1; melankolinin heyecanı

201 27 16
                                    

1; Melankolinin heyecanı

Yoongi, herkeste şaşkınlık yaratan bir ustalıkla sınav verip, matematik fakültesine kolaylıkla kabul oldu. Kendisini oldukca sakin ve ciddi tanıtmasına rağmen, kısa sürede hepimizi olağanüstü yeteneğiyle kendisine hayran bıraktı.

Bütün öğretmenler ondaki pürüzsüz, akıcı hitabet yeteneğine imreniyordu ve Yoongi'nin becerileri bunlarla da tükenmiyordu.

O, en iyi keskin nişancılardan biriydi.

İlk ödülü her zaman o kazanırdı. Yoongi kısa sürede, bizim aramızda hayal kurması güç bir saygınlığa ulaştı. O, herkesten iyi giyinir, başını dik ve gururlu tutarak gezer, her zaman tiyatrolarda en ön sırada otururdu.

Para harcamaya karşı düşkünlük sayıla bilecek derecede şiddetli bir arzusu vardı. Yoongi'yle birlikte yemekhaneye, tiyatroya ve sivil hayatta herhangi bir yere gittiğim zaman, elimi cebime atıp para harcamak istedikte, bundan rahatsız olur ve "Benim hesabımadır." sözlerini o kadar hevesle söylerdi ki, onun bu içten dileğini bozmak istemezdim.

En sıkıntılı zamanımda bile onun yanında özgür ve mutlu hissederdim.

Yoongi'nin bu tükenmez mutluluğu birçok kişiyi şaşırtırdı. Sanki kendi kaderinin hükmüne uyarak, aynaya bakıp hiçbir zaman gülmemeliymiş...

***

Üniversitede üst sınıflardan tutmuş profesörlere, hatta askeri öğretmenlere kadar herkes, Yoongi'ye inanç besliyor ve çokca saygı duyardı. Lakin, sadece bir kişinin tavrı Yoongi'ye karşı ilginçti. O kişi, bizim bölümün öğrencilerden biri olan, Jimin isimli çocuktu.

Yoongi ne kadar çirkindiyse, Jimin bir o kadar güzeldi. Şekil anlamında ilginç ama çekici duran derin bakışlı kahverengi gözleri tükenmez bir cesaretle yanıyor, iri, dolgun dudakları, gözkamaştırıcı güzelliğine yakışır bir biçimde namını haykırıyordu. Yüzünde gülüş eksik olmazdı. Kendisini dik tutarak, kimseye önem vermeden, umursamazca yürüdüğü zamanlarda, bütün öğrencilerin gözleri üzerinde kalır, o gözden kaybolana dek arkasından izlemeye devam ederdiler.


Her işte birinci olmak için Jimin'de karşıkonulamaz bir heves vardı. Bilmediği bir şeye, başka birisi açıklık getirdiği anlarda veya verilmiş problemi sınıfta herkesten önce Yoongi çözüp teslim ettiğinde, Jimin utanır, kızarır, bazen kendini tutamayarak, çocuk gibi ağlama derecesine gelirdi.

Jimin, hiçbir zaman Yoongi'nin keskin zekasına ve kalkıştığı her işte öncül olmasına katlanamazdı.

İtiraf etmem gerekiyor; bizim içimizde Jimin'le rekabet edebilecek tek kişi de Yoongi'ydi. Jimin'in büyük bir hırsla birincilik kazanmak istediği bir işi, Yoongi hiçbir güç sarf etmeden, kolaylıkla çözer ve herkesi geride bırakıp, her zamanki gibi başarı elde ederdi.

Çok iyi hatırlıyorum, bir keresinde... Yaz ayı sınavlarından birinde, Jimin'in yarım saat uğraşarak çözemediği bir problemi Yoongi beş dakikanın içerisinde çözdü. O an Jimin, Yoongi'ye karşı kin ve öfke dolu acımasız bakışlarla, avcunda sıkı-sıkıya tuttuğu tebeşiri sertçe ezip yere döktü.

Çoğu zaman Jimin bir yerlerden öylesine zor problemler bulurdu ki, bizim kafamız kesinlikle yanardı. Fakat, Yoongi soğukkanlılıkla problemin cevabını çıkardığı an, Jimin derinden iç çekip, alt dudağını dişleyerek hiç kimsenin yüzüne bakmadan ortamı terk ederdi.

Derste oturduğumuz zaman ben hissederdim, Jimin'in dikkati, dersten çok Yoongi'nin etrafında dolanıyordu. Elini çenesine yerleştirip, gizli bakışlarla onun herbir hareketini, giyimini, kıravatını, saçlarının yeni kestirdiği şeklini incelerdi. Fakat ben bir kez olsun, Yoongi'nin Jimin'in yüzüne dik baktığını görmedim. Neşeli ve eğlenceli olmasına rağmen, hiçbir zaman Jimin hakkında konuşmaz, onun dikenli şakalarına hiçbir şekilde cevap vermezdi. Bazen Jimin'in birincilik hırsı, yenilgiye katlanamama durumu hakkında sohbete tesadüf olunduğunda, Yoongi'nin yüzü aniden kasılır, emin bir hareketle sohbetin konusunu değiştirirdi.

inattendu • yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin