CODE NAME : T W O

473 46 13
                                    

Güneşin yeni doğuşuyla alışıldık saatte uyanmıştı, Jimin. Tabii bu kendisine göre alışık olduğu bir saatti. Her zaman güneşin doğuşu ile uyanır küçük bir egzersiz yapardı. Ardından ise kahvaltısını hazırlar ve bilgisayardaki önemli işlerine geçerdi. Bugün biraz aksayacakmış gibi duruyordu rutini.

"Hey, velet. Uyan, kahvaltı hazırladım. Ne çok uyudun."

Kalkmak bilmeyen misafiri yüzünden aksıyordu her şey. Adını bile bilmediği misafiri tam tamına bir saat otuz dakika yirmi saniyedir uyanmıyordu ve bunu saymıştı, Jimin.

"Ahh, cidden. Kalksana artık! Bütün her şeyim senin yüzünden aksadı."

Tekrar eli ile karnını dürtüklemiş kıpırdama bile görmediğinde yatağa oturup sinirle ayağını yere vurmuştu.

Ardından aklına gelen bir piçlik ile sırıtmıştı.

"KOĞUŞ KALK!"

Taehyung, yattığı yerde sıçrayıp bulanık görüşünü gidermek adına gözlerini yaptığı küçük yumrukla ovuşturdu ağır ağır. Sabahın köründe bu curcuna da neyin nesiydi? Bedenine bir titreme geldiğinde yorgana iyice sarılıp melül melül baktı yatağın yanındaki manyak adama. Ne yaptığını sorguluyordu.

"Ne koğuşu? Neredeyim ben?"

Yeni uyandığından sesi derin ve boğuk çıkmıştı. Yüzünü buruşturup bedenini geri yatağa attı. Başını yumuşak yastığa rahatça yasladığında dünyalar onundu artık. Kimi kandırıyordu bu yastık taş gibiydi!

"Evimdesin velet nerede olacaksın? Tam tamına bir saat otuz üç dakika on beş saniyede uyandın."

Saatine bakarak söylemiş yorganı üstünden çekmişti karşısındaki çocuğun.

"Kalkma vakti. Kahvaltı hazırladım ama öyle bir yattın ki bütün her şeyim sayende aksadı."

Yataktan kalkıp yatağın yanına koyduğu bir havlu ve kıyafeti onun kucağına bırakmış kollarından tutup kaldırmıştı.

"Yürü banyoya sonra kahvaltıya. Ben içerideyim."

Banyo kapısana bir süre boş bakışlarını yolladıktan sonra elindekilerle birlikte ayağa kalktı zar zor, Taehyung. Bu adamın dediğim dedik olduğunu çoktan anlamıştı. Acaba güvenlik değilde asker mi diye düşünmeden de edemedi banyoya doğru ayaklarını sürüye sürüye giderken.

"Ne biçim ev sahibisin ya. Sabah sabah kahvaltı mı yapılır?"

Banyoyu sanki yıllardır kullanıyormuş gibi içeride rahatça gezinip gözüne kestirdiği küveti ayarlamaya başladı. Eğer burada kalacaksa kahvaltıda ilk iş olarak onun hakkında bilgi edinmeliydi.

~~~

"Yemek yapabileceğini sanmıyordum, ajusshi. Ben aç kalır sonra da midemiz kendi kendini sindirir diye düşünmüştüm.."

Elindeki bıçağı masaya bırakmıştı sakince kızarmış ekmeğine çilek reçelini güzelce sürdükten sonra, Taehyung. Kahvaltı iyi geçiyordu. Konuşmasada dinliyordu. Dinliyordu değil mi?

Başını kocaman bir ısırık aldığı ekmeğinden kaldırıp karşısındaki sandalyede oturan siyah saçlıya çevirdiğinde onun önündeki tabaktaki omletle ilgilendiğini görüp göz devirdi. Sahi o daha ona evini açan adamın adını öğrenmemişti.

Kendi adını da söylemediğini anımsadı ardından. Ekmeğin geri kalanını ağzına sıkıştırırken boğuk bir sesle bunu dile getirdi.

"Söylemeyi unuttum. Ben, Taehyung. Soyadı salla, kim takar ki. Peki sen ajusshi? Adın ne? Çünkü artık ajusshi demekten sıkıldım galiba.."

blue boy | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin