BabySitter / Taekook ✓

2.4 |M|

İyi okumalar❤️

-

Jungkook

Şu ana kadar Taehyung'un bir annesi olduğu fikri bile aklıma gelmemişti. Annesinin zamanında ona yaptıklarını öğrendikten sonra hafızam onunla ilgili her şeyi otomatik olarak imha etmiş olmalıydı. Duyumsadığım kadarıyla iyi biri olmadığını pekâlâ tahmin ediyordum. Bizim iletişimimizin nasıl olacağını ise hiç düşünemiyordum. Anlaşıp, anlaşamayacağımdan şüphe duyuyordum. Öyle ki karşımda oturan sevgilimin suratı bir hayli asılmıştı. Sona eren aramasıyla hışımla telefonu kulağından indirip sıkkın bir biçimde iç çekti. Sorunun ne olduğunu sormaya korkmuştum.

"Bir sorun mu var Taehyung?"

Yoongi hyung bunu benim için yaptığında gözlerimi Taehyung'un üzerinde gezdirdim. Suratından her şeyin anlaşılmasına rağmen başını olumsuz anlamda iki yana sallamıştı.

"Ne sorunu olabilir ki? Klasik annem işte. Bu sabah haberlerini görmüş ve her şeyin yolunda olup olmadığını teyit etmek için aramış." Bakışlarını bana çevirip sergilediğim tepkilerimi izledi. Gözlerimi üzerinden ayırmadan bakmaya devam etmiştim. "Bilirsin.. Her zaman kontrolün kendi elinde olmasını sever."

O an gerçekten annesinin ailesi üzerinde kurduğu hakimiyeti merak etmiştim. Bahsettiği kadar otoriter bir insan mıydı? Yoksa daha da fazlası mı? Taehyung'a bakılırsa annesi tarafından yönetilmek onun hiç ama hiç hoşuna gitmiyordu.

Yaşadığım süre boyunca bir aileye sahip olamadığım için bunun nasıl hissettirdiğini bilmiyordum...

Şimdiye kadar ailem sadece Seokjin, Jimin ve Hoseok hyungtan ibaretti. Şimdi hayatımda bir kocam ve bir de bebeğim vardı. Gittikçe daha da büyüyor, kalabalık bir aile olma yolunda emin adımlarla ilerliyorduk...

Yoongi hyung Taehyung'un söylediğiyle yüzünü buruşturdu. "Bilmez miyim.. Kim Sang herkesin bir baktığında tedirginlikten dolayı bir daha bakmaya cesaret edemediği bir iş kadınıdır."

Jimin hyung bu olayı pek bir garipsemişti. Gözlerini kısarak önümüzde oturan ikiliye baktı. "Sevgilim bence bu kadın kim bilmiyorum fakat çok abartıyorsunuz." Taehyung ani bir kahkaha attığında Yoongi hyung dudaklarının kenarıyla gülümsemekle yetinmişti. Jimin hyungla anlamsızca birbirimize baktık. Bu konu çok uzamıştı ve ben bu kadını konuşmaktan bir hayli sıkılmıştım.

"Emin ol güzelim, tanısan öyle konuşmazsın."

Kucağımda huysuzlanan Minjae'nin boynuna taktığım mama önlüğünü çıkardım. Bebek çantasına koyduktan sonra emziğini çıkarıp dudaklarının arasına koydum. Bebeğim de haliyle bu boğucu ortamdan sıkılmıştı. Dizlerimin üzerinde kaldırdım ve ayakları üzerinde direnmesini sağlayarak kırmızı montunu giydirdim. Restorandan çıkıp odaya gidecektik fakat lobiden geçerken açılıp kapanan kapının soğuğu içeriye vuruyordu. Kısacık mesafede bebeğimin üşümesinden endişe duyuyordum. Ayağa kalkıp bebek çantasını omzuma taktım. Oturmaya devam eden Taehyung kalkmamla benimle birlikte ayaklanmıştı.

"Minjae huysuzlanıyor Taehyung. Biz gitsek iyi olur."

Taehyung ilk önce onaylayarak başını sallamış, daha sonra Yoongi hyunglara dönmüştü. "Biz gidiyoruz Yoongi. Seninle daha sonra haberleşiriz."

"Tamam Tae, siz keyfinize bakın."

"Ay! Bebeğime de iyi bakın." diyen Jimin hızla gelerek Minjae'nin yanaklarını sulu bir şekilde öptü. Yanaklarına konan sulu öpücüklerden hiç haz etmeyen bebeğim mızmızlanarak göğsüme sokuldu. "B-baba!" Ben de kollarımı göğsüme sokulan bebeğime sarıp Jimin hyunga sinirli bir bakış fırlatmıştım. O da biliyordu ki Minjae bir kere huysuzlandığında sakinleştirmesi zor oluyordu.