1

3.4K 95 23
                                    

Maça kızı gizemli bir felaket habercisidir.
–En yeni fal kitabından–



Ve yağmurlu, kapanık

Havalarda sık sık

Toplanırlardı;

–Tanrı günahlarını bağışlasın!–

Büyük kumar oynarlardı.

Ve kazanır

Ve tebeşirle

Yazarlardı.

Böylece, yağmurlu kapanık havalarda

Ciddi bir tavırla

Uğraşırlardı.

Bir gün, Atlı Birliği Muhafızlarından Narumov'un salonunda iskambil oynuyorlardı. Uzun kış gecesi fark ettirmeden geçip gitti ve sabahın saat beşinde yemeğe oturuldu. Kazananlar büyük bir iştahla yiyor, yitirenler boş tabaklarının karşısında dalgın dalgın oturuyorlardı. Fakat şampanya ortaya çıkınca sohbet canlandı, herkes yiyip içmeye başladı.

Ev sahibi:

— Ne durumdasın Surin? diye sordu.

— Her zamanki gibi yitirdim tabii. Şanssız olduğumu kabul etmeliyim: Mirandol'ce oynuyor, hiçbir zaman hırslanmıyor, hiçbir mantıksız davranışta bulunmuyorum. Ama yine de yitiriyorum işte!

— Demek bir kerecik olsun ayartılmıyor, bir kerecik olsun floşa gideyim demiyorsun ha?.. Şaşıyorum şu senin iradene.

Konuklardan biri, orada bulunan genç mühendisi göstererek:

— Peki Hermann'a ne dersiniz! dedi. Ömründe eline iskambil kâğıdı almamış, ömründe ağzından bir "pot" sözü çıkmamış ama saat beşlere kadar bizimle oturup oyunumuzu seyrediyor!

Hermann:

— Kumar çok ilgimi çekiyor, dedi. Fakat gereğinden daha çoğunu kazanmak ümidiyle kendime gerekli olanı gözden çıkarabilecek durumda değilim.

Tomski:

— Hermann Almandır, bu yüzden de hesabını bilir, işte hepsi bu! diyerek düşüncesini belirtti. Fakat aklımın ermediği biri varsa, o da büyük annem kontes Anna Fedotovna'dır.

Konuklar:

— Nasıl? Ne bakımdan? diye bağrıştılar.

Tomski:

— Büyük annem nasıl oluyor da firavun oyununa katılmıyor, akıl erdiremiyorum! diye sürdürdü sözlerini.

Narumov:

— Şaşılacak ne var bunda? diye sordu. Seksen yaşındaki kocakarı da varsın kumar oynamayıversin!

— Öyleyse onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz siz?

— Yoo! Bir şey bildiğimiz yok doğrusu!

— Sahi mi? Dinleyin öyleyse:

"Büyük annemin bundan altmış yıl önce Paris'e gittiğini ve orada büyük bir hayranlık uyandırdığını bilmeniz gerek. La Vénus moscovite'i görmek için halk peşinden koşarmış. Richelieau da kur yaparmış ona. Büyük annemin yeminle anlattığına göre, yüz bulamadığı için az kalsın canına kıyıyormuş adam.

Kadınlar firavun oyunu oynarlarmış o zamanlar. Bir gün sarayda, söylendiğine göre, Orléans düküne büyük miktarda para ütülmüş büyük annem. Eve dönünce, yüzündeki yapma benleri ve juponlu etekliğini çıkararak, dedeme durumu anlatıp parayı ödemesini emretmiş.

Maça KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin