra görüşürüz.''

Acele işe şeytan karışır derler ama bakalım şeytan karışıcakmı. İki elham, bir fatiha okuyayımda sevgili ailem gene sorularıyla beni mahruz bırakmasınlar.

***

''Çok merak ettik kızım!''

''Nerelerdeydin?''

''Kimleydin?''

''Ne yapıyordun?''

Elham ve fatiha okumamda işe yaramadı. Yemin ederim ki yolda gelirken hatim indirecektim az kalsın. Karşılığı bumuydu? Ailem gene sorularıyla beni köşe bucak sıkıştırırken bende boğulmaktan korkuyorum açıkçası. Ne demişler. 'ölürken en acıtan ölüm boğulmak ve yanmak.' Allah korusun. Şom ağzımı gene açtım. Bir gün o ağzımı hiç açmamak üzere kapıcam.

''Bir sakin olun. Su için biraz, nefes alın.'' Diyorum gözlerimi devirerek. ''Hayat kısa, kuşlar uçuyor.''

''Bunun konumuzla ne alakası var?'' diyor Annem bilmiş bilmiş.

OLMAZ BÖYLE ŞEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin