"Ben deli değilim."
Bir türlü deli olduğuna tedavi olması gerektiğine inanmıyordu. Hastanenin koridorunda attığı çığlıklar son bulduğunda gözümden akan iki damla yaşı silip, Akıl ve Ruh Hastası Cerrahisi'ne döndüm.
"O iyi olacak mı? Biliyoruz arkadaşları olarak geç kaldık ama biz onu ikna edemedik sizofreni olduğunu söylediğimizde bize karşı öfkelendi , etrafa zararlar verdi. Ama o bizim en yakın arkadaşımız lütfen iyi olsun doktor."
Doktorun anlayış ile bakan gözleri beni buldu hafifçe tebessüm edip:
"Onun iyi olması icin elimizden geleni yapacağız hanımefendi. Arkadaşınız zorlu bir süreç geçiriyor ama iyi olacak."
Doktorla olan konuşmam bittiğinde hemen duvarın kenarında yaslanmış bir şekilde bizi izleyen arkadaşım Hare'ye döndüm. Gülümseyerek kapıyı işaret etti. Son kez hastane koridorundan onu götürdükleri odaya bakıp çıkışa yöneldim.
Her şey onun iyiliği içindi biz kötü arkadaşlar değildik tedavi olması gerekiyordu. Bunları zihnimde tekrarlayıp kendimi her şeyin düzeleceğine ikna etmeye çalıştım. Hemen hastanenin girişine park ettiğim Audi R8'ime bindim.
Hare'de yanımdaki yerini alınca hızlı bir manevra ile hastaneden ayrıldık. Şimdiki durağımız annesinin hasta olduğunu bilmeyen yeğenimiz ve eşinin deli olduğunu kaldıramayan eniştemizi teselli etmekti.
Düşünüyorum da insan böyle bir durumla nasıl başa çıkardı. Yıllarca aynı yastığa baş koyduğu eşi ansızın
garip tavırlar sergilemeye başlamıştı.Herkes için zorlu bir süreç başlıyordu.
Hayatını eşi ve oğlu için adamış bir adam Emre Ersöz.Annesinin durumundan bir haber gününü gün eden yeğenimiz Can Ersöz için bu günden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Can küçük yaşta anne ve babasını bir trafik kazasında kayıp etmişti.
Sonra amcası Emre Ersöz onu evlat edinerek ailesinden ayrılıp yuvaya verilmesine karış çıkmıştı. Arkadaşımız Ayliz onu kendi evladı gibi görüp kendisine anne demesini istemişti aralarında kuvvetli bir bağ vardı.
Arabamı korumaların açtığı Ersöz malikanesine doğru sürmeye devam ettim.
Bahçedeki heykelin oradan geniş bir viraj alıp arabamı park ettim.
Asıl şimdi başlıyorduk.İki katlı bir evdi. Geniş bahçesi vardı. Bahçeye yer yer menekşe, sümbül , lale ve gül ekilmişti. Evin dış cephesi bej ve krem tonlarındaydı. Hare arabadan inip yanıma geldi:
" Neyi bekliyoruz girmek için Lina ?"
Etrafı incelemeyi bırakıp gözlerimi Hare'nin üzerine sabitledim.
Uzun siyah saçları ona tezat beyaz teni , yaklaşık 1.70 boyunda bir kızdı.
Bir gözü kahverengi diğeri ise yeşildi, gözleri yüzünden ilgi çekebilecek biriydi ama yüzü ve kestiği kakülü onu kadınsı göstermek yerine on sekizinde kız çocuğu gibi gösteriyordu.Bense hemen omuzumda biten kısa kesim kurmal saçlara , ela ve büyük gözlere, 1.67 boya ve yüzümde çenemin altında küçüklükten kalma küçük çizik izi harici pürüzsüz bir cilde sahiptim.
Ve Ayliz Eröz yeşil gözleri sarı uzun saçları biçimli burnu , dolgun dudakları kıvrımlı vücut hattı 1.75 boyu ve zerafeti ile grubun gözdesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akıl Hastanesine Yolculuk
Humor"Ben deli değilim." Bir türlü deli olduğuna tedavi olması gerektiğine inanmıyordu. Hastanenin koridorunda attığı çığlıklar son bulduğunda gözümden akan iki damla yaşı silip, Akıl ve Ruh Hastası Cerrahisi'ne döndüm. "O iyi olacak mı? Bi...