❀❀❀
7 dost Theo'nun peşinden 10 dk sonra gitmiş ve karşılaştıkları manzaraya bakakalmıştı.
Ay ışığının yansıdığı Karagöl'ün önünde, ağaçların hepsine dolanmış led ışıklar, yerin belli bir kısmının düz kalması için sihirle konulmuş sahte zemin, kenardaki çimlerin üzerine serili piknik örtüleri, bu örtülerin üzerindeki pastalar, birkaç çeşit yemek ve ateş viskileri, arkada çalan müzikle öylesine bir olmuştu ki etrafa bakınca içleri huzurla doluyordu.
"Theo, bu gerçekten mükemmel olmuş." diyen Pansy, ilerleyerek Theo'nun kollarına atladı.
Hepsi Theo'ya sarılıp etrafa bakmaya ve anı yaşamaya geri dönmüştü.
"ŞUNA BAKIN YEMEK!"
Piknik örtülerinin üzerine kendini atıp yemeklere dönen Ron'un ardından Draco, Hermione'ye doğru yürüdü.
"Bu kadar güzel olmuşken dans edemeden bu geceyi bitiremezsin değil mi?" dedi hafif gülümsemeyle.
Hermione, cevap vermeden Draco'nun elini kaparak onu düz zemine çekti. Ellerini Hermione'nin beline yerleştirdikten sonra Draco'nun düşünebildiği tek şey karşısındaki kadının nasıl kalbini bu kadar hızlı attırdığıydı. O ne düşünüyor bilmiyordu ama aynı şekilde olduğunu umuyordu.
"Ginny, bana bu dansı lütfeder misin?"
"Hayır, ben açım."
"HADİ AMA GINNY!"
"HHAHEOSKSHAHA TAMAM TAMAM"
İki çift yarım saat boyunca dans etmiş, Pansy ve Theo yere oturarak Karagöl'ü seyretmişti. Blaise ve Ron günün yorgunluğunu atmak üzere arada ağızlarına bir şeyler atarak yerde uzanıyorlardı.
Müziğin değişmesi ve hareketlenmesiyle ayağa kalkan Pansy, herkesi gaza getirmişti. Dışardan bakan birinin onlara deli muamelesi yapabileceği bir biçimde dans ediyorlardı. Theo, yerde takla atmaya kalkarken Blaise, Ron'u göle atmıştı. Ron'un haline gülen Pansy kendini yerlere atmış, bu sırada Ginny herkesin eline birer ateş viskisi tutturmuştu. Harry ve Blaise, Ron'u çıkarmaya çalışıyordu. Bunlar olurken yavaşça daha karanlığa doğru ilerleyen Draco ve Hermione durup birbirlerine bakmaya başlamıştı.
"Bana ne söylemek istiyordun Herm? Eğer baloya geri dönmek isti-" sözü karşısındaki kadının onu öpmesiyle kesilen Draco, neye uğradığını şaşırmıştı.
"Bunun anlamı-"
"Yani, baloya dönmek istemiyorsun.""Bunun anlamı, seni seviyorum Draco."
Ağzı yarım açılan ve öylece kalan Draco, Pansy'nin bağrışlarıyla kendine gelmiş, anında Hermione'ye sarılmıştı."Ben de seni seviyorum Hermione." dedi gülümsemeyle, ellerini Herm'in saçlarına daldırırken.
El ele arkadaşlarının yanlarına gelerek şarkı söyleyip oynadıkları oyunlara katıldılar.
"Sanırım Hogwarts yıllarımda en eğlendiğim ve mutlu olduğum gün bu." dedi Theo'dan beklenmeyen bir ciddiyetle.
Blaise ve Draco, bu sözlerin üzerine Theo'nun üzerine atlayarak ona katıldıklarını söylediler. Tabii üçü birden yuvarlanarak göle düşmese onlar için daha keyifli olurdu.
"HEY HEY BAKIN BEN DE NE VAR!" diye bağırdı Pansy, hareketli resim çeken kameralardan birini çantasından çıkarırken.
Göldekileri, yanında oturan iki güzel insanı, ağzına kocaman bir pasta dilimi atan Ron'u, göldekilere yardım etmek isterken yanlarına düşen Harry'i ve tabii ki kendininde dahil olduğu daha birçok resmi çekmişti. Yıllar sonra bile bu resimlere bakıp en güzel günlerini hatırlayacaklardı.
Odalarının duvarlarına, masalarının üzerine ve kitaplarının arasına sakladıkları bu resimler her daim onlarda kalıp arkadaşlıklarının önemli bir hazinesi olmuştu.
❀❀❀
Texting olmayan kısım şükür bitti, artık wp devam 💆🏼♀️
![](https://img.wattpad.com/cover/255617029-288-k121346.jpg)