Three

922 56 2
                                    

- Min Yoongi -

Sabah yüzümdeki ıslaklıkla rahatsızca yerimde kıpırdandım. Daha sonra kyaa gibi bir ses duyunca kaşlarımı çattim ve tekrar yanağımda ıslaklık hissettim gözlerimi açmaya çalışıp, bir şekilde açınca kocaman gözlerle karşılaştım minik kaplan dibimdeydi yanağımı ısırıyorum sanırım. Uyandığımı görünce geri çekilip ellerini yanaklarına yerleştirerek kıkırdadı. Bende hafifçe gülümsedim.
" çok mu mutlusun sen, ama ben seni yerim"
Onun yanaklarına öpücük bırakırken kıkırdıyordu. Daha sonra minik göbüşlü guruldadı, sesi duyunca şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı, bende küçük bir kahkaha attım hala şaşkınca bakıyordu, kazağının üstünden göbüşünü patpatladım azcık
"Acıktın mı sen bakım, hm?"
Sanki beni anlıyormuş gibi tuhaf sesler çıkararak cevap vermeye çalışıyordu.
" Yahhh, ben seni ısırırımm "
Onu ısırmış gibi yapmak için, yüzümü ona doğru yaklaştırdım. Bebiş ise elleri ile yüzümü keşfetmeye başladı, arada tuhaf sesler de çıkarıyordu. Birden Seokjin kapıyı açıp içeri girince, ben şaşkınca ona bakarken o da şaşkınca bize bakıyordu. Daha sonra kendini tutamayarak, gülmeye başladı başlamasına da bu nasıl gülüş lan cam silme sesi gibi, taehyung'da biraz şaşkınca Jin hyunga baktıktan o da gülmeye başladı. Ama Jin hyung 'a bakarak gülümsüyordu sanırım gülüş sesineydi, bende tebessüm ederek minik bebeğimi izlemeye başlad- Bir dk ne minik bebeğim mi off bu bebek bana ne yapıyordu? Kararımı vermiştim. Jin hyung, kendini durdurduğu zaman yanımıza gelerek Taehyung' u kucağına aldı ve onunla konuşarak aşağıya indi bende, onun peşinden aşığa indim. Namjoon , jimin'e yemek yediriyordu. Seokjin tae'nin de mamasını hazırlayınca ona yedirmeye çalıştı ama bir türlü yetmiyordu , oysaki açtı ama niye yemiyor ki. Jin jyung'un üstü biraz mama olmuştu.
" Yoongi sen yedirebilir misin, lütfen? Ben üstümü değişip geleceğim."
"tamamdır, seokjin"
Diyerek mamayı elime alarak Taehyung 'a yedirmeye başladım, kabul etmişti yiyordu.

Jin hyung bir işi olduğunu söyleyerek evden gitmiş, Namjoon ve ben salonda oturmuş birbirimize bakışıyorduk. Tae ve Jimin ise tuhaf sesler çıkararak oyun oynuyorlardı, arada bir miyawlama sesi de çıkarıyorlar. Öyle onları izlerken zil çaldı sonunda hoseok gelmişti, ilk defa hoseok'un gelmesine tüm saf duygularımla sevinmiştim. Hoseok kucağındaki jungkook ile geldiği zaman jungkook kafasını kaldırıp etrafa bakmıştım, beni görünce kucağıma gelmek istedi o kadar tatlı duruyordu ki kıyamayıp, yanına doğru ilerledim ve onu kucağıma aldım, daha sonra salonda bir sessizlik oldu tae ve Jimin bize doğru bakıyordu, Taehyung'a tam olarak bakınca gözlerinin simsiyah olduğunu görmüştüm. Oysaki daha sabah kahverengiydi, bu şaşırmama sebep oldu. Daha sonra Namjoon ortamı dağıtarak, jungkook'u benim kucağımdan alarak, jimin ve tae'nin yanına koydu. Bizde mutfağa gittik.

Salona geldiğiniz zaman Jimin ve jungkook oyun oynuyordu, tae ise yere uzanarak pembe gözleriyle tavana bakıyordu. Jimin arada bir Taehyung'a bakıyordu. Namjoon jimin'i, hoseok ise jungkook 'u kucağına aldı. Taehyung'un kucağıma almaya gittiğim zaman, yerinden bile kıpırdamamıştı. Onu kucağıma alınca yüzüme bile bakmadı, mutfağa gittiğimde, herkes kendi melezine yemek yediriyordu. Bende minik taetae' yi kucağıma oturtturdum ve yemeğini yedirmeye çalıştım ama bir türlü etmiyordu, ayrıca gözleri 1 DAKİKA NE GÖZLERİ PEMBE OLMUŞŞ. Ben bunu şokunu yaşarken, Jin hyung geldi.

- Yazardan -

Herkesle selamlaştıktan sonra, taehyung'un yanına gelip hafifçe tebessüm etti, onu kucağına aldı daha sonra jimin'i de kucağına aldı ve odadan çıktı. Yanımda gelen 18 yaşındaki melez yani minho, tae ve Jimin'i görünce tatlılık krizine girmiş gibi bir yüz ifadesine büründü. Seokjin tae'nin gözlerinin pembe olduğunu görünce, melezi minho'ya verdi ve onu takip etmesini istedi. Yukarı katta Seokjin'in odasına girince, seokjin jimin'i yatağa bıraktı ve kapıyı kapatarak çıktı. Minho kulaklarını ortaya çıkararak bir süre Taehyung ve Jimin ile sohbet etmişlerdi. Bir süre sonra içeriye seokjin gelmişti, minho bildiklerini seokjin'e anlattıktan sonra minho eve gitmesini gerektiğini söyledi. Ne kadar miniklerden ayrılmak istemesede gitmeliydi. Seokjin, melezleri alıp aşağı indiğinde jungkook parıltılı gözlerle melezlere bakıyordu çok sıkılmıştı onlar yokken. Tae ve Jimin'i jungkook'un yanına koyduktan sonra Yoongi ile konuşmaya gitti.

