"Ben Lifer dersi profesörü BanRu. Aranızda Lifer'in ne olduğunu bilen var mı?"
Bay BanRu iki adım eşliğinde sessiz kalan topluluğa bakmayı sürürdürken alayla gülümsedi ve başını iki yana salladı. Cevap gelmeyeceğini anlamış olacak ki ellerini koyu yeşil dar ceketinin cebine attı ve turuncu - ve benden daha uzun olan- saçlarını gözlerimizin önüne sunarak arkasını döndü. Masanın üzerinde duran altın kaplamalı yaklaşık otuz santim olan değneği aldı ve iki kere salladı.
Odayı aniden hoş bir koku ve havada uçuşan konfetiler sardığında şaşkınlıkla havaya baktım. Yeşil pırıltılar burnumun uçuna düştüğünde istemsizce gülümsedim ve etrafıma bakındım. Diğer kızlar da benden farklı değildi. Hepsinin yüzünde bir gülümseme ve aralarında kıkırtılar vardı. Lisa ile gözgöze geldiğimde gülümsedi ve göz kırıptı.
"İşte Lifer genç periler. Lifer büyü demektir." Profesör BanRu gülümsedi ve devam etti. "İlk kural. Lifer'i kullanmak için mutluluk düşünmelisiniz. Öfke Lifer'i etkiler ve Lifer'i büyü olmaktan çıkartır. İlk dersimizde öğrenmenizi istediğim ilk kural. Lifer büyüdür ve büyü mutluluktan gelir." Bay BanRu gözlüklerini düzelterek gülümsedi.
"Bugünlük bu kadar olsun. Yarın Lifer tarihine geçeceğiz. İyi alfea günleri periler."
Profesör BanRu elini çırpttıktan sonra kayboldu. Ağzım açık uçuşan yeşil pırıltılara baktığımda çeneme hafifçe vuruldu.
"Kapat ağzını minik ateş topum. Bu gördüklerin daha hiç birşey." Lisa sırıtarak koluma girdiğinde başımı salladım. "Yeni biri olarak bunlar bana olağanüstü geliyor." Lisa sarı saçlarını düzeltirken gülümsedi ve bizi yemekhaneye doğu ilerletti.
"Sanırım ben senden daha beterdim. Bay BanRu'yu ilk gördüğümde altıma kaçırmıştım. Heyecandan dolayı yani." İstemsizce ağzımdan yüksek bir kahkaha yükseldiğinde Lisa'da bana eşlik etmekten çekinmedi.
Büyük yemekhaneye giriş yaptığımızda Jennie'nin köşedeki masadan bize el salladığını gördük. Etrafta pembe tonu ağırlığı vardı. Yuvarlak masalara yaklaşık on kişi oturacak boyutta büyük ve genişti. Jisoo bizim için doldurmuş olduğunı tepsileri masaya bıraktı.
"Günaydın cici perilerim. İlk dersiniz nasıldı bakalım?" Jennie adını bilmediğim lapadan ağzına bir kaşık attı ve bize bakmayı sürdürdü. "Yine BanRu. Yine sıcaklamak. Gerisini anlarsın diye düşünüyorum." Lisa kalbini tutarak konuştuğunda gülümsedik. "Yine mi yükseldin? Ne zaman vazgeçeceksin şu adamdan?" Jennie masaya eğilerek konuştuğunda Lisa gözlerini devirdi.
Önümde duran yemeklere baktım ve iç çekmek istedim. Hayatımda ilk defa böyle yemekler görüyordum ve doğrusunu söylemek gerekirse biraz iğrenmiştim.
"Evet kesinlikle yükseldim ve sanırım hiç bir zaman. Beni endamı ile büyüleyecek biri çıkana kadar yani." Lisa ekmek olduğunu tahmin ettim şeyi ağzına attı ve şirince gülümsedi.
"O zaman bu akşam endamı ile büyüleneceğin biri ile tanışabilirsin. İlk gün olduğu için son sınıflar parti düzenliyormuş." Jisoo sodasından bir yudum alarak konuştuğunda Lisa gözlerini büyülttü. "Ciddi misin?" Jennie başını salladı. "Evet bende duydum. Tae de sordu akşam geliyor musunuz? diye."
"Elbette gidiyoruz! Güneş prensesi Lisa ve kankaları bu partiyi asla kaçıramaz nokta."
*
"Nasıl görünüyorum?" Lisa kendi etrafında döndü. Üzerinde kırmızı kısa bir elbise vardı ve saçlarını tepeden at kuyruğu yapmıştı. Çok hoş ve çekici görünüyordu. Tam cevap vereceğim sırada elini kaldırdı. "Biliyorum, biliyorum. Yine çok güzel oldum değil mi?" Lisa aynaya dönerek bu sefer kendisini süzmeye başladığında kaşlarımı kaldırdım. Peki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Madifea
FanfictionChaeyoung güçlerini keşfetmeye çalışan bir peri, Jungkook ise yeminli olan bir Madifea idi.