Medyadaki Akın. Uzun zamndır yazamadıgım için kusura bakmayın.Bölüm sonunda zaten bir açıklama var.
Sipariş gelmişti.Kapıdaki kişiden kutuyu aldım.Parasını ödeyip içeri geçtim.Hemen kutuyu açtım.Koyu mavi göğüs ve bel kısmında fosforlu mavi renginde az ışık saçan pulları ile harika bir elbiseydi. Boyu ise dizimden az yukarıdaydı.
"Beğendin mi bari?"
"Beğenmez olur muyum,harika."
"Beğeneceğini biliyordum." Sonra tekrar ellerini birbirine vurarak,
" Sana çok yakışacak."diye şakıdı."Öyle umuyorum bakalım."
Lavaboya geçip elbisemi giydim.ve Nilsu'nun tepkisini bekledim. "Çoook güzel olmuş."
"Sıra bende" diye ekledi.O da giyinip geldi.
"Harika olmuşsun." "Olduk" diye düzeltti.Aynanın karşısına geçip sandalyeye oturdum. Nilsu saçlarımı düzleştiriyordu. Benim işim bitince sıra Nilsu'ya geldi. Onun saçlarınıda maşa yapınca ilimizin saç işi bitmiş oldu.
"Sana mavi kristalli kolyeni takalım ve kristalli orta boy beyaz küpelerini takalım." Aynı zamanda takı kutularımı karıştırmaya devam ediyordu.
Sonra devam etti. "Bende beyaz kolyemi ve beyaz küpelerimi takıyım mı sence nasıl olur?" aynı zamanda döktüğü küpelerin arasından birkaçını kulağına deniyordu. Bende beyaz topuklularımı giyip mavi çantamı elime aldım. Nilsu da siyah topuklularını giyip küçük beyaz çantasını aldı. Siyahların içinde iyiydi. Telefonumu çıkarıp saate baktım partiye yarım saat vardı. Evden çıkıp taksiye bindik.Nilsu Taksiciye akın'ın evini tarif etti.Aradan bir yarım saatin geçmesi ile birlikte taksiciye ücreti ödeyip indik.
Açık evlerinin önünde havuzlu kocaman geniş bir yerdi. Daire havuzun etrafını çeviren daire masaların hazırlanışının göz alıcı olması etrafa renk katıyordu.
Erken olmasına rağmen çok çok kalabalıktı. Niye bütün gözler bana bakıyordu ki .Bu beni rahatsız etmişti. Elbisemde de makyajımda da kusur yoktu aslında. Huzursuz olunca hızlı hızlı yürümeye başladım.
Nilsu ile masalardan birine geçtik. Bakmaya devam ederlerken
" Sence niye bakıyorlar ki? Nilsu'ya sordum merak ettiğim bu şeyi.
"Güzel olduğundan tabiki" diye yanıtladı beni. Dalgamı geçiyordu benimle. Kıs kıs gülüyordu.
"Hiç komik değil." diye düşüncemi dışa vurdum.Beş dakika etrafımıza bakındıktan sonra
Nilsu" Akın'ı gördüm işte "hadi doğum gününü kutlayalım ve hediyesini verelim."
" tamam"
Hediyeyi taksiyle giderken aklımıza getirip taksiden inip alışveriş merkezine gittiğimiz de almıştık.
Akın arkadaşlarlarıyla bir masada takılıyordu.çok değişmişti. Şimdi eğlenmeyi seviyordu ve büyüdüğü için çocuksu tavırları yoktu. Oldukça yakışıklıydı geçmişten daha çok. Akın biz daha yanlarına yaklaşmadan önce bizi görmüştü. Artık sırıtması genişlemiş bize doğru geliyordu. Bana ve Nilsu'ya bakarak
"Ne kadar güzel olmuşsunuz"dedi hayranlığını belli ederek. Akın gözlerini benden hiç ayırmıyordu. "En sonunda dilimi bulup konuşabildim
" Doğum günün kutlu olsun Akın,nice yıllara"
"Teşekkür ederim geldiğiniz için"Nilsu aramızdan çekilmiş neşeyle bizi seyrediyordu. Hemen söze atladı."Asıl biz teşekkür ederiz davet ettiğin için" kısa bir sessizlikten sonra;"Sana hediyeni verelim" deyip paketi ona doğru uzattım.Paketi alıp kibarca açtı. Ayrıca teşekkürü ,gerek yoktu laflarını unutmadı.
" harika çok beğendim."
Akın
Selen bana çok güzel çerçeveli bir kupa almıştı. Bu harika bir şeydi.
"Gerçekten,sağol. Benim için gelmen önemliydi. "
"Beğendin mi?"diye sordum."Hem de çok. "Parti tam gaz devam ediyordu. Davet edilen herkes gelmişti neredeyse. Sadece Barkın hariç. Nerede kalmıştı ki bu?. Genelde benim için erken gelirdi. Merak etmiştim. O benim her doğum günümde yanımdaydı. Yine yanımda olurdu.
Selen'e"Sonra görüşürüz"deyip yanlarından ayrıldım.Annemle babamın masasına geçtim. Annem ben yanına geldiğimde
"O kıza hâlâ aşıksın değil mi Akın?"dedi. Ağzım çoktan o şeklini almıştı. Hayır yani ben bu konuyu anneme en son üç sene önce anlatmamış mıydım?
"Anne, nereden çıktı bu?" "Hayır,Yani onun gözlerinin içine bakınca hâlâ gözlerin parlıyor da."Annem ne çok şey biliyordu böyle."Anne ,Hayır o benim arkadaşım.Tamam ben ona daha 2,3sene öncesinde âşıktım. Ama o beni sevmedi,hiç aşık olmadı,biliyorsun sen de."
Annem "Yani sende vazgeçtin "soru sorarcasına bana baktı.
"Hayır,Aslında evet". "Eğer Selen beni hiç sevmezse vazgeçmişimdir. "
"Artık konuyu kapatalım , lütfen!" diye ekledim.
"Tamam" diye söylendi annem çok tatlı sesiyle. Babam ise yanındaki bir arkadaşıyla konuşuyordu. Annem kısa bir süre sonra"Akın,biz babanla pastanı üfledikten sonra arkadaşlarımızla dışarıda yemeğe çıkacağız." "Peki. ". "Eğlenmenize bakın."Annemle konuşmamızın ardından telefonuma mesaj gelmesiyle gözlerimi elimdeki telefona diktim. Açıp baktığımda Barkın'ın Gökyüzüne Bak! Mesajını okudum.Mesajın ardından hemen kafamı kaldırdım. O da ne? Gökyüzünde büyük harflerle Ve renkli yazılarla "DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN CAN DOSTUM."Yeniden karşınızdayım..Bazı sebeplerden dolayı yazamıyordum..Özür Dilerim. Ama bundan sonra birkaç hafta bölümler sık gelecek. Öpüyorum..:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GiBi
ChickLitAşk için iş mi demeliyiz? Yoksa İş için Âşk mı? Ya da Hayat için her ikiside mi? *** Of ya off! "Ben başıma nasıl bir bela aldım ya."!Bu söylediğim istemsiz agzımdan kaçmıştı.Ama o ben bunu söyler söylemez gülmeye başladı. İlk defa gülümsediğini...