0.1

1.4K 116 218
                                    

Tanıtım videoları ve daha fazlası için Instagram hesabıma bakmayı unutmayın güzellerim: daisyxlena_

Seoul'ün en bilinen barlarının birinin içine duvardan süzülerek girmemle yüzümdeki sırıtış daha da büyüdü. İdol gruplarının, oyuncuların ve milyonerlerin uğrak noktası olan bu bar, içindeki insanlar kadar şatafatlı ve sakindi.

Gözlerimi etrafta gezdirerek yavaş yavaş havada süzülmeye başladığımda sıradaki kurbanımı seçmekle meşguldüm. Bu işi yapmaktan oldukça büyük zevk alsam da bir bedende kalma süresinin değişmesi olması sinirimi bozuyordu.

Bazen bir bedende olduğum süre içerisinde yapmak istediklerimi yarıda bırakabiliyor veya hiç yapamıyordum. Çünkü lanet olası bedenlere ait süreler vardı ve bu süreler bedenlere ait ruhların yaşam enerjisine göre değişiyordu. Yani yaptığım şey tamamen kadere ve şansa göre belirleniyordu. Belki de kader hayatımı kumar gibi oynayarak şansa bırakıyordu. Sonucunu ise nasıl ödeyeceğim belirsizdi.

Eğlenceme geri dönerek avımı aramaya koyuldum. Bar taburelerinin oraya geldiğimde tek başına oturan bir kızı fark edip sırıtışımı engelleyemedim. Bu akşamki eğlencem bu yalnız kız olabilirdi.

"Onda, bunda, şundadır..." Sessiz mırıldanışımdaki tını beni daha fazla gaza getiriyor, özgüvenimi arttırıyordu.

Arkası bana dönük olduğundan yüzünü görebilmek için üstünden uçup tam karşısına geçtim. Ağlıyordu.

Alaycı gülüşümle kaşlarımı kaldırıp içkisini içişini izledim. Bu zenginlerin ne gibi bir derdi olabilirdi ki? Güçe, itibara, paraya ve şöhrete sahiplerdi. Kore'nin bu soğuk gecesinde dışarıda kalmakta zorunlu olan insanları ve hayvanları anlayamazlardı. Benim gözümde şımarık ve her seferinde daha fazlasını isteyen zengin züppelerinden başka bir şey değillerdi.

Dirseklerimi tezgaha yaslayıp gözlerimi kıstım. Beklemenin bir mânâsı yoktu, işe koyulmalıydım.

Gözlerimi kapatıp bir süre bekledim. Zamanı geldiğinde tüm gücümle kendimi önümdeki bedene ittiğimde artık bir insanın bedenindeydim. Roseanne, bir süreliğine ruhtan ibaret değildi.

Bana ait olmayan ellerimi büyük gülümsememle birlikte birbirine çarptım. Eğlence şimdi başlıyordu. Bu bedendeki ruh için üzülmüyordum. Çünkü onun ruhu şimdi başka bir boyuttaydı ve bedenine geri dönünce bu olanların hiçbirisini hatırlamayacaktı.

Tezgahtaki peçetelerden birini alıp gözyaşlarını sildim. Bu kız ne biçim ağlamıştı böyle. Gözlerimin yandığını hissediyordum.

İçki bardağının yanında kalan çantasını alıp bar taburesinden indim. Ayaklarımın yere değmesiyle sersemlemem bir oldu. Yaklaşık üç gündür bir bedene girmiyordum. Haliyle de sersemlemem normaldi, birkaç adımdan sonra alışırdım.

Üstümde olan kıyafetlere göz gezdirdiğimde dudaklarımı büzdüm. Oldukça iyi bir vücudu ve zevki vardı. Ama bu elbise biraz rahatsız ediciydi sanki. Şahsen ben bu dar ve oldukça iddialı siyah elbisenin içinde rahat edemiyordum. Fakat girdiğim bedenleri ben seçiyordum, şikâyet etmeye de hakkım yoktu.

prisoner | rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin