Tanıtım

78 14 42
                                    

 

"Ben deli değilim."

Bir türlü  deli olduğuna  tedavi olması  gerektiğine  inanmıyordu. Hastanenin koridorunda  attığı  çığlıklar   son bulduğunda   gözümden  akan iki damla yaşı  silip, Akıl  ve Ruh Hastası  Cerrahisi'ne döndüm.

"O iyi olacak mı? Biliyoruz arkadaşları  olarak geç  kaldık  ama biz onu ikna edemedik  sizofreni olduğunu  söylediğimizde bize karşı  öfkelendi , etrafa zararlar verdi. Ama o bizim en yakın  arkadaşımız lütfen  iyi olsun doktor."

Doktorun  anlayış  ile bakan gözleri  beni buldu hafifçe  tebessüm  edip:

"Onun iyi olması  icin elimizden geleni  yapacağız  hanımefendi. Arkadaşınız  zorlu bir süreç  geçiriyor ama  iyi olacak."

Doktorla olan konuşmam  bittiğinde  hemen duvarın kenarında  yaslanmış  bir şekilde  bizi izleyen arkadaşım Hare'ye döndüm. Gülümseyerek  kapıyı  işaret  etti.  Son kez hastane koridorundan onu götürdükleri odaya bakıp    çıkışa  yöneldim.

Her şey  onun iyiliği  içindi biz kötü  arkadaşlar değildik   tedavi olması  gerekiyordu. Bunları  zihnimde  tekrarlayıp kendimi her şeyin  düzeleceğine ikna etmeye çalıştım.  Hemen hastanenin girişine  park ettiğim Audi R8'ime bindim. 

Hare'de yanımdaki  yerini alınca    hızlı  bir manevra ile  hastaneden ayrıldık. Şimdiki durağımız  annesinin hasta olduğunu bilmeyen yeğenimiz  ve eşinin deli olduğunu  kaldıramayan eniştemizi teselli etmekti. 

Düşünüyorum  da insan böyle  bir durumla nasıl  başa  çıkardı. Yıllarca aynı  yastığa  baş koyduğu  eşi  ansızın  
garip  tavırlar sergilemeye başlamıştı.

Herkes için  zorlu bir süreç  başlıyordu.
Hayatını  eşi  ve oğlu  için  adamış  bir adam  Emre Ersöz.

Annesinin durumundan bir haber   gününü  gün  eden  yeğenimiz Can Ersöz için  bu günden sonra hiç  bir şey  eskisi gibi olmayacaktı. Can küçük  yaşta  anne ve babasını bir trafik  kazasında  kayıp  etmişti.

Sonra amcası  Emre Ersöz  onu evlat edinerek   ailesinden  ayrılıp  yuvaya  verilmesine karış  çıkmıştı. Arkadaşımız Ayliz onu kendi evladı  gibi görüp  kendisine anne demesini istemişti aralarında  kuvvetli bir bağ  vardı.

Arabamı korumaların  açtığı  Ersöz  malikanesine doğru  sürmeye  devam ettim.
Bahçedeki  heykelin oradan geniş  bir viraj alıp  arabamı park ettim.
Asıl  şimdi  başlıyorduk.

İki katlı bir evdi.  Geniş  bahçesi  vardı. Bahçeye yer yer menekşe, sümbül , lale ve gül  ekilmişti.  Evin dış  cephesi bej ve krem tonlarındaydı. Hare arabadan inip yanıma  geldi:

" Neyi bekliyoruz girmek için Lina ?"

  Etrafı  incelemeyi bırakıp  gözlerimi   Hare'nin üzerine  sabitledim.

Uzun siyah saçları ona tezat  beyaz  teni , yaklaşık 1.70 boyunda bir kızdı.
Bir gözü  kahverengi diğeri  ise yeşildi, gözleri  yüzünden ilgi çekebilecek  biriydi ama yüzü ve kestiği  kakülü onu kadınsı  göstermek  yerine on sekizinde  kız  çocuğu  gibi gösteriyordu.

Bense  hemen  omuzumda biten kısa kesim   kurmal saçlara , ela ve büyük  gözlere, 1.67 boya  ve yüzümde  çenemin altında küçüklükten kalma  küçük  çizik izi harici  pürüzsüz  bir cilde sahiptim.

Ve Ayliz Eröz yeşil  gözleri  sarı uzun  saçları  biçimli  burnu , dolgun dudakları  kıvrımlı  vücut  hattı  1.75 boyu  ve zerafeti  ile grubun gözdesiydi.

Akıl Hastanesine Yolculuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin