3.Bölüm

46 8 0
                                    

Elena'nın son sözü bastırarak söylemesi ile gülümsedim. Sonunda resmen beni tehdit etmişti, gözleriyle yemezsen öbür bileğinide ben kırıcam diyordu. Birden izlendiğimizi fark ederek huylandım ve sağ sola bakmaya başladım. Tam önüme dönecektim ki, bir çift bana bakan gözle karşılaştım.

Onu görmemle kaşlarım hızla çatıldı. Niye bana bakıyordu o? Niye birşey varmış gibi bakıyordu? Benim ona kaşlarımı çatmam ile önüne döndü. Kimdi o? Adı neydi? Burda mı okuyordu, okuyorsa bile nasıl fark edemedim? Yani fark edilmeyecek gibi değildi, kendine has bir çekiciliği vardı.

Ah ne diyordum ben? İç sesime küfürler etmeye başladım. Yine başlamıştı boş konuşmaya.

"Kızlar, bu okulda hissediyorum çok çok güzel şeyler olacak."

"Yaa tabi ne demezsin." Diyerek göz devirmiştim. Bok güzel şeyler olacaktı. Bizim hayatımızdan bahsediyorduk, bizim hayatımızda güzel şeylerin olduğu an çok önceden çatlamıştı geçen yıl ise o kırılma parçalanmıştı.

"Caroline, şu üniversiteye hala nasıl geçtik anlayamıyorum, yani ne biliyim..."

"Geçtik işte Elena. Zaten her türlü geçebilecektik, sadece..sadece o olaylar.." sustum. Söyleyemiyordum, ne zaman söylemek istesem boğazım düğümleniyordu. "Biliyorsun işte. O boktan şey ilk defa..ilk defa bir halta yaradı." Son sözümü söylerken buruk bir gülümseme bahşettim ona ve salatam ile oynamaya başladım.

"Kızlar, üniversiteye geçtik diye rahatlamayın dersleri boşvermişlik etmeyin. Daha tam olarak geçmedik sadece gidebilecek kapasitemizin olduğunu anladıkları için gönderiyorlar. Yani bence saçma yinede ama işte işimize yarıyor."

Matt'in konuşmasıyla ona bakıp gülümsedim. Bir abi edasıyla konuşmuştu. Ve haklıydı, her zaman ki gibi..

Kafamı tekrar salatama gömmüştüm. Yine kafamın içinde bir ton ses vardı. Yine başlamıştı. Susmuyorlardı. Kafamın içindeki şey ne zaman düşünsem ne zaman aklıma getirsem asla susmuyordu. Hah zaten bir kez bile düşünmeyi kesmedim, kesememiştim ama ne kadar az dilime dökersem o kadar az konuşuyordu kafamın içindeki sesler.

Derin nefes aldım, ben..ben güzel bir hayat istemiştim, sadece huzurlu bir hayat. Sevdiklerim ile olduğum bir hayat. İhanet, aşk, kıskançlık, mutluluk, bazen üzülmek istediğim bir hayat istemiştim. Diğer kızlar gibi tutkulu bir aşk yaşayıp arkadaşlarımla deliler gibi eğlenmek istemiştim. Ailem ile olmak istemiştim. Ben sadece sıradan bir hayat istemiştim...

●●●●●●●●●●●●●

"Care, bak bende geleyim ya ne olcak sanki?"

"Evet, tek gitme."

"Hayır dedim! Tek gidebilirim hani elim ayağım falan var ya."

"Herşeye inat et zaten, başka ne biliyorsun ki." Diye konuşmamızın içine atlamıştı Taylor. Bu ne ara gelmişti yanımıza?

"Biraz öyle canım. Ne yapayım kanımda inatçılık var elimden bir şey gelmiyor." Elena'ya döndüm "Hadi sende ziyarete git. Giderken benim adımada çiçek götür olur mu? Ama sarı güllerden olsun." Gülümsedim, gülümsedi. Bunun anlamını en iyi ikimiz biliyorduk. Sarı gül benim için çol özeldi.

"Hadi hadi gidin artık sıktınız aa yeter."

"Vay nankör iyi peki gidelim biz. Dikkat et arayınca aç telefonunu sinirlendirme." Elena'nın son sözlerini bir anne edasıyla söylemesi beni güldürmüştü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 18, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAŞLANGIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin