Bölüm 8 ''Rüya''

567 36 8
                                    

Bir yeni bölümle daha karşınızdayımm. 2K oluşumuzun şerefine yeni bölüm yazmak istedim. Hepinize çok teşekkür ederiim. Multimedya'da Yağmur var. Bu arada ismim Nazlı sd.DS Evet hikayeye kendi ismimi de koydum -isim bulma konusunda özürlüyüm- 

:Dd

Arya'nın Ağzından;


Yazarın yanlışı var arkadaşlar. Normalde Arya'nın çikolatalı ağzından demek istedi. Çünkü şu anda çikolata yiyorum. Hemde beşinci. Muşmula surat sarışın yelloz ve yakışıklı olduğu kadar geri zekalı da olan Uzay'ın gidişinden sonra ben de eve gitmiştim. - Ama dondurmayı tabii ki de yedim- Eve vardığımda bir ilk yapıp duş almıştım. Bir ilk diyorum çünkü benimkiler duş olmaktan çıkıp depar atarak kaçıyordu. Şu ana kadar banyoda durma rekorum 3 saat. Evet, sular benim yüzümden azalıyor. Çok sori arkadaşlar. Zaten bu tiple evrenin güzellik ortalamasını da düşürüyorum. Valla pardon.

Üzerime en sevdiğim pijamalarımı giyerken bacaklarımda ki yaraların iyice düzelmiş olduğunu gördüm. İçimden zafer dansları yaparken atık 40 derecelik hava da pantolon giymeyeceğim için de seviniyordum. Bekle beni şort, ben geliyorum! 

Saçımı da gelişigüzel topladıktan sonra aşağıya indim. Annemler bir Ünal klasiği olarak yine plaja gitmişlerdi. Bacaklarım düzeldiği için artık ben de onlarla gidebilecektim. Ama şu anda evde olan yanlızlığımın tadını çıkarıp Doctor Who izlemem gerekiyor. 

Laptop'umu aramaya başladığımda kendimi dedektif gibi hissediyordum. Zaten benim odamda bir şey bulabilirseniz size altın madalya verceklerinden eminim. Dolabın içine, yatağın altına, üstüne hatta içinde bile bakmama rağmen laptobu hala bulamamıştım. Son bir çare valizimi yatağın altından çektim ve içini açtım. Doğru tahmin!

Laptobu aldığım gibi çantasından çıkardım ve fişi prize taktım. Siz nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum ama benim şarjım en fazla on dakika dayanıyor. 

Laptop açılana kadar kendime yiyecek bir şeyler aramaya karar verdim ve mutfağa uçarak gittim. En önemlisi ise düşmeden mutfağa varmış olmamdı. Bu da önemli bir şey sonuçta. Dün yaşadığım küçük çaplı sinir krizinden sonra annem dolabı çikolata ile doldurmuştu.

Evde yanlızsanız kural 4;
Anne ya da babanıza duygu sömürüsü yaparak evi sevdiğiniz şeylerle doldurun. -Özellikle de çikolata ile-

Elimde çikolata ve kola ile odama giderken, hangi bölümü izleyeceğimi düşünüyordum. Sonunda favorim olan 1. Sezon 9. Bölümü ( The Empty Child) izlemekte karar kıldığımda çoktan odama varmıştım. 

Yatağa rahat olacağım şekilde yayıldıktan sonra laptobu kucağıma çektim.  Google'ye bastığım zaman ise büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştım.

İnternet yok.

Yataktan koşarak kalktım ve yerlerde sürünen telefonumu elime aldım. Annemin numarasını tuşladım. Her şeye annemi aradığımı biliyorum. Sanırım o olmasa iki gün sonra sudan çıkmış balina gibi olurdum.

''Alo, kızım?''

''Anne!''

''Ne oldu Arya? Niye deli danalar gibi bağırıyorsun yine?''

''Yine mi? Ben kaç kez deli danalar gibi bağırdım ane? Aşık olsun ane. Sen de vur ane...''

''Tamam, tamam ne diyeceksen çabuk söyle. Denize gireceğim.''

''Üf, tamam. Anne şey ben bilgisayarı açtım da internet çekmiyo. Şifresi ne?''

''Ben sana söylemeyi unuttum değil mi?''

''Neyi söylemeyi unuttun?''

''Babanla ben bir karar aldık. Bilgisayarla çok haşır neşir olduğun için buraya internet bağlatmadık. En azından yazın biraz sosyal ol. Neyse ben kapatıyorum, annecim. Acıkırsan da çikolata yeme. Buzdolabında yemek yok ama kalk kendin yap hadi kuzum.'' 

Ve ardından gelen ''dıt dıt dııt'' sesi..

Daha fazla anlatmak istemiyorum annayamazsınız. Motorun çıkardığı ses, köpürtmesi.  

Susar mısın geri zekalı acı çekiyom şu an.

Bana inme ingi glb. Nefes alamıyorum. 

Daha önce bu kadar büyük bir acıyı iki kez yaşamıştım. Bu da üçüncü oluyordu.

Bİrincisi;

Sırf Matt Smith posteri için dergi almıştım. Ama  Matt Smith'in arkasında One Direction posterinin olduğunu görünce full beklediği sınavda kaydırma yaptığını gören bir öğrencinin dramı, acısı, içinde beslediği nefreti yaşamıştım.

