Bölüm 1

536 99 1.2K
                                    


Selamlar nasılsınız?
___

        Zaman iyi gelir mi insana yoksa beraberinde de götürür mü bazı şeyleri? Zamanla her şey geçer dediler, sahi geçti mi yoksa kendini kandırmaktan zamanın geçtiğini mi anlamadık. Zaman geçer mi bilmem ama açılan boşlukların ilk günkü gibi yerini koruduklarını iyi bilirim. İnsan gerçekten de alşıyormuş bazı şeylere, ister iyi olsun ister kötü olsun yaşamak için alışmak zorunda kalıyormuş insan.

"Şimdi sakince elindekini masaya koyuyorsun Timur"
" Tamam ama söz ver"
"Neye"
"Telefondan ne sak-
"Ne saklayabilirim hem ayrıca özel hayatın saygı diye bir şey var."
"Dedi 2 gün önce Instagram hesabıma benden izinsiz fotoğraf paylaşan adliye yollarına gençliğini heba eden avukat Emira KAR."
"Dedi hızlı ve boş yapmak da master yapmış sekreter yolunda halen bir şey kat edemeyen ve geri kalan yaşamında çiçekçi olmaya ömrünü adayacak Timur."

"Gel buraya elimden kaçamayacaksın"
"Üzgünüm ama bugün de elimden kaçmanın bir yolunu buldum"
"Öyle mi neymiş kaçmanın yolu"
"Yanlış hatırlamıyorsam bugün bir duruşmam vardı ve hatta artıyorum yaklaşık 1 saat 31 dakika kalmış bulunmakta."

"Lan nasıl unuttum ben onu , geç kaldım kesin geç kalacağım!"
"Sakinleş dostum neyse ki benim gibi müthiş bir arkadaşın olduğu için geç kalmayacaksın. Giyeceğin elbisenin bilekliği  ve hatta topuklusuna kadar seçtim çünkü, yani bu da sana 1 saat 20 dakika ekstra zaman demek gerçi sen o süreyi de bir şekilde kaybedersin ya."

Böyle olacağını biliyordum Emira her zaman ne olur ne olmaz diye alarm kurardı ama bugün birazcık komple kurmuş olabilirim ne diyeyim ki onu telaşlandırmayı seviyorum.

"Emira hadi ama güzelim, ya hayır yani giyeceklerini dâhi ayarladım burda sana kalan onları giyip gelmek !"
"Bağırma sesin gidiyor millete, geliyorum biraz sabret siyah çantamı bulamıyorum."
"Ya senin bir sürü siyah çantan var hangi siyah çanttadan bahsediyorsun tak işte birisini "
" Ya tamam ne konuştun, nasıl olmuşum? diyen Emira'ya bakmaz olaydım bir içim su dedikleri bu olsa gerek.

" Eee bir şey demedin olmamış mı gerçi benim de aklım diyer etekte kaldı "
" Ne diyeyim ki her zamanki gibi mükemmel ayrıca ne değiştirmesinden bahsediyorsun Allah aşkına zamanın mı var sanki?" derken ben  evin zilinin çalmasını beklemiyordum ki Emira'nın garip yüzüne bakacak olursak onunda birini beklemediği çok açık
 
"Sen masanın üstünde almayı unutmak üzere olan telefonu al ben de kapıya bakayım." ve tabiki onu hiç ama hiç  görmeyi beklemiyordum. Dudaklarımın arasından çıkacak ıslığı zar zor zaptettim. Allah'ım taş . Hollywood filmlerindeki yakışıklıları aratmayan karizmasıyla ve üstünde her zamanki bilmem hangi tasarımcının elinden çıkan siyah takım elbisesiyle bir adet Oğuz Bey, ben ve Emira'nın değimiyle deniz gözlü adamı beklemiyordum.

"Günaydın"
"Günaydın Oğuz Bey hoş geldiniz buyurmaz mısınız ?"
"Yok! yani zamanımız yok olsaydı olurdu malum belki bilirsin aylarca bu davanın üzerine çalıştık yoldan geçerken Emira'yı da almam iyi olur diye düşündüm hatta aradım ama açmadı."
"Emira'da çıkmak üzereydi -"ki daha ben sözümü bitirmeden lafa atladı güzel arkadaşım.
         
"Kim gelmiş ki bu saatte kargo falan mı diycektim ama yalnış tahmin olacakmış hoş geldiniz Oğuz Bey"
"Hoş buldum hazırsan çıkalım mı Emira hem böylece daha erken bulunuruz ne olur ne olmaz diye."
" İyi olur gerçekten oradayken son bir defa daha  gözden geçirmiş oluruz , çıkalım o zaman "
"Akşam görüşürüz canım dikkatli olun"
"Allah ısmarladık Timur'um" demesiyle gitmesi bir oldu çok fazla heyecanlı olsa gerek ve tabi ki Oğuz Bey'i birden karşısında görmesini de unutmamak gerekir.

