3; Kalp bencilliği
Koridorda Jimin'e rastladım, selamlaştık. Sohbeti çevirerek, Yoongi'nin meselesi üzerinde durdum.
O, merakla "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu.
"Bilmek istiyorum, siz, gerçekten mi onu seviyorsunuz?"
Jimin'in yüzü ciddi bir hal aldı.
"Kendisine söyledim, siz de bilmek istiyorsunuzsa, evet, seviyorum." dedi.
"Yani, bu kalpten gelen bir şey?"
"İlginç bir soru, yani, kalpten olmayan sevgi de mi oluyor?"
"Belki burada... Ne bileyim... Siz... bir çeşit-"
O, sabırsız bir hareketle benim lafımı kesti.
"Rica ederim, hiç düşünmeyin. Şüphelerinizin nereyi dövdüğünü biliyorum. Sanki, aşk için yalnızca kusursuzluk gerekiyor..."
Jimin'in dudakları alayla büzüldü.
"Bana göre," dedim. "Bunu bir fedakarlık gibi de düşünebiliriz..."
O, afallamış, ağlar bir halde "Neden böyle düşünüyorsunuz?" dedi. "Fedakarlık her ne kadar asil bir duygu olmuş olsa da, unutmayın ki, kalp bencilliğini de inkar edemeyiz. Gereksiz bir fedakarlığı onun neşesine nasıl yakıştırırım. Hayır, böyle bir romantizm ne ona, ne de bana gerekiyor..."
Cümlelerinin sonunu kendi-kendiyle konuşuyormuş gibi, düşünceleri dağılmış bir halde bitirdi. Bir anda güzel bir kızla birlikte Yoongi kapıda göründü. Jimin'in bakışları soğuk ve dikkatsiz ifadeyle kızdan ayrılıp, uzun süre boyunca Yoongi'ye dikildi. Bu bakışta sevgi ve sevgiyle karışık bir şey, üçüncü bir duygu da sezildi. Bunun neden oluştuğunu belirtmek zordur. Fakat bazen acı ve pişmanlık duygularıyla yoğrulmuş aşk böyle bir bakışla parlar. Jimin'in yüzü gün batımı gibi solgun ve hafif görünüyordu. Bazen engelli oğlunu izleyen bir annenin de gözleri, dudakları bunun gibi bir ifade önerir, kalbinin derinlerinde aheste-aheste yanıp tütsülenen bu duygunu, belki de, genç adam kendi diliyle anlatmaya cesaret edemezdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
inattendu • yoonmin
Fanfiction"Onun kadar güzel biri, neden böyle bir dramla eğleniyor... Ne için?"