B🥂1

13 5 44
                                    

🥂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🥂

"Benim kızım asla en arka sırada oturamaz!" Denise Lestrange, sinirli bir şekilde elini okul müdürünün masasına vurdu sertçe. Müdür, yüzündeki sinir bozucu sakin tavrını korurken ellerini çenesinde birleştirdi.

"Denise Hanım, emin olabilirsiniz ki ben okulu eski eşiniz gibi yönetmiyorum, yani sizin tehditlerinizle Sylvia'ya ya da diğer çocuklarınızdan birine ayrıcalık tanımayacağım."

"Saçmalık, tamamen saçmalık! Okula yaptığım bağışlar ve çocuklarımın yetenekleri olmasaydı, bu kokuşmuş bina bir çöplükten öteye geçemezdi!" oturduğu koltuktan bir hışımla kalktı Denise ve sinirli bir şekilde çantasını koluna taktı.

"Sizi güzellikle uyardım fakat siz beni umursamadınız, bu yüzden başınıza gelecek hiçbir şeyden sorumluluk almayacağım."

"Bayan Lestrange? Siz beni tehdit mi ediyorsunuz?"

"Ah, anlamana sevindim. O modası kırk yıl önce geçmiş elbiseyi giydiğin için bir beynin olduğundan şüpheliydim."

Kadının gözleri ister istemez elbisesine kayarken Denise çoktan sinirli adımlarla odadan çıkmıştı. Giydiği uzun topuklu çizmelerin sesi okul koridorunda yankılanırken, yürürken bıraktığı o ciddi ve eşşiz izlenimle pek çok öğrencinin bakışları üzerinde toplanmıştı.

Derin bir nefes aldı ve yüzündeki sibirli ifadeyi silip, yerine daha normal bakışlar yerleştirdi mırıldanarak. "Şimdi bu tarih öncesinden kalma kadın için yüzümü kırıştıramam, zaten kuaför randevuma geç kaldım."

🥂

Sylvia, yeni okulundaki ilk dersine girmişti. Yeni bir yıl, daha büyük bir okul ve daha da ağırlaşan dersler ona büyüdüğünü hissettiriyordu. Burada zorluk yaşayacağını hiç mi hiç düşünmüyordu genç kız. Ağabeyi okul basket takımının kaptanıydı, ablaları ve kuzenleri amigo takımının gözdeleriydi.

Tek kötü yanı, ailesinin bu başarısını görenler, ondan çok büyük başarılar beklemeye başlamıştı. Genç kız bundan hiç hoşnut değildi, ablaları ve ağabeyinin gölgesinde büyütülen küçük kızdı o.

Bir de şu en arka sıra sorunsalı vardı, annesi onun burada oturmasına kesinlikle ama kesinlikle karşıydı. Sylvia, annesinin neden bunu bu kadar abarttığını anlayamamıştı, sıradan bir okul sırasıydı burası. Genç kız içinden bunları geçirdiği anda, içinde tarifi olmayan bir soğukluk belirdi.

O kadar soğuktu ki, el parmaklarındaki tırnaklar soğuktan anında mor rengini almıştı, genç kız kaskatı kesilmiş, yüzündeki gülümseme bir anda silinmişti. Genç kız, korkuyla kesik kesik ve hızlı nefesler almaya başlamışken, kulaklarında duyduğu yankılı sesle göz kapaklarının ağırlaştığını ve vücudunun giderek dengesizleştiğini hissetmişti.

Bedeni, sırasından ayrılıp, zeminle buluştuğunda, gözleri yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Çevresindekilerin ismini haykırışlarını bile duyamıyordu. Duyduğu korkutucu sesin sahibi sanki söylediği cümleyi ona ezberletmek istercesine tekrar ediyordu.

"Yerinde olsaydım, sıradan bir okul sırası lafını bu sıra için kullanmazdım Sylvia. Anneni dinlemelisin."

🥂

🥂

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







𝗠𝗼𝗻𝗮𝗰𝗵𝗼𝗽𝘀𝗶𝘀 ❦ 𝗣𝘂 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin