Bölüm 10 ''Değişen Ruh Hali''

492 30 8
                                    

Ben geldiim. Beni özlediniz mi bilmiyorum ama ben sizi çook özledim. Yaklaşık 1 haftadır yazmıyorum. Paslandım sanırım. Gerçekten yazmayı özlemişim. Bu arada kitap kapağı değişti. Kapağı yapan Wattpadhane'ye çok teşekkür ederim. Multimedya'da Arya'nın giydiği giysiler var. İyi okumalar - çok saçma oldu lan nese .ADSdas.- Son olarak ''If I Stay'' izleyin bay.

Bu bölümü Meltem-Smiler'e ithaf ediyorum ve yorumlarının devamını diliyorum :D

:Dd

''Arya kaldır kıçını da gidicez hadi!''

''Ane beş dakika daha piliiss.''

''Pilis ne kızım, pilis ne? Yeni yeni icatlar çıkarma başımıza. Gevurlar gibi konuşuyon.''

Annem konuşurken bir yandan da pikemi başka bir pike ile değiştiriyordu. Pikenin pembe olup olmadığına bakıp pembe olmadığına iyice emin olduktan sonra kafamı yastığa bıraktım ve konuşmaya başladım;

''Ane, gevur demişken bizim Van Dayrekşın yeni albüm çıkarmış. Alıyım mı? Hıh? Valla bir daha başka bir şey istemeyeceğim -yalan-  temizlik  yaparım -çifte yalan-  yemek te yaparım -çifte kombo mombo yalan-  bir hafta çikolata da yemem -çarpıldı-. Ne dersin güzellik?''

Birden kafamın altında ki yastık çekilince neye uğradığımı şaşırdım. Tam tövbe edip bildiğim tüm duaları okumaya başlayacakken çekenin annem olduğunu anladım.

Kafam yatağa düşerken annem yastığı eline almış kılıfını değiştiriyordu. Şu pembe nevresim takımından kurtulduğım için sevinirken annemin ne diyeceğini merakla bekliyordum.

''Ay, hoşt. Manyak mısın nesin. Elin adamlarına nie para vericekmişim ben? Eve gidince internetten dinlersin.''

''Tamam, anne lütfen. Sabah sabah içimi şişirdin.''

''Arya, hadi kalk artık. Uğraştırma beni. Hadi yavrucum.''

Her ne kadar nezaket içeren bir cümle bile olsa, ''Her şakanın altında bir gerçeklik vardır'' mantığı ile şansımı daha fazla zorlamadan kalktım ve banyoya gidebilmek için odamdan çıktım. Biz zengin değiliz kb. 

Banyoya girip işimi hallettim ve üzerimi değiştirdim. Sonunda şort giyebildiğim için sevinç dansı yapmış ve kafamı dolaba çarpmıştım.

Kahvaltıyı orada yapacağımız için yemek yemeden hemen evden çıktık. Ama ben kahvaltıya kadar dayanamayıp ölürsem diye elime bir, iki tane çikolata almıştım.

Dolaptan çikolata aldığım için evden en son çıkan ben olmuştum. Kapıyı kilitledikten sonra koşarak arabaya ilerledim ve arabaya bindim.

Babam ben biner binmez arabayı çalıştırmıştı. Abim ve ben iki kenarda ortamızda ise Melike oturuyordu. Onlar telefonda eski fotoğraflarına bakıp mal mal gülerken ben çikolata yiyerek anneme bir şeyler anlatmaya çalışıyordum.

''Ane, bu çikolatayı nasıl yapıyolar biliyo musun? Valla nasıl yapıyolar bilmiyorum ama çok güzel yapıyolar, mis gibi yapıyolar. Benim güzel çikolatam.''

''Aa o Uzay değil mi?''

Hani, nerede? Aha gördüm. Kanka sıkıntılı mısın? Niye her yerde karşıma çıkıyorsun?

Babam arabayı durdurdu ve camı açtı.

''Ne yapıyorsun, oğlum burada?''

''Eşyalardan arabada yer kalmadı da, ben de yürüyerek gidiyorum.''

İçimden kozmik kahkahalar atarken dışımdan gülmemek için dudaklarımı ısırıyordum. Yürü koçum yürü. O baklavalar başka nasıl olacak?

Çikolata SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin