Bu da üçüncü hikaye, isteyip istemediğinizi yazın lütfen.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İlk defa böyle bir hikayeyi yayımlıyorum!
Fazlasıyla garip gelebilir size de, ama umarım hoşunuza gider :)
Sizi seviyorum!
Medyadaki şarkıyı dinlemeyi unutmayın!
Zenginlik geçmişin lekelerini zamandan daha çabucak temizler.
- Vicente Blasco İbañez
İyi okumalar!
Genç çocuk saçlarını geriye atarak merdivenlerden inmişti. Aşağıdaki yemek odasında hızla girip çıkan hizmetliler masanın hazır olmaya yakın olduğunu gösteriyordu. Hızlı adımlarla yemek odasına girdiğinde annesini elinde tablet diğer elinde kahvesiyle oturduğunu görmüştü. Genç çocuk her zamanki duruma gülümsedi.
"Günaydın, anne!" dedi annesinin yanağından öperek.
"Sana da günaydın!" dedi soğuk sesle. Genç çocuk çoktan alıştığı bu durumu umursamadan annesinin karşısına oturdu. O oturur oturmaz, hizmetlinin biri gelip bardağına ılık sütü boşaltmıştı.
"Teşekkürler, çekilebilirsiniz." Dedi çocuk hizmetli kadına doğru. Kadın genç çocuğa gülümseyip ayrılmıştı odadan.
Genç çocuk dudaklarını yalayarak sütünden bir yudum aldı. O sıra babası gelmişti.
"Günaydın!" dedi neşeli bir şekilde.
Annesi elindeki tableti hızla kapatıp masaya koymuştu.
"Hayret! Metresinin koynundan çıkabilmişsin!" diye bağırdı.
Adam karısının sözleriyle yüzündeki gülümseme donmuştu.
"Çocuğun yanında konuşmayalım değil mi, hayatım!" diye ağzının içinden tıslayıp masanın baş köşesine oturmuştu. Hizmetli kadın adamın bardağına zehir gibi görünen kahveden koymuştu.
"Erdem her şeyin farkında!" dedi kadın öfkesini kusarak.
Genç çocuk yutkundu, topun kendisine gelmesini sevmiyordu.
"Onun adı erdem değil! Josef! Oğlumun adı Josef!" dedi sanki masada oturan çocuğu görmezden geliyorlardı.
Kadın yüzündeki küstah gülümsemesiyle.
"Babam oğlumuza erdem ismini verdi!" dedi sandalyesini geriye ittirerek ayağa kalkmıştı. "Babamın parasıyla bu halde olduğumuza göre ses etmemelisin," dedi kadın eline tabletini alırken. "Hele ki babamın parasıyla beni aldatırken!" dedi ve yemek odasından çıktı.
Genç çocuk elindeki süt bardağını sıkıca sıkıyordu. Adam öfkeden kudursa da masadaki çocuğa kendince her şey yolunda gülümsemesini atmıştı.
Çocuk oturduğu masadan hiçbir şey yemeden ayağa kalktı.
"Benim okula gitmem gerek, baba." Dedi zoraki gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEKİ VE MİLYONER
Adventure15 yaşında kraliyet ailesi okulunun birincisi, zeki, milyoner, bütün kızların hasta olduğu bir çocuktu o! O kim mi? Josef Ardam Soul. Kumral saçları safir rengi gözleri, incecik ve çelimsiz vücudu vardı. Ama, onun şirin olmadığını kimse söyleyemezdi...