u

1K 54 2
                                    

alçin saatlerdir başında durduğu ateşi yalnız bırakarak çadıra ilerliyor. bir eli başının altında diğeri de göbeğinin üstünde öylece uzanmış olan hera'ya bakıyor. yanına uzanarak başını kızın bacağına koyuyor.

"her şey ne kadar hızlı gelişti di mi hera?"

"evet."

"böyle olacağını hiç tahmin etmemiştim."

"tahmin ettiğin neydi?"

"sana o lolipopu verdiğimde "kim bu deli?" der, geçersin sandım. sana gelip kendimi tanıttığımda umursamazsın, seni öptüğümde suratıma koca bir tokat geçirirsin diye düşünmüştüm."

"ne kadar da pozitif düşünen bir insansın değil mi alçin?"

alçin ufak çaplı bir kahkaha bırakıyor havaya.

"niye yapmadın?"

"neyi?"

"niye itmedin beni? niye tokatı basmadın?"

"sen niye öptün beni?"

"soruya soruyla cevap verilmez hanımefendi."

"pekala. seni itmedim çünkü içimden gelmedi. sana tokatı basmadım çünkü şiddetin her türlüsüne karşıyım."

"ha, karşı olmasan basardın yani. öyle mi?"

"öyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum. sen hatırlıyor musun?"

"neyse ya."

"şimdi cevap verme sırası sana geçti."

"soru neydi? unuttum da."

"beni demiştim, niye öptün?"

"çok açık değil mi güzelim?"

"değil."

alçin bir eliyle hera'nın göbeğine vuruyor, hafifçe.

"bu muhabbet çok uzadı. ben sana bugünün amacını hatırlatayım." diyor alçin olduğu yerde doğrulurken.

hera da onunla birlikte dirseklerinin üzerine yaslanarak sırtını ve kafasını zeminden ayırıyor.

"ee hera hanım, işte buradayız. kamp, çadır, gece, yıldızlar, sen ve ben."

"yani?"

"yani verdiğin sözü tutmanın zamanı geldi."

"verdiğim sözü biraz açabilir miyiz acaba?"

"ben verdiğin sözü açarken sen de pantolonunun fermuarını açacaksan neden olmasın?"

melanie martinez - training wheels

cherry | girlxgirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin