Saat 8:00 suları. Denize karşı oturmuş dalgaların akışını izliyorum . Arkamda evimi sarmalayan ağaçların arasından odam gözüküyor. Bahçede kahvaltı için sabırsızlıkla beni bekleyen ailem telaş içinde olduklarını hissettiriyorlar .Pazar günleri hizmetçilere dinlenmelerini ve kahvaltıyı kendileri hazırlamak istediklerini bildirdiklerinden beri telaş sürüyor . Ne yazık ki fazla çok telaşa gelen bir kız değilim . Bu yüzden burdayım .
Gözlerimdeki ağırlığı dalgaların eşsiz sesine karşı mücadele vermeden kapattım ."Anka seni bekliyoruz hayatım hadi . "
sesin eşliğinde gözlerimi açarak derin bir nefes aldım .Denizin büyüleyici kokusu her zamankinden daha yoğundu .Oturduğum şezlongta 3 ten geriye saymaya başlayıp güldüm . Köpeğim pafi tam saatinde havlayarak yanıma gelmişti . Az bir süre kafasını okşadıktan sonra eve yöneldim .Evimin girişine uzanan taş basamaklarından kurbağa gibi atlayarak pafinin ilgisini çekmeyi başardım . Arkamdan koşturduğunu hissettiğim zaman aramızda fazla bir mesafe kalmamıştı . Bir anda dönüp kucağıma aldığımda afallamış görünüyordu . Ama aldırmadan öpmeye başladım . İlgiyi çok seviyordu bende ona ilgi göstermeyi .
Bir süre sonra yere indirdim ve yürümeye devam ettim .Saçlarım hafif bir esintiden ağzıma girince yüzümü buruşturarak evin kapısından girdim ."Geldim anne ."
"Tam zamanında tatlım kahvaltının birkaç eksiklerini hizmetçiler tamamladı . Enfes bir sofrayla karşılaşacağından emin olabilirsin."
"Şanslı bir kızım o halde ." dediğimde gözlerimi gülen yüzünden ayırıp pafiye baktım .
"Pafi hadi gel oğlum ." diyerek kapıdan çıkıp bahçeye koşturmaya başladım . Bahçede yakaladığım hizmetçiye ;
"Gül hanım pafiye yemeğini koyarmısınız .""Tabiki efendim ." diyerek bulunduğumuz yerden ayrılmasını izledim . Bahçe'nin diğer tarafına doğru hareketlendiğimde beni bekleyen muhteşem sofradan gözlerimi alamadım . Sandalyeyi çekip gazetesine bakan üvey babama günaydın diyerek annemi beklemeye başladım . Çok geçmeden annemde gelince tabağıma birkaç kahvaltılık koydum .
Yemek yerken muhabbet etmek görgü kurallarına uymuyormuş .Bu yüzden yemek yerken kimse konuşmaz .Annem bunu 5 yaşında öğretmeye başladığında saçma birşey olduğunu söylemiştim . Ama zamanla herkesin uyguladığını görünce sessiz kalıp ortama ayak sağladım .Annem SAYA HOLDİNG 'te patrondu . Bu devirde kadınların patron olması asil bir görevdi . Babam nerde , ne yapıyor, kimle , hiçbir bilgim yok . Uzun zaman önce bavulunu toplayıp gitmiş olduğunu biliyorum . Annemi üzmemek adına nedenini sormadım hiç. Elimde bulunan sadece 70'li yılların başında çekilmiş siyah beyaz bir fotoğraftı.
Annemden başka kimseyle , hiçbir akrabamlada konuşmuyorum . Babamın nereye gittiğinide araştırmamıştım . Birgün gelir beni kurtarır diye hayallerin içindede bulunmadım hiç .Bizi bırakıp gitmesi onun kaybıydı . Annem hem anne hem baba olmuştu bana . Baba yokluğu çekmedim ama baba sevgisinden mahrum kaldım .
Kahvaltı atıştırmalıklarım bittiğinde sandalyeyi bacaklarımla geri iktirip ayağa kalktım .
"Afiyet olsun erken çıkıcağım . Birkaç işim var ordan okula geçerim . Seni seviyorum anne ." diyerek yanağına bir öpücük kondurdum.Bahçenin diğer tarafından evin içine yönelirken pafiye yeni bir mama almaya karar verdim . Eski mamalarından bezmiş görünüyordu.Yenilik isteyen sadece o değildi anlaşılan .En kısa sürede alışveriş ihtiyacımı gidermeliydim .
Odama çıktığımda dolapların kapaklarını açarak göz gezdirdim . Yaz ayının en sıcak zamanlarındaydık . Siyah mini kot şort , göbeğinin az kısmı gözüken bir siyah bir tişört , Asker ceketi desenlerine sahip omuzları zincirli ve şortun bittiği yere kadar bacaklarımı çevreleyen bir ceket , diz boyunda iki uzun siyah çorap ve siyah zincirli botlarımı ayağıma geçirdim .Omzuma siyah mektup şekli küçük bir çanta asarak içine birkaç defter tıktım . Siyah yuvarlak çerçeveli gözlüğü saçlarımın arasına daldırarak başıma çıkardım ve saçlarımın geriye yayılmasına sebep oldu . Hafif bir eyelinerla işimi tamamladım .
Modayı seviyordum ve takipten geri kalmıyordum . Her ay evimize özel kataloglardan yollanıyordu . Annem kıyafetlere karşı olan ilgimi bildiği için dolapları fazla raflı döşettirmişti . Her bölmeye ait bir tür vardı ; Kısa kollu , uzun , ince ,kalın .
Aynaya son kez bakıp kendimi süzdükten sonra başımı sallayarak kendi görüntümün tarz göründüğüne onay verdim .Odadan çıkarken çantaya attığım telefonum çalmaya başladı . Bu melodiyi tanıyordum .
"Alo "
"Efendim evşen ."
"Nerdesin?"
"Şimdi evden çıkıyorum. Pafiye dükkandan mama bakıcağım ."
"Seni bekliyoruz çabuk gel ."
"Tamam bekleyin ."
En yakın erkek arkadaşlarımdan biriydi evşen . Sorunum olduğunda herzaman yanımda olup destek çıkar , elinden geldiğince yardımcıyı olmaya çalışırdı.Arkadaşlığımız küçüklüğümüze dayanırdı . Annelerimiz yakın arkadaş olduğu için aramızdaki bağ kopmaz bir hale dönüşmüştü.
Merdivenleri inip evin kapısına ilerlerken kapının köşesinde duvara çakılmış kuş evi şeklindeki ahşaptan yan yana düzenli bir sırayla dizilmiş anahtarlıklara göz gezdirdim .Mini chooper anahtarlıklarını gözüme kestirdiğim gibi alırken
"Anka erken gel .Özdemirler bizi yemeğe davet ettiler . Akşam ailecek orada bulunacağımızı söyledim tatlım . "
"Orada olacağım ."diyerek sıkıca sarıldım .Ve kapıya doğru yöneldim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA
ActionBir anka kuşu gibimidir kalp? Günler ilerledikçe yaşlanıp yok mu olur kendi kendine . İnsanlar onu her kırdığında dal örüp yuva mı yapar? Bir gün geldiğinde o dalların onu yakacağını bildiği halde ölmeyimi bekler? Sonrada küllerinden yeniden doğup d...