Boğazımda ki kurulduğu gidermek için adımlarımı mutfağa yönelttim buzdolabından soğuk suyu en sevdiğim gece mavisi renginde olan bardağa koyup lıkır lıkır içtim bu gün izinliydim evi toplamaya karar verdim aslında düzenli insalardık Emira'a  ile düzene ve temizliğe önem verirdik, akşamdan evi toplar sabah rutin işleri bittirir işe giderdik tâki Emira'nın ilk davasını alana kadar şimdi eve bakıyorum da Allah'tan adam eve girmedi diyorum sakın tozlu pis sanmayın onlardan daha beter evde her yerde kağıt ve anlayamadığım avukatlık kitapları , böylecelikle izin günümü    Emira'nın dağınıklığını toparlamaya kullanmaya karar verdim. Önce salondan başlamaya karar verdim evimiz sade ve spordu bilerek sade aydınlık renkler kullandık ki en azından iş stresinden geldiğimizde kendimizi rahat hissedelim diye .

Yaklaşık otuz dakika sonra bitirdim salonu sonra mutfağa geçtim buzdolabı ve dolaplarla başlamam gerek diye düşünüyorum ama onların öncesinde bulaşık makinasından yıkanmış olan bulaşıkları çıkartmalıyım ki kokmasınlar .

Bulaşıkları dizdikten sonra dolapları silmeye hazırdım iki ayrı bezi kuru ve ıslak olarak ayırdıktan sonra tertemiz sildim zaten dolaplar temiz olduğundan dolayı hemencecik bitti sırada en nefret ettiğim ev işlerden biri olan buzdolabını silmek vardı içimden bir ses sırf gıcıklık olsun diye Emira'ya bırak diyordu - Emira'da sevmediği için - ama o sesin kötü olduğunu bildiğim ve Emira'ya daha fazla kıyamıyacağım için ben yapmaya kara verdim .

Önce herşeyi buzdolabından çıkarıp  buzdolabını içli dışlı sildim sonra masanın üzerindekileri sildim ve buzdolabına  yerleştirdim şöyle bir bakınca mutfağında bittiğine karar verdim .

Sırada üst kat yani odalarımız birbirimizin odalarına girer çıkarız gizlimiz saklımız yoktur birbirimizden. Merdivenleri çıkmayı bitirdikten sonra odamın önüne gelip kapıyı açıp içeriye girdim sade ve şık olan odam pastel renklerle uyumu yakalamıştı . Sabah yatağımı toparlamamıştım . Eski nevresimlerimi alıp yenileriyle değiştirdim odam havalansın diye hâlâ açık olan , kapatmayı unuttuğum pencereyi kapattım .

Giyinme dolapımı kontrol ettim ve tam da tahmin ettiğim gibi dağınık olarak karşıladı kendileri beni . Ah şu dolabın dili olsa da Emira'nın yaptığı işkenceleri anlatsa bu sabah yine yapmıştı yapacağını . Karar veremediği etek için  ki kendi değimi ile "buraya da el atmıştı " dağıtarak  , terazi burcunun yan etkileri diyorum buna ben ve maalesef ki bitmek üzere olan işlere bir yenisi daha eklendi buraya da bi el atmak gerekiyor şimdi , ütüleri bozulmuş olanları  bir kenara ayırdım önce , askıdan çıkarılıp hala düzgün olanları tekrar sırayla düzenli olacak  şekilde askılıklarına  astım. Yerde ki çantaları alıp yukarıya yerlerine koydum ardından birinin bana ait olmadığını görünce kenara ayırdım .

Çirkef ne olacak çantasının burda olduğunu görürse sen aldın diyerek bütün gün başımın etini yiyecek . Eğer Emira'nın doğru olarak kabulendiği bir düşünce  varsa yanlış olsa dahi kimse onu  düşüncesinden vazgeçirtemez . Herkes mükemmel olacak diye bir şey yok sonuçta ben de onu bütün bu kötü huyları ile kabulenip sevdim.

Ütü yapılacak kıyafetleri alıp yan odaya yürüdüm ütüyü prize takıp ısınmasını bekledim kıyafetleri alıp masada düzenledikten sonra hazır olan ütüyü alıp kıyafetleri sırayla ütüledim bir süre sonra ütülemeyi bitirdim nihayetinde ütüyü prizden çıkarıp soğumasını bekledim o sırada da boş durmayıp kıyafetleri askılarına taktım ütü soğuyunca alıp yerine yerleştirdim masayı toparlayıp ütülenmiş kıyafetleri alıp , odamın yolunu tuttum . Odaya geldikten sonra direk kıyafatler buruşmadan dolaba dikkatlice astım . Odamda ki bütün işler bitince sıra Emira'nın odasındaydı .

Odamdan çıkıp Emira'nın odasına girmek için kapı kolunu indirdim  biraz ittikten sonra odaya girdim ama girdiğim gibi dışarı çıkmam bir oldu.

-------
                   
Görüşlerinizi alalım bu bölüm için !!

Bu iki kız arkadaş hakkında görüşleriniz peki ??

Şu altta bulunan sönük ışığa basıp yakarsanız mutlu olurum ...
 

( +18 ) Düşünülmeyen Olasılıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin