Karmakarışıktım. Bugün bana karşı tavırlarının beni şaşırtması yetmezmiş gibi yolladığı hediye de iyice şoka sokmuştu beni . Kim Taehyung, bugüne kadar aklımın ucundan bile geçmeyen adam kafamın içinde artık kendine özel bir yer edinmişti.
Uykum kaçmıştı iyice. Hem Kim Taehyung'un etkisi hem de yarın çıkacak parfüm için denemelerin son bulması da beni germişti. Düşündüm. Bugün olan ilk etkileşimde söylediği sözleri iyice düşündüm. Kokumu eklememi mi istemişti yoksa o anlık mıydı söyledikleri? Yarın yapacağım koku son şansımdı . Kaybedecek bir şeyim yoktu. Madem kokumu eklememi istedi -anlık söylediği bir şey de olabilir- ben de oluşturduğum kokuma vanilya esansını ekleyip bitirecektim.
-ertesi sabah
Normalde geldiğimden daha erken gelmiştim işe. Çabucak bitirip sunmak için beklemek istiyordum . Ekledim . Ve gerçekten de vanilya çok yakışmıştı . Kahve almak için kafeteryaya gidiyordum ki biriyle çarpıştım. Kim Taehyung. Özür dileyip yanından geçip gidecekken kolumu tutup beni durdurdu. ''Benimle gel Jeon.'' Emir verir gibi değildi ama sesi baskındı . Yüzü ise sesine tezat bir şekilde gülümsüyordu. O an kolumu çekmek istedim . Ama yapmadım, yapamadım. Nedenini bilmiyordum. Sanırım ben Kim Taehyung'un etkisine fena halde girmiştim. Sessizce onu takip ediyordum. Kolumu bırakır sanmıştım onu takip etmeye başlayınca . Ama o bırakmadı. Beraber odasına gittik. Sonunda kolumu bıraktı ve masasının arkasındaki sandalyesine kuruldu. Sonra gözlerini bana dikip ; '' Otur lütfen Jeon.'' demişti baskın sesiyle. Ve ben ona itaat eder gibi ne derse kafamı sallayıp dediğini yapıyordum. Masasının önündeki koltuklardan birine oturduğumda onun ''Oturabileceğin daha rahat yer vardı Jeon '' dediğini duymuştum. Duyduğumu anlamamıştı büyük ihtimalle. Çünkü bu sefer baskın sesini kullanmak yerine fısıldar gibiydi. Sanki kendi kendine söylüyordu. ''Benimle bir şey mi konuşmak istiyordunuz Bay Kim?'' diye sordum ona. Hediyesi ve tavırları sonrasında onunla konuşmak pek istemiyordum . Evet bana neden öyle bir hediye gördüğünü , dün neden bana öyle baktığını ,benim uyku problemim olduğunu nereden bildiğini, benimle neden konuşmaya çalıştığını öğrenmek için adım atmayacaktım. Ya da belki atardım. Ben kafamda düşüncelerle boğuşurken o yine baskın sesini kullanarak düşüncelerimin arasına girdi; ''Hediyemi beğendin mi Jeon?'' Az önce adım atmayacağım diye düşünürken o pat diye adımı benim yerime atmıştı. Ne diyecektim , demeliydim bilmiyordum . Cesaretimi toplayıp sesimi çıkartmaya karar verip; '' Teşekkür ederim Bay Kim. Ama uyku problemi çektiğimi nereden biliyorsunuz merak ediyorum açıkçası. '' Gülüyordu. Tek yaptığı şeygülmekti. Kim Taehyung gülerken de güzeldi ama şuan beni sinir ediyordu gülüşüyle. Gülmek yerine cevap verebilirdi. Madem cevap vermeyecek gülecekti o zaman konuyu da açmayacaktı. Kim Taehyung bir süre daha gülmeye devam etti ve ben de o sırada sinirden köpürmeye devam ettim. En sonunda ağzını aralayıp; '' Jeon yüzün yorgunluğunu gizleyemiyor uykusuz olduğun çok belli. Ama bu şekilde anlamadım Jeon. Dün anladın sanmıştım.'' dedi ve yine kafamı karıştırmayı başarmıştı. Oyun oynar gibi olan tavrı sinirlerimi geriyorken sessiz kalmak çok zordu . '' Neyi anlamamı istediğinizi bilmiyorum Bay Kim .'' ''Sana ilgi duyuyorum Jeon. Seni ilk dün görmedim, senin hakkında çoğu şeyi biliyorum. Dün olan yakınlaşmamı anlayacağını düşünmüştüm , sen zekisin Jeon.'' Ne demişti o? Bana ilgi mi duyuyormuş ? Tam dudaklarımı aralamış ona beni ne zamandan beri tanıdığını soracaktım ki tekrar söze girdi: ''Bunları konuşuruz Jeon bundan sonra çokça göreceğiz birbirimizi ama şimdi senin sunman gereken bir koku, benim de incelemem gereken kokular var. Bu konu şimdilik kapansın.'' Çıldıracaktım ama haklıydı. Hızla odayı terk ettim.
