''O zaman biraz cehennem ateşinde ısınalım Bernald ne dersin?''
Zed onun çırpınışlarını göz ardı ederken cehennemin kapısı yavaşça belirmeye başladı.
''Hayır derim! Kesinlikle ısınmak istemiyorum. Canımı seviyorum kıymma bana ustacım.''
Bernald tüm itirazlarına rağmen cehennemin içine sürüklenirken karamsar hava dağılmış herkes sırayla o ikiliyi takip etmişti..
xxx
Zed yayvanca yerde sırıtırken arkasında kendisini parçalamak için koşan devasa cüsselerden kan ter içinde kaçıyor onun haykırışlarına diğerlerinin sitemleri karışıyordu. Zed yine yapacağını yapmış Bernald çalışırken siz oturamazsınız diyerek hepsini topluca eğitim adı altında işkenceye maruz bırakmıştı. Geçirdiği yıllar kalbini karartsa da içindeki umut ışığı sevdiklerinin kanlı canlı bedenlerini görmesiyle tamamen olmasa da karanlığın pençesinden kurtulmuştu.
''Zed! Senin özlem giderme şeklin işkenceyse ben sana hasret kalmayı tercih ediyorum.''
Zed kaşlarını havaya kaldırırken Lois'in sitemini koca bir kahkaha attı. Bakışları muziplikle parlarken iç gıdıklayıcı sesi cehennemi sardı.
''Özlersin bak?''
Lois kaşlarını çatarken yüzünde aptal aşık gülümsemesine engel olamamıştı. Gözleri nemlenirken onu 72 saat görme imkanına bile şükretmiş yüreğindeki acı mutlulukla sarsılmıştı. Tabi bu mutluluk arkasından koşan dev zebaniler tarafından yarım kalmıştı.
''Zed! Durdur artık şunları!''
Sera'dan gelen başka bir itirazla belli belirsiz bir nefes verip saatler süren kovalamacayı durdurdu. İlk gün için biraz daha insaflı olabilirdi. Arkasındaki zebanilerin durduğunu fark eden grup olduğu yere çöktüğünde Zed yerinden kalkarak onların yanına ilerledi.
''Ben gidince kendinizi baya salmışsınız.''
Bernald bitkin bedenini hafif kımıldatarak inanamaz bakışlarını ustasına attı. Onun yeniden güçlü olduğunu görmek hoşuna gitse de aralarındaki devasa uçurum gözler önüne perde misali serildi.
''Usta farkında mısın o zebanilerin güç seviyesi bizden yüksekti. Bende sana reflekslerimin ne kadar geliştiğini göstermek için durmadan kaçtım... etkilendin değil mi.*
Sera ve Lean onun bu haline içten içe kahkaha atarken Zed'in söyleyecekleri akıllarında çoktan canlanmıştı bile. Lois ona acıyan gözlerle bakarken kendi başını kendisinin yaktığına tekrar emin oldu.
''Demek konuşacak kadar enerjin kalmış. Özel olarak sana bir eğitim daha hazırlıyorum o zaman.''
Calum belli belirsiz gülümserken gözlerindeki özlem hala azalmamıştı. Dile kolay yirmi ay onun ölüşünü kabullenmekle geçmişken eski dostu tekrar önünde belirmiş zorla kabullendiği acı gün yüzüne çıkmıştı. Bu olanlar aynı bir rüya gibiydi ve bu rüyanın son bulma olasılığı onu savunmasız bir çocukmuşçasına korkutuyordu. Zed onun tepkisini fark etse de onunla ayrı olarak konuşmanın daha iyi olacağını düşünerek yaramaz çırağına geri döndü.
''U-usta... ben öyle demek istemedim. Ben senin inanılmaz yeteneklerini övüyordum. Gel gör ki hiç tane enerjim kaldı.''
Bernald kurtulmanın yollarını ararken yavru timsah bakışları herkesin yüzünde dolaştı... Aradığı desteği bulamayan genç şansına tekrar küserken ustasına laf atmaması gerektiğini aklına kazıdı, en azından enerjisi bitmişken.
''Bernald endişelenmene gerek yok uslu çırağım(!) Enerjin bittiği için eğitiminin yarıda kalmasına bu kadar korkuyorsan ustan sana bir fedakarlık yapacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İblisin Yükselişi (devam kitabı)
FantasyHerşey bitti derken kaderin ağları tekrar örüldü... Mutlu bir aşk yaşayan Zed ve Lois Nell birçok engeli atlatmalarına rağmen karşılarında kocaman bir engelle karşılaştılar... Ölüm... İki hece ve dört harften oluşan bu kelimenin anlamı derinlerinde...