- Min Yoongi -

Jin hyung, jimin ve minik kaplanımı alıp gittikten bir süre sonra geri geldi, jungkook 'u muayne edip bizimle oturdu. Daha sonra tekrar gitti bu sefer geldiğinde yanında Taehyung ve Jimin' de vardı. Tae ve Jimin'i, jungkook 'un yanına koyup bana doğru geldi.

"Evet Yoongi, taehyung'u alacak mısın? Kararını verdin mi?"

" Evet, onu kesinlikle alacağım hyung. Fakat onun gözleri nasıl bir anda pembe oldu?"

Onu kesinlikle istiyordum, en güzel şekilde onu büyütmek istiyordum. Fakat bu göz rengi olayı da neydi, merak içinde sormuştum. Hafif tebessüm ederek konuşmaya başladı.

" Melezlere duygu değişimlerine göre gözleri ve saçlarının rengini değiştirebilir. Henüz bebek olduğu için bunu tam olarak kontrol edemiyorlar ama bu demek değil ki o an hissettiği duyguyu gözlerine ve saçlarına yansıtmıyor."

" O zaman pembenin anlamı nedir? "

" üzüntü, bugün seni jungkook ile eğlenirken görmüş hafif kıskanmış ve senin onu almayacağını düşünmüş. "

Hafif şaşkınlık ile ona baktım. Ne yani benim minik bebeğim beni kıskanmış mıydı? Ben onun minik yanaklarını ısırırım kii. Ohh tanrım.

" hyung işlemleri burdan halledebilir miyiz, lütfen. "

" oh tabi ki, bekle özellikleri anlatacağım.
1- her ay bir yaş atlarlar .
2 - kızgınlığa 18 yaşında girerler.
3 - Taehyung çileğe bayılır, en sevdiği şeydir.
4 - şeftaliye alerjisi var, buna dikkat et lütfen çünkü gördüğü zaman bunu unutup yemeye çalışıyor.
5 - 3 yaşına kadar sadece mama tüketmesi sonrasında katı gıdalar ile beslenebilir.
6 - Dişlerinin çıkma sürecinde, ateşlenebilir.
7 - Taehyung biraz kıskanç bir melezdir.
8 - ne kadar tatlı olsada, çok huysuz ve hırçın olabilir.
9 - 20 yaşında gelişimleri durur ve normal insanlar gibi her yıl bir yaş atlarlar.
Bu kadar ve arada bir muayne için yanıma getirmelisin. "

" hyung çok affedersin, lütfen sakın yanlış anlama ama şey Taehyung 'u alıyorum diye para ödeyecek miyim..? "

" yok yanlış anlamadım merak etme, melezleri satmıyoruz çünkü onlar da insan yavrusu gibi sadece onların eşyalarının parasını ödüyorsun. "

" tamamdır hyung. Güzel o zaman ben şimdiden her şeyi ödeyeyim. "

Seokjin ile birlikte maddi işlemleri hallettikten sonra diğerlerinin yanına gittik. Artık kendi evime gitmek istiyordum, bu yüzden içeri girdiğim gibi Taehyung 'u kucağıma aldım. O bana şaşkın şaşkın bakarken ben diğerleri ile vedalaşmıştım bile. Arabama doğru ilerledim, tam arka kapıyı açıp onu koyacakken aklıma bebek koltuğunun olmadığı geldi. Ağzımda bir-iki küfür sıralayarak. Arabanın diğer tarafına dönüp, bindim. Taehyung'u kucağımda yüzü bana bakacak şekilde oturtturarak, dikkatini bana vermesi için ona seslendim.

" Bebeğim "

Böyle seslenince bakışlarını hemen bana doğru çevirdi.

" sen kucağımda iken araba süreceğim. Bu yüzden uslu durmalısın tamam mı? "

Birkaç saniye boyunca yüzüme baktıktan sonra ellerini yanaklarıma koyarak çekiştirmeye başladı. Oh tanrım yanaklarım olmak zorunda mıydı yah, resmen en nefret ettiğim şey. Minik bebeğimi tutarak kendimden uzaklaştırdı daha sonra minik burnuna bir öpücük kondurdum. Gözlerini büyütüp burnuna doğru bakmaya başladı, bu haline sesli bir kahkaha attıktan sonra onu kucağıma oturtturdum ve emniyet kemerini taktım.

Yolculuk beklediğimin aksine sakin geçmişti. Taehyung ellerim ve direksiyonu izliyordu. Arada bir saçlarına minik öpücükler bırakıyordum o da anlamsız mırıltılar çıkarıyordu.

Eve geldiğimizde, güzelim uykulu gözüyordu. Hızlıca evin kapısını açıp yatak odasına çıkarak minik bebeğimi yavaşça yatağa bıraktım onun için yarın alışveriş yapmalıydım. Seokjin sabah Catboy dükkanındaki eşyalarını gönderecekti zaten. Kendi üstümü değişip bebeğimin yanına yastıklar koyduktan sonra bende yanına yattım.

.
.
.
.
.
Evet bu kadardı off yazarken Taehyung 'u böyle hayal edince kriz geçiriyorum.

Sweet little tiger hybridHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin