Yeni Bir Gün Daha :)

194 5 4
                                    

O gün yine annemin beni kahvaltıya çağırıp uyandırmasıyla başladı herşey. Zaten yazımın neredeyse hergünü böyle başlıyordu. İddasına varım tabağımda en az beş salatalık da vardır. Neden diyorsanız eğer,annem sağlık konusunda çok takıntılı bir insandır. Özellikle televizyondaki sağlık programları izlemeyi herkesten çok sevdiğine eminim,kendiminde herkesten çok sıkıldığıma. Neyse ben bunları düşünürken annem beni yine kahvaltıya çağırdı ve beni sabah kalkınca yapmam gereken şeyler konusunda tembihledi. Ne yapmam gerektiğimi de biliyordum ama bana göre insan sabahları her zamankinden fazla üşengeç oluyor,her ne kadar ailelerin hoşuna gitmesede. En sonunda içimdeki bu konuşmayı bırakıp ağır adımlarla mutfağa doğru ilerledim. Zaten yaz günleri erken kalkmak yetmiyormuş gibi masada yemekten çok meyve olması hiç de hoşuma gitmiyordu. Ya kahvaltı dediğin nedir,bir kere meyve olmadığına eminim. Bence kahvaltı nutelladır,süttür,ekmektir bilemedim peynirdir bunda abartılacak ne var! Bazı kişiler var bu iş hakkında üniversite mezunu ve okus pokus şu an televizyonda annemin karşısında konuşuyorlar. Tabi bu benim,yine düşünürken dalmış gidiyorum ki annem beni uyandırıp şöyle diyor "ne oldu kızım portakalları görünce bir yüzün değişti". Aslında içimden bahane bulasım gelmişti,ama hiçbirşey değiştirmeyeceğinden ağzımı bile açmadan yerime oturdum. Tam bir parça muzu ağzıma atıyordum ki kapı çaldı. Annem de elleri kirli olduğundan kapıyı açmam için benden rica etti. Kim geldiyse karşısına pijamalarla çıkmak hiç istemesemde annemin tekliflerini kabul etmem gerektiğini bundan iki ay önce öğrenmiştim. Sırf anneme mesaj atmayı öğretmedim diye bana bir ay televizyon izlememe cezası vermişti. Bir düşünün genç bir kızın hayatında ne kadar çok dizi olabileceğini ve bunlarda mahrum kaldığını. Resmen kabus. Bu yüzden artık kapıya bakmam gerekiyordu. Kapıyı açtığımda kimi göreyim,mahallenin deli kedili kadını karşımda duruyordu. Kadının hala ismini ezberlemediğimden biz mahallenin gençleri,onu böyle tanıyorduk. Zaten her yalnız kaldığında kedi alan bir kadın için ne denebilirdi ki. Neyse kadın niye geldi diye merak ederken elime bir kağıt tutuşturdu ve garip bir şekilde en sevdiği kedisi Cillop'un kaybolduğunu söyledi,ardından da elbisenin bana çok yakıştığını söyledi. Oysa benim üstümdeki pijamaydı. Yani bizim mahallenin delisinden bu kadar. En sonunda bitti diyip,muzumu ağzıma atabilcem derken balkonda " Damla,Damla..." diye sesler geldi,ama artık dayanamadım ve muzu ağzıma tıkıp balkona koştum. Bizim Nehir gelmiş,arkadaşlarla plaja gidip yüzmeyi planlıyorlarmış,o da beni de davet etmek istemiş. Tabi kahvaltımı bitirip gidemeyeceğimden moralim bozulmuştu. Eee ne yapalım...bence biran önce kahvaltıyı bitirelim. Çok küçük bir ihtimal yetişebilirdim belki diye düşündüm. Tabi böyle düşünmekle olmaz. İşte o an içimde büyük bir hırs belirdi ve var gücümle kahvaltıya koştum elime ne geçerse yedim her ne kadar dışarıdan kötü gözüksede annemin bu durumdan hoşnut kaldığına emindim. Kahvaltım biter bitmez mayolarımı giyindim,plaj çantamıhazırladım,son olarak ayağıma terlik,kafama da şapkamı giyindikten sonra annemin güneş kremi uyarılarını dinlemeden dışarı fırladım. Onlar gideli onbeş dakika olmuştu hala ümidim vardı. Çünkü plaja genellikle yürüyoruz yani bu hızda koşarsam onları yakalamam an meselesiydi.

Hayat Niye Böyle!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin