Lillian bizi kapıda karşıladı. Yanında adının Clark olduğunu öğrendiğim hizmetçileri vardı. Bizi yemek odasına götürdüler. Orada annem, Bonnie ve Newt'in babası James Rowling vardı. Babam annemin yanına Lillian da eşinin yanına geçti. Bende annemin yanına yani Newt'in karşısına oturdum. Chuck ise benim yanıma yani Bonnie' nin karşısına geçti. Konuşma faslından sonra yemeğe başladık.
+++++++
Bonnie sürekli Chuck'la konuşuyordu ve Chuck'ta gülerek ona cevap veriyordu. Newt ise biz geldiğimizde beri hiç konuşmamıştı. Hatta bir merhaba bile dememişti. Boşver ya! O kim ki seni umursamıyor? Asıl sen onu umursama!
Zaten evde birşeyler atıştırdığım için önümdeki yemekten fazla yiyemedim. Ayrıca sıkıldım. Bende telefonumu açtım. WhatsApp'ta Thalia'dan mesaj vardı.(Bu arada söylemeyi unuttum.Thalia benim en en en yakın arkadaşım. Bebeklğimizden beri arkadaşız. Çünkü annelerimiz de çocukluk arkadaşı. Bi de aynı sitede oturuyoruz ama sitemiz oldukça büyük ve onların evi bize birazcık uzak. )
Thalia: Ama ben çok özledim seni. 5 gün oldu ya. Yarın size kahvaltıya geliyorum ve itiraz istemiyorum.
Thalia ve ailesi 5 günlüğüne şehir dışına çıkmışlardı ve ben onu gerçekten çok özlemiştim. Sonuçta her gün beraber olduğunuz birini özlersiniz değil mi? Hemen cevap yazdım.
Ben: Ben de seni çok özledim. Keşke şimdi gelsen. Aslında gelsene bize ben yan komşudayım ama eve geçebilirim sorun olmaz.
Thalia: Çok isterdim ama gerçekten çok yorgunum, uyuyacağım şimdi. Ha bir de Stephan ve Apryl de gelecek. Yarın görüşürüz. İyi geceler ben yatıyorum.
Ben: Tamam iyi geceler tatlım.
Apryl'in geleceğini hemen Chuck'a söylemeliydim. Ya da neyse birazdan söylerim.
Tam Dawson'a mesaj atacaktım ki o bana mesaj attı.
Dawson: Sana kötü bi haberim var.
Endişeyle cevap yazdım. Acaba nolmuştu ki?
Ben: Noldu?!
Dawson: Buradaki kurs 5 hafta sürüyormuş. O yüzden 2 hafta sonra geliyorum aşkım.
Ben: Ya ben de bişe oldu sandım, çok korktum.
Geç gelmen sorun değil ama seni çok özledim.
Dawson: Ben de çok özledim. Şimdi kapatıyorum ben. Sonra görüşürüz. Seni seviyorum.
Ben: Seni seviyorum.
Onu gerçekten çok özlemiştim.
Bi saniye ben size Dawson'ı anlatmadım değil mi? Çok unutkanım kusuruma bakmayın. Biz Dawson'la 2 yıldır sevgiliyiz. Jack'ten ayrıldıktan bi hafta sonra okulumuza gelmişti. Bir hafta sonra da çıkmaya başlamıştık.Bir aylığına Fransa'ya dil kursu gibi bir yere gitmişti. Bu gün 3 hafta olmuştu. Ama daha 2 hafta daha bekleyeceğim. Ben de onunla olan fotoğraflarımıza bakmaya başladım.
Tam bovling oynarken onu çektiğimi fark edince güldüğü resme bakıyrdum ki Chuck telefonu elimden alarak
"Heey sana diyorum. Beni duyan var mı?"
"Ya ver telefonumu Chuck!"
"Hadi kalk, burda tek başına oturmak istemiyorsan bizimle Newt'in odasına gel. Annemler de salona geçtiler zaten."diyerek telefonumu cebine attı.
Gerçekten de annemgil gitmişti.Newt ve Bonnie de ayakta bana bakıyorlardı. Birden Newt sinirli adımlarla odadan çıktı. Ne olduğunu anlamamıştım. Ama pek de önemsemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalipso
RandomYeni bir hikayeye hazır mısınız? Kalipso'nun sırları açığa çıkmak üzere... Eğer bu sırlar başkalarının eline geçerse onun için işler hiç de iyi olmayacak. Neyse şimdilik bu kadar ipucu yeter. Bence hemen okumaya başlayın...