"Tamam tamam ben sana haberi vereyim."İşte şimdi telefona kulak kesildim.
&&&
"Bizim sınıftaki Akın bizi doğum günü partisine davet etti.Hani sana karşı boş olmayan Akın!Senden hoşlanan Akın!"
Hep bir şeyler ima ediyordu zaten.Ah! Tabiki de biliyordum.Ondan başka Akın mı vardı sınıfta.
"Pekala ne zaman?"diye sordum.Akşam saat 8'de orada olmalıyız." Sesindeki mutluluk tınısı hâla dolaşıyordu.Anlaşılan hoşuna gidiyordu bu eğlence işleri.
"Olmalıyız derken ben gelemem." dedim.
"Nasıl gelemezsin Selen? Çocuk zaten utanmış seni arayamamış.Beni sana söylemem için aradı.İkimizi de davet ediyor.Gitmezsek ayıp olur." dedi.
"Unuttun mu ?Ben artık işe başlıyorum Nilsu"
"Haklısın Selen!Sen iş görüşmesi yapmadın mı sadece?Yarın çalışacaksın sanıyordum."dedi mutluluktan daha ağır basan kırgın bir sesle.
Onu mu kıracaktım ya."Tamam"
diye gönülsüzce cevap verdim."Hadi ama Selen"Biraz süreden sonra "Ne! Tamam mı dedin sen?"diye bağırdı telefonda.Telefonu kulağımdan uzaklaştırdım."Hemen oraya geliyorum."
"Sen de kalacağım da dayanamayacağını biliyordum.İzini almıştım bile."Ah!Bu kız ben de gülümsememle "Hadi Bekliyorum"Dedim.Ve telefonu kapattık.Saate baktım.Partiye daha dört saat vardı.Bugün işe sahip oldum.Hep istediğim bir şeydi.Ama hep stres doluydum ki bu beni yormuştu.Kendimi koltuğa attım.Uykunun bedenimi ele geçirmesine izin verdim.Kapı zilini duyunca toparlandım.
"Kızım nerde kaldın ağaç oldum ya"
"Uyuyakalmışım.Kaç saat oldu bizim konuşalı."
"Yani iki saat oldu neredeyse"
"Ne!" "Bu kadar uyumuş muyum ben ?"dedim. Uykulu hâlimle kelimeleri bile toparlayamıyordum.
"Evet, Selen Hadi yüzünü yıka.Yoksa uyumaya devam ediyorsun.Ve daha hazırlanacağız" Haklıydı.Uyuklamaya devam ederken lavaboya geçebildim.Yüzümü güzelce yıkadım.Şimdi daha canlı gözüküyordum.
Nilsu çoktan odama geçmiş ,
Gardropta ki kıyafetlerimi karıştırıyordu."Sen ne giyeceksin? " diye sordum odama girerken.
Birden baş parmağını ağzına götürerek korktuğunu belirten işaret yaptı."Ay korkuttun beni"dedi aynı zamanda.Sonra da neşeyle "Görmek ister misin?"
Hadi göreyim o zaman" diyerek yanına gittim.Büyük bir kutudan siyah uzun bir elbise çıkardı.Sonra da "Nasıl" dedi.
"Çok güzelmiş elbisen." diyebildim hayranlıkla bakarken. Elindeki elbiseyi pakete bırakırken
"Senin ki de çok güzel"dedi."Ne güzelinden bahsediyorsun anlamadım.Daha ortada seçilmiş bir elbise bile yok".
"Ben sana da sipariş verdim canım."
Şuan ne şaşkınlığı yaşıyordum ben.Nilsu'ydu bu sonuçta.Benim düşünceli arkadaşım.
"Ciddi misin? Teşekkür ederim. Teşekkür ederim."diye söyleniyordum."
"Evet,sence nasıldır?"Beni heyecanlandırmaya mı çalışıyordu bu kız."Merak etmeli miyim"diye sordum tek Kaşımı kaldırarak.Sorusuna soruyla cevap vermiştim.
"Bence etmelisin"diye neşeyle cevapladı.
Ardından da kapı çaldı.
"Geldi bile" diyerek ellerini birbirine vurdu.
Merhaba :) Bu bölümün sonuna geldik.Umarım iyi yazıyorumdur.Diğer bölüm uzun ve bundan sonra uzun yazacağım.Vote ve yorum bekliyorum sizlerden.Bu arada D.G. ~Doğum Günü demek.Okuyanlar öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT GiBi
ChickLitAşk için iş mi demeliyiz? Yoksa İş için Âşk mı? Ya da Hayat için her ikiside mi? *** Of ya off! "Ben başıma nasıl bir bela aldım ya."!Bu söylediğim istemsiz agzımdan kaçmıştı.Ama o ben bunu söyler söylemez gülmeye başladı. İlk defa gülümsediğini...