Dünkü gibi Kim Taehyung tek tek kokuları inceliyordu. Çok ciddiydi. Odadaki o halinden hiç eser yoktu . Ve sıra yeniden bana geldi . Gözlerimin içine bakıyordu yine . ''Vanilyayı eklemişsin. Teşekkürler Jeon.'' diyip sıradaki kişiye geçti. Ve böylece sıranın sonuna geldi ve kararını açıklamak için herkesin onu görebileceği bir yere geçti. ''Düne göre kokular daha iyiydi. Bir iki koku arasında kaldım ama sanırım kararımı verdim. Jeon Jungkook , senin kokun seçildi.'' Donakaldım. Beklemediğim bir şey değildi. Tahmin ediyordum sözlerinden sonra. Ama yine de kafam karışmıştı. Kokuyu beğendiği için mi benimkini seçti yoksa bana ilgi duyduğu için mi? Şuan tepkisiz kalmak en iyisiydi. Sonrasında bunu ona sorabilir kafa karışıklığıma bir son verebilirdim. Kim konuşmasına devam etti ; '' Jungkook-sshi tebrikler. Odamda parfümünle ilgili detayları konuşalım. '' Kafamı sallayıp onu takip ettim. Odasına girer girmez soracaktım. Başarmıştım ama kendimi rahat hissetmiyordum. Umarım bana olan ilgisi sayesinde kokum seçilmemiştir diyordum içimden. Haksız başarı istemiyordum. Ve ben yine düşünceler ile boğuşurken odaya girmiştik bile. O yerine oturur oturmaz lafa girdim; '' Umarım kokumu seçme nedeniniz bana olan ilginiz değildir Bay Kim. Eğer öyleyse kokuyu bu ay çıkarmanızı istemiyorum.'' Tek solukta ve biraz sert bir ses tonuyla konuşmuştum. Kaşlarını çatarak bana; ''Sana olan ilgimi işime karıştırmam ben Jeon, çok yanlış düşüncelerdesin.'' demişti. Rahatlamıştım ama o sinirlendirdiğimi anlamıştım. Ufak bir özür çıktı ağzımdan ama o yanıtsız bırakıp bana bakmaya devam etti. O gözlerini bana dikmiş bakarken rahatsız hissediyordum. Bir süre daha bakmaya devam etmiş bana bir kağıt vermişti. ''Parfümün adının ne olmasını yaz ve tasarımının nasıl olmasını istiyorsan çiz . Gün içinde bana getirirsen iyi olur . Bir hafta içinde anca bir numune oluşturur sonrasında da çoğaltımını yaparız. Şimdi çıkabilirsin'' diyerek beni resmen odasından kovmuştu.
Kim Taehyung'un odasından çıktığımdan beri bir saat geçmişti ve ben parfümümün sadece tasarımını çizebilmiştim ama ondan da emin değildim. Birkaçımı kağıt daha alıp alternatif çizimler yapmaya başladım. Ama hala bir isim bulamamıştım. Düşünüyordum ne olmalı diye ama hala bir şey bulamıyordum. Sandalyemde geriye doğru yaslanıp dünden beri olanları kafamın içinden geçirmeye başladım. Evet parfümün çoğunluğu bana aitti ama Kim Taehyung da katkı sağlamış sayılırdı. Onun sayesinde vanilya esansı eklemiştim. İstemsizce parfümün ismini koyarken ortak bir şey olmasını istiyordum . Gözlerimi yumdum ve sadece odaklandım. Ve buldum. Gerçekten bulmuştum. Kağıda dönüp yazdım. '' ''MONTRACHET''
Kağıtları toparlayıp odasının yolunu tuttum. Kapının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı tıklattığım anda onun sesini duydum. Ve içeri girdim. Kağıtları ona verdim . İncelemedi ve kenara koydu. Bu hareketine karşın kaşlarım çatıldı ve dudaklarım büzüldü. ''Bay Kim , inceleyip düşüncelerinizi duymayı çok isterim.'' dedim. Konuştuğum için şaşırmış gibi kafasını kaldırıp suratıma baktı . Yüz ifadesi şaşırmış olduğunu belli ediyordu. Kağıtları eline alıp inceledi ve son kağıda geldiğinde yüzünde. bir gülücük belirdi. Bakışları beni buldu ve '' Güzel isim seçimi olmuş Jeon ayrıca her bir tasarımın için numune oluşturmalarını isteyeceğim.'' kafamı teşekkür eder gibi sallayıp odanın çıkışına doğru ilerliyordum ki sözleriyle duraksadım: '' Baksana Jeon seninle bugün yemek yemeyi çok isterim. Benimle akşam yemeği yer misin?''
Merhaba!! Umarım beğenirsiniz. Yazım ve noktalama yanlışları varsa özür diliyorum .
Monatrachet , Taehyung'un Jungkook'a yolladığı şarabın ismi.
Görüşürüz💜
-🌱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desire of vanilla
Fanfictionaskıya alındı "Kokuları daha net anlayabilmem için bedeninde deneyebiliriz değil mi, Jeon?"