İkincisi ise;

Arkadaşıma nezaketen elimde ki çikolatayı gösterip ister misin? Diye sormuştum ve o da olur diyip çikolatanın yarısını mideye indirmişti. Daha sonra olanları hatırlamıyorum ama çocuk beni nerede görse köşe buçak kaçmaya başlamıştı.

Ve bu da üçüncüsü. 

Telefonumu elime aldım ve mobil veriyi açtım. En azından bir bölüm izleyebilirim. İzleyebilirDİM. Tabi, tüm internetimi vine izlemek için bitirmiş olmasaydım. 

Yapacak bir şeyin kalmadığını anlayınca merdivenleri sayarak aşağıya indim. Salona vardığımda bir kez daha Bu Tarz Benim'i görmeye dayanamacağım için televizyonu açmayı denemedim bile. Aslına bakarsanız eski yarışmacılar daha güzeldi. Valla ben Özlem ile mutluydum. 

Koltuğun üzerinde bağdaş kurmuş etrefa boş gözlerle bakarken sehpanın üzerinde duran bir kağıt ve kalem dikkatimi çekmişti. Kağıdı elime alınca boş olduğunu fark ettim.

Kalemin kapağını açtım ve bir şeyler karalamaya başladım.

Sevgili Yoldaşım;

Artık sana yoldaşım diyeceğim çünkü bu bomboş evde yanımda tek sen varsın. Üf, neler saçmalıyorum ben. Her zaman olduğu gibi yine can sıkıntısı ve yanlızlıktan yazıyorum. Hani ben Bodrum'a varabilmek için götümü yırttım ya, Hah! işte Allah benim belamı versin. 

Vardık ta ne oldu? Bok oldu. Geldiğimden beri başım beladan çıkmıyor. Hani, tamam bela çektiğimi söylerler ama bu kadarı da fazla. 

Anem olacak qadın sanki 18 yaşındaymış gibi bir denizden diğer denize giriyor. -Töbe Allah'Im çok töbe- Sanki yer değiştirmiş gibiyiz. Zaten internetten yaptığım bir testte, ruh yaşım 80 çıkmıştı. Bence az bile. Ben en az 150 bekliyordum. Abim zaten Melike'den başkasıyla konuşmuyor. Babam desen, adamla geldiğimizden beri bir kez konuşmadım. Yani ne yapıyor bilmiyorum.

Sana bugüne kadar ne yaşadığımı anlatmayı çok isterdim ama istemiyorum.

Uykum gelmişken bu fırsatı kaçırmak istemem. Hadi öptüm canım bay.

Kağıdı ve kalemi elimden bıraktığım gibi koltuğun minderlerinden birini kafamın altına, diğerini de bacaklarımın altına aldım ve gözlerimi kapattım. Size de şey oluyor mu? Film izlerken uykunuz gelir ve filmi kapatıp uyuyacağınız zaman uykunuz kaçar? Yani eğer size de olmuyorsa beni incelemek için götürebilirler.

Allah'tan bu sefer uykum kaçmamıştı ve güzel bir uyku çekmiştim.

----------------------------------------------------------------------------

Elimde ki havluyu  şezlongun üzerine serdim ve muhteşim güneşin beni bronzlaştırmasına izin verdim. Henüz iki dakika geçmesine rağmen vücudumda ki kızarma gözle görülecek derecedeydi. Normalde bir ay güneşin altında dikilsem olmayacak kızarıklık iki dakika da olmuştu. Bu şaşırmama sebebiyet verirken yanımda ki şezlonga havlusunu koyan kişi daha da çok şaşırmamı sağlamıştı.

''Selam, Arya.''

''Selam.. Uzay.''

''Seninle bir şey konuşmak istiyorum.''

''Evet, yani ne konuşacaksın.''

''Bunu sana uzun zamandır söylemek istiyorum.''

Kankacım, iyi hoş ta tanışalı bir hafta olmadı. Ne uzun zamandır?

''Neyi söylemek istiyorsun Uzay?''

Uzay yavaşça ayağa kalktı ve beni de kaldırdı. Elini belime yerleştirirken aramızda ki yakınlık beni tedirgin hissettiriyordu.

''Arya, ilk geldiğin zaman bir piç gibi davrandığımı biliyorum ve çok pişmanım. Lütfen beni affet. Arya.. Arya ben seni seviyorum.''

Ve daha sonra dudağıma kapanan dudakları..

Neler oluyordu böyle?

Onun beni daha fazla öpmesine izin vermeden ittirdim ve bağırdım.

''Sen cehennemden de mi korkmuyon Samanyolu!''

--------------------------------------------------------------


Yattığım koltuktan sıçrarken rüyamı düşünüyordum. Fazla gerçekçi bir rüyaydı. Aslında bronzlaştığımı gördüğümde bunun bir rüya olduğunu anlamalıydım. Tenim peynirden bile beyazdı ve her ne yaparsam yapayım kızaramıyordum. Hadi onu geçtim, Uzay neydi öyle? 

''Yok amına koyım.''

''Şimdi de kendi kendine mi konuşmaya başladın?''

Duyduğum ses ile yerimde sıçradım ve minderi elime aldım. Tabii ki de gelen hırsız ya da katil ise silahım olacaktı. 

''Hey, sakin ol Arya.''

Ama ben bu sesi tanıyorum.

Evde yanlızsanız kural 5;
Abinizin sevgilisinin eve gizlice girmemesi için bahçe kapısını kapayın.

Bir bölümün daha sonuna geldiik. Diğer bölümde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.


 

Çikolata SavaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin