Kızıl kadın motoruyla son süraat gidiyordu. Oyuna geldiğine inanamıyordu. Şimdi ise endişeleniyordu.
Endişe?
Bu duguyu kaç kez yaşamıştı?
Sayılabilicek kadar.
Duygusuz olmayı öğrenmişti... İlk kuraldı bu.
Duygusuz olmak...
"Sevincini sakla şımarık görünürsün."
"Üzüldüğünü belli etme zayıf olduğun düşünülür. Üzülmek zayıflıktır."
"Şaşkınlığını belli etme. Faydalınırlar."
"Korktuğunu belli etme açığını bulurlar."
"Endişelenme... silah olarak kullanırlar."
Motorundan indi ve koşmaya başladı. Geç kalmıştı. Ev cayır cayır yanıyordu.
Kurtaramamıştı.
O küçük bedenleri kurtaramamıştı.
Kim bilir ne kadar acı çekmişlerdi?
Aç ve susuz muydular?
Özlediği birileri var mıydı?
Umutları var mıydı kurtulmaya dair?
Artık pek de önemli değildi.
Melek olmuşlardı.
Saf bir melek.
Arkasına döndü ve yavaş ve seyrek adımlarla motoruna yöneldi. Canı yanıyordu. Beklemediği bir şekilde acıyı hissediyordu. Hiç tatmadığı bir acı.
Oysa ki bütün acıları tatmış sanıyordu.
Kulağını ilk deva dış dünyaya açmıştı. Ateşten çıkan sesi duyabiliyordu artık... ve bir ağlama sesi. Çocuk sesi... hızlıca arkasına döndü ve etrafına baktı. Sesin sahibini arıyordu.
Buldu...
Kestane renkli saçları ve kahverengi gözlü çocuk peluş örümceğe sımsıkı sarılmış ağlıyordu.
Kadın bir umutla çocuğun yanına vardı ve çocuğu inceledi. Yüz hatları daha belliydi ve çok sevimliydi. Korkusu yüzünden çok net okunuyordu. Acı çekişi, umudu... duygularını dışa vurmaktan çekinmiyordu.
Kadın başta çocuğun saçlarını okşadı ve içten bir gülümseme sundu.
"Sorun yok... Geçti."
Küçük çocuk kadına yaklaştı ve ona sımsıkı sarıldı. Kadın bir anda afallasada çocuğa karşılık verdi ve onu kucağına aldı.
Arkasına döndü ve motoruna doğru yürümeye başladı. Küçük çocuk kadının üzerindeki deri kıyafeti -kostümü-tutamadığından kadının kızıl saçlarını kavramıştı. Kafasını kadının omzuna iyice gömmüştü.
Kadın motoruna bindi ve çalıştırdı. Bir yandan küçük çocuğu tutuyor bir yandan da motor sürüyordu.
En azından bir melek kurtulmuştu...
Yer: S.H.I.E.L.D.
Nick Fury camdan gökyüzünün karanlığını izliyordu. Parlayan yıldızları izliyordu. Karanlığın içinden çıkmış ışıklar Fury'nin gözünün önünde parlıyordu. Tabi bu güzelliği engelleyen binalar ve ışıklar da yok değildi. Kapının çalınmasıyla kendine gelen Fury komut verdi ve masasının arkasındaki sandalyeye oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Örümcek Anne
Short StoryKızıl kadın yanan evi izliyordu... Geç kalmıştı... Bütün denekler ölmüştü... Küçücük çocuklar ölmüştü... Bir kişi hariç... Kızıl kadın oradan ayrılıcakken ağlayan bir çocuğun sesini duydu. Etrafına bakındığında onu gördü. Hayatını değiştiricek olan...