Mark Lee türünün son örneği olan bir Vertavilluus'tu ve Mediocrista halkının geleceği için büyük tehditti...
Kendini dizginlemese negatif enerjisiyle tüm perilerin kanatlarını eritebilir, taze gül yaprakları gibi yumuşak tenlerini buruşturabilir ve tüm peri sihirlerini tek seferde havaya karıştırabilirdi.
Ne vardı ki onu öldürmek de mümkün değildi.
Türünün son örneği olmasının nedeni tüm akrabalarını öldürüp, hem güçlerini hem de ömürlerini kendininkilere katmış olmasıydı.
Ve daha da kötüsü, Mediocrista kralının kötüye giden sağlığıydı. Yüzyıllardır süregelen anlaşmaya göre aralarında barış vardı ama bir kral ölürse anlaşma bozulur, yeni kralla yeni bir anlaşma imzalanırdı.
Mediocrista kralı ülkesin için yıllarca çabalamış, gelmiş geçmiş en başarılı krallardan biriydi ve ülkeyi böylece kaderine bırakmak istemiyordu. Dahası, geride bıraktığı oğullarının taht için kavgaya tutuşup Mark'ın gücünü hafife alacaklarından korkuyordu.
Yaşlı kral gün görmüş, bilge bir adamdı, başlarındaki büyük tehditin farkındaydı ve ölüm döşeğinde de olsa bir şeyler yapmak istedi. Buu yüzden oldukça görkemli bir ziyafet hazırlatıp, ne kadar asil ve köklü aile varsa çağırdı. Mark Lee'yi ise 'efendilerin efendisi, yüce güçlü üstad' ismiyle davet etmişti.
Amacı onunla konuşup, gerekirse yalvarıp, kendinden sonra tahta çıkacak kişiyle barış anlaşması imzalamaya ikna etmekti. Kendisi hala hayatta olduğu için Mark saraya gelse de kimseye zarar veremeyecekti.
Her ne kadar umutsuz olsa ve davetine cevap alamasa da ziyafet gün tüm salon boğucu bir sessizlikle onu bekliyordu. Ne zaman ki Mark içeri girdi, müzikler çalmaya, binbir güzel lezzetteki yemekler yenilmeye başlandı.
Mark'ın yeri kralın ve yan taraflarında oturan iki oğlunun hemen karşısıydı, tüm gözler de bu masadaydı.
Müzik perilerinin enstrümanlarından gelen huzur dolu müzik eşliğinde yenen yemekte, kral konuyu açtı. Ne isterse alacağını vaad etti son Vertavilluus'a, yeter ki halkı güvende olsun.
Mark'ın amacı perileri katletmek olmamıştı hiçbir zaman. Tüm diğer Vertavilluus'ları öldürme sebebi, barışı bozmak istediklerini öğrenmesiydi zaten.
Bugün ziyarete katılma sebebi de bunu söylemek istemesiydi. Ne var ki kral öyle büyük vaatlerde bulununca, konuyu düşüneceğini söylemişti soğuk kanlılıkla.
Tam yemekler yenmiş, tatlılara geçilmişti ki müzik durdu. Tüm periler sahnede yavaşça geriye çekildi ve koca salondaki tüm ışık içeri giren tek bir kişinin üzerinde toplandı.
İçeri gelen bu yeni peri, nefes kesici güzellikteydi. Nitekim salondaki herkesin nefesi anında içlerine kaçar gibi olmuştu.
Herkes onu izlerken o sahnenin ortasına yürümüş, enstrümanların yeniden çalmaya başlamasıyla birlikte ağzını açmış ve şarkı söylemeye başlamıştı. Güzelliğinden daha etkileyici bir şey varsa, bu şey kesinlikle sesiydi. Şarkısını bitirdiğinde, salondakiler bir süre alkışlamayı bile unuttu.
Ve Mark, kraldan ne isteyeceğini bulmuştu. Kralın en küçük oğlunu, Taika Maa'nın en güzel perisini, Donghyuck'u...
Kral da bunu onaylayacaktı elbette. Vulmortem hastası olan Donghyuck'u gözden çıkarmak kolaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
peri prens ⸸ markhyuck
Fantasía"Efsaneler kanla yazılırmış Mark. Seninkini yazmaya benim kanım yeter mi dersin?" Perilerin en büyük doğal düşmanı Mark ve peri kralının en küçük oğlu Donghyuck. (my muse: "...Sonra ondan oğlunu istedim; hemen kabul etti ve perilerinden birini, oğla...