"Alfea Kolejine hoş geldin sevgili Park Chaeyoung."
Oldukça güzel olan iki peri birbirlerine renkli top atarak oyun oynuyorlardı. Bayan Molli'yi takip ederken hayranlıkla etrafta uçuşan perileri izliyordum. Kanatlarından etrafa saçılan parıltılar her faninin dikkatini çekecek boyuttaydı.
Hayatım boyunca masallardan dinlediğim periler şimdi karşımda canlı kanlı varlardı. Onları görüyordum ve görüyorken bile inanması oldukça zor geliyordu... Özellikle bende onlardan biriyken."Merak etme eğitimini tamamladıktan sonra sende onlar gibi olacaksın." Bayan Molli uçulan perileri işaret ettiğinde utangaç bir tavır ile gülümsedim. Hiç sanmıyordum. "Doğrusu ben pek öyle düşünmüyorum." Buraya geldiğimden beri ilk cümlemi kurmam Bayan Molli'nin dikkatini çekmiş olacak ki adımlarını durdurdu ve topuz üzerinden bana doğru döndü. "Ejderha ateşini kullanan çok az sayıda peri vardır sevgili Chaeyoung. Bunlardan biri olduğun için minnet duymalısın. Güçünü hissedebiliyorum. Sadece kullanmayı öğrenmen gerekiyor."
Dudaklarımdan istemsizce alaylı bir kahkaha döküldü. "Elimden alev çıkabildiğini öğreneli bir hafta oluyor ve siz bendeki güçü hissettiğinizi mi söylüyorsunuz? Biliyorsunuz Bayan Molli okulumu kül ediyordum." Yalan değildi. Sinirlendiğim için okulumu az kalsın küle çeviriyordum. Benimle alay eden birkaç kıza duyduğum sinir ve içimde oluşan saf öfke ile masayı sıkıca kavradığım elimden aniden yükselen alevler ile sınıf içini iftayelerin bile söndüremeyeceği kadar büyük bir yangın yerine dönüştürmüştüm. Benim yüzümden.... Yüzüne hasar olan onlarca arkadaşım vardı... Ve bunun bende oluşturduğu yük beni içimdeki ateş ile eritiyordu...
Dolmuş olan gözlerim ile karşımdaki kadına baktığımda gözlerindeki sevecen tavrı derinden hissetmem an meselesi oldu. Bembeyaz elini kızıl saçlarıma attıktan sonra yavaşça okşadı ve gözlüklerini düzeltti. "İşte bu yüzden buradasın. İçindeki sihiri kontrol etmek için." Okşamış olduğu saçlarıma bir süre baktıktan sonra gülümsedi. "Şimdi seni oda arkadaşlarına emanet edeceğim. Ben yaşlı bir kadınım gençler beni yoruyor. Gençleri gençlere emanet etmek gerekiyor." Bayan Molli kıkırdayarak konuştuğunda gülümseyerek ona karşılık verdim.
Koskoca bahçeye giriş yaptığımızda şahit olduğum yeşiliğin büyüsüne kapılıp gittim. Ağaçlar renk renk ayrılmıştı ve her ağaçın altında meditasyon yapan periler bulunuyordu. Bahçenin ordasında büyük bir kadın heykeli vardı. Kadın elini yukarı kaldırmış ve kaldırmış olduğu elinden sular akıyordu. Hemen sol tarafta ve yaklaşık 100m uzaklıkta lacivert giyimli erkekler bulunuyordu. Şuana kadar gördüğüm tüm periler kızdı fakat bunlar... Erkekti. Elfçe yazılı olan altın kaplamalı demir kapıdan içeri girdiğimizde koridor boyunca uzanan kırmızı halı dikkatimi geçmişti. Sağ duvarlar sarmaşıklarla kaplı ve resimler ile doluydu. Sol taraf ise kıvrımlı camlarla kaplı bahçe içini gösteriyordu. Bakışlarım bahçedeki lacivert giyimli erkeklere kaydı. Her birinin elinde ok, yay, kılıç ve adını bilmediğim ışıltılı aletler bulunuyordu.
"Ve işte. Burası oda arkadaşların ile kalacağın yer sevgili Chaeyoung. Şimdiden iyi günler." Tos pembe bir kapının önünde durduğumuzda içeriden gelen gürültü ile istemsizce yutkundum. Bayan Molli elini çırptıktan sonra etrafa yayılan minik sarı ışıklar ile yanımdan kaybolduğunda gözlerimi olabildiğinde açtım ve şaşkınlıkla etrafıma baktım. Woah. Bu çok havalıydı... Derin bir nefes eşliğinde tos pembe kapıya döndüğümde kendimi cesaretlendirerek kapıyı açtım ve içeriye girdim.
İçeri girdiğim gibi kafama çarpan top ile kendimi yerde buldum.
"Aman Tanrım! İyi misin?" Başımın acısından dolayı kapatmış olduğum gözlerimi açtığımda neredeyse ağzıma giren sarışın kızla kaşlarımı kaldırdım. Kız endişe ile yüzüme bakarken kolumdan tutarak kalkmama yardımcı oldu. "Ben çok üzgünüm. İçeri birinin gireceğini tahmin edemedim." Sarışın kız telaş ile açıklama yapmaya başladığında yeşil kapıdan iki kız görüş alanıma girdi. Kızların bakışları benim ve öteki kızın arasında dolaşırken sarışın kız hala daha açıklama yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Madifea
FanfictionChaeyoung güçlerini keşfetmeye çalışan bir peri, Jungkook ise yeminli olan bir Madifea idi.